Çalılıkların Arkasındaki Ses

138 3 6
                                    

   Serkan varlıklı bir ailenin ikinci çocuğuydu. Fakültenin yarısı Serkan'ın etrafında pervane iken onun beni seçmesi aklıma takılmıştı doğrusu. Ama ne olursa olsun kanmam,bunlar gelip geçici şeyler bunlarla kendimi kandırıp, kalbimin daha sonra acı çekmesini izleyemem. Gerçek aşk sevdiğini ölene kadar beklemektir. Eğer beni seviyorsa beklerdi. Ama gerçekten anlamadığım tek şey onun neden beni seçmesiydi. Yani o kadar kişi onu seviyor iken daha doğrusu sevilmek varken o beni seçmişti. Bunun altında kötü bir niyet anlamalı mıyım? Bilmiyorum.

  O sırada beni dinleyen Serkan yanıma geldi, onun geldiğini gördüğümde kalkmaya çalıştım.
Eğer kalkmasaydım gönül vermiş gibi olacaktım, bunu yapmakta istemiyordum. Ama bana;

  - Damla bak biraz önce dediklerini duydum. Evet, o kadar kişi beni seviyor ama benim seni sevmemin nedeni, sen bu güne kadar bir erkekle hiç ilişkiye girmedin ve bende senin gibi, hiç bir kız ile çıkmadım. Sen benim helalimsin haram olmuş kişileri benim sevmem imkansız ve seni ayıran özellikte bu işte. İkimizin de bir geçmişinin olmaması. Sonunda sevdiğim tarafından sevilmemek olsa dahi. Ama unutma ben seni ne olursa olsun bırakmıcam. Hani dedin ya seven insan ölüme gider diye, inan ki şuan şurada öleceğimi bilsem, yine seni seviyorum derim.  Ben bunları yalakalık olsun diye demiyorum. Bana evet demesen de olur. Ama senden tek isteğim beni ömür boyu sev olur mu? Çünkü bende seni seviyor olacağım. Canım benim inan ki seni üzecek yada hayalkırıklığına uğratacak bir şey yapmayacağım. Sonra gülümsedi ve bana şunu söyledi;

  - Görüyorsun şu öküzü bile alt ettin. Şu masumiyetinle...

  - Serkan yine sen saçmalıyorsun. Ben niye konuşacak mışım? Hem ben deli miyim burda kendi kendime konuşucam. Ya ben sana olmaz diyorum sen hala gelmiş bana burda, "yok efendim ölüm olsa bırakmam da yok neymiş ben seni seviyorum da" Hem benim daha önce çıktığım bir kaç kişi var. O yüzden bence sen beni bırak...

  Dedim ve gittim. Bir ara arkamı döndüğümde bana bakıp salak salak sırıtıyordu. Acaba inanmış mıydı sevgilimin olma yalanına?
 
    Serkan
Bugün  Damla'yla biraz konuştuk. Aklındaki soruları azalttım. Onun sesinde, yüzünde öyle bir şey var ki bakmaya kıyamıyorum. Bugün bana dediklerinin de yalan olduğunu biliyorum. Beni kendinden soğutmaya çalışıyor ama ben ondan asla soğumayacağım. Onun saçmalamasını saatlerce sıkılmadan izleyebilirim. Çünkü eli ayağı dolaşıyor, yüzü kızarıyor, sesi titriyor. Yalan söyleyememek bir insana bu kadar mı yakışır? Ama ben o dediklerimde gerçekten ciddiydim. Yani onu bırakmam, ölüm olsada sonunda bile bile yürürüm ben o ateşe onun için. Kendime öküz dememin sebebi de bir ara ben onun arkadaşı Ece'yle konuşurken duymuştum. Konu açılmıştı Ece' de Damla' ya, "senin ilerde sevgilin olursa ona ne dersin" demişti. Tabi o sinirlenmişti yine ama Ece ona "sinirlenme soruyorum sadece ne dersin diye sordum" demişti. Damla' nın cevabı da "öküz, koca bir öküz derdim" demişti. Ben normalde kendime hakaret ettirmem ama ona gelince sular seller duruyor. Ağzına da o kadar yakışıyor ki. "ÖKÜZ" kelimesi. Resmen birtane ya, ben ömrüm de bu kadar güzel birini görmedim. Bu güne kadar hiç bu kadar inadın birine yakışacağını, tahmin bile edemezdim. Benim tek sevabım onu sevmek olsun. Ben bu sevapla cennete bile giderim... Serkan oğlum kendine gel töbe töbe de yoksa çarpılacaksın. Dedim. Birden yüzümde bir gülümseme oldu. Sonra, oturduğum bankın arkasından sesler geldiğini duydum ve o yöne ilerledim. Gözlerime inanamadım çalılıkların arasından Damla beni dinliyormuş ve yakalandığı an benim ukalalık yapıp onu sinir etmem gerekirken benim konuşmama fırsat bile vermemeden. Kendisi ukalalık yapıp;

  - Öküzlerin günahını almışım. Onlarda romantik olabiliyormuş. Dedi gülerek... O an düşüp bayılmamak için kendimi zor tuttum. O kadar masum bakıyordu ki, Gülüşünü yesinler... Diyebildim sadece...

                         
 

KALBİM OLUR MUSUN?..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin