ASLINDA YAPRAK SIKILMIŞTI AĞAÇTAN...
BAHANEYDİ "SON"BAHAR...1-2 dakika sonra Naz içeri girdi. Ben kendi derdimle bir çareyken, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle yanıma geldi ve bana;
- Eee ne ekersen onu biçersin, sen eğer beni ispiyonlamasaydın, bende böyle bir yalan söylemek zorunda kalmazdım.
- Sen ne dediğini sanıyorsun ya, ben seni ispiyonlamak isteseydim eğer, ilk başta söylerdim. Ama ben sana kıyamadım, seni kaç kere aradım sana birşey olacak diye ben burda ağladım. Senin gibi kuzenim olmaz olsun. Bir erkek için beni, anneni ve babanı sattın. Hem ben seni babana söylemiş olsamda, senin bana böyle bir iftira atman anlamına gelmez. Çünkü eğer söylemiş olsaydım, senin yararına olurdu. Beni en başında dinleseydin bunların hiçbiri olmayacaktı. Şimdi düş önüme babama herşeyi anlat. Bana iftira attığını söyle, hatta Sinan'ı da söyle şimdi bir ayrılık mesajı atıyorsun ve hemen ardından onu engelliyorsun. Yarın da gidip numaranı değiştireceğiz. Anladın mı beni?..Cevap vermeyince bağırarak;
- Anladın mi beni dedim sana?.. Diye üstüne yürüdüm. Naz tam cevap verecekken yengem içeri girdi;
- Sus sakın konuşma! Bir de utanmadan Damla' ya iftira attın, amcan içerde perişan halde yazıklar olsun...
Dedi ve babamın bana yaptığı gibi kapıyı çarpıp gitti. Naz'ın dolan gözlerinden, bir anda sel gibi boşaldı gözyaşları... Kendini yere bırakan kişi, benim kuzenim oluyordu. Ona karşı ne kadar sinirli olsamda, onu öyle yerde görünce içim cız etti. Bir anda içimde ki sinir merhamet duygusuna dönüştü. Bende yanına oturdum ve yengemin orda olduğunu bilmediğimi, bilseydim böyle bağımayacağımı söyledim. Bana dönerek;
- Damla, senden özür dilerim. Senin hiç bir suçun yok, kendini suçlama. Burada suçlu olan biri varsa o da benim. Ben eğer senin sözünü dinleseydim, bütün bunlar başıma gelmezdi. Ben oraya gittiğimde karşıma geçip, bu işin artık olamayacağını ve en acısıda bana son sözlerini söylerken yanına bir kız gelip, "hadi aşkım gitmiyor muyuz artık" deyip elinden tutarak götürmesi olmuştu...
Bunları söylerken hiç dinmeyen gözyaşlarını silip, konuşmasına devam etti;
- Bunların üstüne babamlar gelince, senin Sinan ile ilgili şeyler söylediğini sandım. Gerçi yanıma geldiklerinde birşey biliyormuş gibi değillerdi. Ama Sinan'ın bana öyle yapmasının üzerine gelince sağlıklı düşünemeyip, senden intikam almak için böyle bir şey yapmaya karar verdim. Sen aradıktan sonra da söylemeye karar verdim. Sonrasını da biliyorsun zaten... Ona sımsıkı sarılarak, güven hissini vermeye çalıştım. Ve ona şunları söyledim;
- Tamam sende kendini bu kadar suçlama herkes hata yapar. Bu da senin hatan olsun. Merak etme ben bu işi halledeceğim. Sen bana güven biliyorsun ki ben senin hiç kötülüğünü istemedim, yengemle de konuşurum ben tamam mı? Hadi bakalım sende kendine gel herşey yoluna girecek merak etme... Sen benim kuzenimsin, ben seni savunmayacağımda kimi savunacağım. Tamam biraz sinirli olabilirim sana bu konuda ama, artık hepsinin geri de kaldığına söz verirsen, sana tekrar güvenebilirim ve bu olayın üstesinden beraber gelebiliz. Hı ne dersin?..
- Sana söz veriyorum Damla bir daha böyle bir şey olmayacak. Ben nasıl bir salaklık yapıpta seni dinlemeden, böyle bir şey yaptım. Senin gibi masum, temiz kalpli ve iyi niyetli bir kuzenim olduğu için dünyanın en mutlu kızıyım ben şuan da...
- Buna şaşırmamak lazım biliyorsun ki sen hep, böyle burnunun dikine gidersin. Her defasında da böyle pişman olup yanıma sokulursun, kedi yavrusu gibi. Ne de olsa tilkinin dönüp, dolaşıp geleceği yer yine kürkçü dükkanıymış...
Bunları söylerken, hem onun hem de benim gözlerimizin içi parlıyordu. Sonunda gün bitti ve herkes yeni bir güne başlamak için uykuya daldı. Son anda duamı da edip, derin ve güzel bir uykuya daldım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM OLUR MUSUN?..
Storie d'amoreDamla'nın üniversite çağlarında onu seven Serkan'a hayır demesiyle başlamıştı aslında kalbinin alevlenmesi... Kalbinde rahatsızlık olan Serkan Damla'yı çok seviyordu. Ama bu rahatsızlığından Damla'nın sonradan haberi olmuştu. Damla ise, ailesine ver...