Arkadaşlar çok çalıştım. Biraz ne yalan söyleyeyim canım sıkıldı. Bende bölüm yazayım dedim. İnşallah beğenirsiniz. Ama bu bölümü kesinlikle okuyun. Herşey yeni başlıyor...
Tam 2 dakika boyunca sarıldık, o kadar güzeldi ki ben de bozmadım. Ama tabi sonunda ayrılan ben oldum.
- Ne yapıyorsun sen? Herkesin önünde utanmadan sarılıyorsun, ama ne yalan söyleyeyim harika bir ambiyans, yani güzel düşünmüşsün.
- Sen daha iyilerine layıksın meleğim, bunlar ne ki? Sen bana bir evet de, şu bastığın güller yerine dünyaları sereyim.
- O zaman biz Mars'ta mı yaşayacağız?
- Bu beraber yaşayacağımız anlamına mı geliyor? Ne yani sen şimdi beni sevi...
- Demeye kalmadan bayıldı anlamadim ki şimdi. Hem beni yanlış anladı hemde bayıldı. Hemen sınıfta bizi izleyen sınıf arkadaşlarımız yardıma koştu. Ece'de yanıma gelip;
- Ne romantik ya inanmıyorum. Ama yine bana kızma sadece düşüncemi soyl... Gözümden yaşlar süzülürken,
- Ece bir şey olmaz dimi, Ece ne olur bir şey söyle yardım et! O sırada Serkan'ın en yakın arkadaşı Oğuz;
- Hocalara haber verin! Şu yerdeki gülleri toplayıp, bana bir su getirin! Diye bağırıyordu. Yasemin' in elinden suyu alıp;
- Çabuk dışarı çıkın! Sakın hocaları çağırmayın! Dedim herkes şok olmuştu böyle söylememe. Bu sefer bağırarak;
- Çıkın dedim size ya çıkın! Anlamıyor musunuz? Dedim ateş püskürerek... Onlar çıktıktan sonra, elimde olan su ile yüzünü yıkadım. Tabi bu arada iki gözüm iki çeşme ağlıyordum ve o an elini tutup,
- Serkan ne olur kalk, bak seni çok seviyorum. Kalk beni istediğin zaman gıcık et, ukalalık yap, hatta üstüne üstlük bir de yetmezmiş gibi, zeytinyağı misali üste çık, sana söz veriyorum bende sana ÖKÜZ diyeceğim. Ne olursun kalk nolur bir şey söyle. Hem sen beni bırakıp bir yere gidemezsin. İnsan sevdiğini bırakır mı? Zaten hele bir git bak ben senin o gözlerini oyuyor muyum oymuyor muyum?
- Ne diyorum ben ya çocuk burada ne halde, ben hala onun gözlerini oyma peşindeyim.
- Öküzüm, benim koca öküzüm hadi kalk artık bak beni öküzsüz bırakma. Sen gidersen ben kime öküz diyeceğim, yada kim beni ukalalık yapıp da sinir edecek?
- Allah'ım bana yardim et, o kadar şey dememe rağmen hala bir tepki vermedi. Bu arada gözlerimden akan yaşlardan bir tanesi göz kapağına geldi. Dayanamadım kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki tuttuğum elini alıp, kalbime götürdüm ve;
- Bak işte kalbimi dinle, seni ne kadar çok sevdiğimi bir de ona sor? Dedim ve o anda bir ses,
- Bende seni seviyorum küçük tatlı prenses, ama benim daha iyi bir fikrim var. Sen hiç gitme olur mu? Dedi.
- Ayağa kalkıp, elini uzattı kalkmam için. Elini tutup ayağa kalktım. O an mutluluktan ne yapacağımı şaşırdım. Canım benim ya onun da bir anda gözlerinden yaşlar süzüldü. Onu öyle görünce dayanamadım ve sımsıkı sarıldım ona.
- Duruma bağlı belki giderim. Belli mi olur? Dedim. Ukala mıyım neyim? ;)
- Keçiye bak sen, keçilerin günahını almışım onlarda romantik olabiliyorlarmış. Dedi.
- Biz en azından öküzler gibi eşek şakası yapmıyoruz. Hem ben sana ne dedim eğer benim sinirimi bozacak bir şey yaparsan, yüzümü görmeye bile cesaret edemezsin demedim mi ben sana? O yüzden kapa çeneni yoksa seni bir de ben bayıltırım!
- Prensesim farkında mısın sarılırken bile kavga ediyoruz?
- Aman Allah'ım öküzlerin aşkına!!
- Çok tatlısın sen yaa, şuan rüyada gibiyim.
- Öyleyimdir huyum kurusun. ;);)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM OLUR MUSUN?..
RomanceDamla'nın üniversite çağlarında onu seven Serkan'a hayır demesiyle başlamıştı aslında kalbinin alevlenmesi... Kalbinde rahatsızlık olan Serkan Damla'yı çok seviyordu. Ama bu rahatsızlığından Damla'nın sonradan haberi olmuştu. Damla ise, ailesine ver...