BAKMAYIN MEVSİMLERDEN "SON"BAHAR, AYLARDAN KASIM OLUŞUNA... BENİM KAPIM HEP ARALIK SANA...
Akşam yatamadım o kadar düşündüm ki. Serkan'ı, o dedikleri, dinlediği şarkı, ağlayarak çıkması ve Ece'nin söyledikleri kafamı allak bullak etmişti. Tabi henüz bir sevgi yoktu içimde, fakat öyle bir his vardı ki içimde... Yapma, bunu ona yapma diyordu adeta... Ama ailemi hayalkırıklığına uğratmak istemiyordum. Naz olayında bire bir şahit olmuştum yaşanılanlara. Sonra annem geldi aklıma sesini duymak istedim. Bana; saat kaç olursa olsun beni ara her sıklıkta açarım telefonu dediği aklıma gelmişti... Aldım telefonu elime ve aradım annemi oda açtı tabi;
- Alo! Anne nasılsın?
- Hayırdır Damla bir şey mi oldu? Aramazdın hiç bu saatte...
- Yok anneciğim ALLAH'a şükür iyiyim, sesini duymak istedim sadece...
- Hay Allah korkuttun beni kızım. Eee anlat bakalım madem aradın, nasıl gidiyor üniversite hayatı alışabildin mi oralara kuzum?..
- İyi anneciğim nasıl olsun? Bu aralar biraz yoğunum dersler falan. Sınavlara hazırlanıyorum bu yüzden seni ihmal ettim. Kusura bakma annem...
- Ne kusuru annem sen çalış tabi. Hatta ben seni tutmayayım, yarın erken kalkarsın. Yat uyu bebeğim iyi uykular...
- İyi geceler anne...
- Ne kadar da iyi geldi bana canım annem, ne zaman bir derdim olsa, canım sıkılsa sesinde huzur bulduğum tek insan... Bir ara gözüm saate kaymıştı ve saat 23:30'u gösteriyordu. O kadar yorgundum ki uyuyakalmışım. Sabah uyandığımda elimi yüzümü yıkadım, üstümü giyip, okul yolunu tuttum. Kahvaltı yapmamıştım kantine gidip, bir şeyler alacaktım. Kantinci Mehmet abiye parayı uzatacakken, Serkan'da arkadan parayı uzattı. Eli elimin üzerindeydi. Bana baktı o an hiç birşey yapamadım gözleri o kadar güzeldi ki, bana bir başka bakıyordu. Sonra Mehmet abi;
- Serkan al bakalım oğlum. Dedi. O an yanından öyle bir hışımla ayrıldım ki, arkamdan;
- Damla, Damla biraz bekle... Diye bağırıyordu. Ama ben arkama bile bakmadan ilerliyordum. Kolumdan tuttu ve bana;
- Iıı şey gözlerin çok güzelmiş... Sessiz bir şekilde... Yani off Serkan oğlum saçmalama sadede gel... Dedi ve devam etti... Dün dediklerimi düşündün mü? O kadar merak ediyorum ki, dün gözüme uyku girmedi düşünmekten. Ne olur şu öküzün kalbini kırma...
- Banane senin dün ne yaptığından ya, bırak peşimi off. Biliyorsun ki ben bu konunun konuşulmasını dahi istemiyorum ve sen hala bana cevaptan bahsediyorsun. İstersen kalbini daha fazla kırmadan defol git başımdan!!! Deyip onu öylece bırakmıştım orada.
Fakültenin kapısından girecekken arkamı döndüm. Neden dönmüştüm bilmiyordum ama, sadece tek gördüğüm şey biraz önce baktığım o kahverengi, pırıl pırıl parlayan gözlerden bir sel misali yaşlar boşalıyordu. Sonra aklımdan geçen,"saçmalama Damla kendine gel böyle şeyler sana ters, unutma kendine verdiğin sözü, daha fazla salaklaşmadan sınıfa çık" bu sözlere hak vererek sınıfa doğru yol aldım. Ama yönümü lavaboya gitmek için değiştirdim kendime gelmem gerekiyordu. Elime yüzümü yıkadım. Aynaya baktım ve "Damla sen bu değilsin kendine gel" dedim. Kendime iki tokat atarak, üzerimdeki salaklığı atmaya çalıştım. Allah'ım, sabah sabah yaşadığım trajediye bak. Daha sonra sınıfa girdim. Sınıfın yarısı içerideydi, çantamı sırama koyduğum an gözüm masamda duran nota çarptı;
Damla'm bugün seni ilk defa o kadar yakından gördüm. Gözlerin ilk defa bana bakmıştı, seni o kadar seviyorum ki... Bir gülüşüne ömrümü verdiğim insan. Sen benim hem ilkim hem sonumsun, sol yanımı sana vermek isterim, sonsuzum olmaya ne dersin...?Yüzümde istemsizce bir gülümseme oldu ve bugün dediği gibi, cidden koca bir ÖKÜZ... Sonunda derse girmiştik. Dersin yarısına geldiğimizde hoca bize, ingilizce uzun bir cümle kurmamızı söylemişti ve sözü Serkan'a vermişti. Ayağa kalkıp, belki 100 kişinin içinde bana bakarak;
Darkness of the night, the light of the sun, the water drop, flooding some excitement in my dream, but always on my mind calm, some next to me, do not forge...
Bu cümleyi kurmuştu ve söylerken gözleri dolmuştu. Gözleri öylesine parlıyordu ki, oturduğum yerden bile görebiliyordum gözlerinin doluşunu...Bittiğinde bütün sınıf alkışlamıştı o ise, bana gülümseyerek yerine oturmuştu. Anlamı ise;
Gecenin karanlığında, güneşin ışığında, Suyun damlasında, selin coşkusunda. Kimi yanımdasın kimi rüyamda. Ama hep aklımdasın sakın unutma... İdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM OLUR MUSUN?..
RomanceDamla'nın üniversite çağlarında onu seven Serkan'a hayır demesiyle başlamıştı aslında kalbinin alevlenmesi... Kalbinde rahatsızlık olan Serkan Damla'yı çok seviyordu. Ama bu rahatsızlığından Damla'nın sonradan haberi olmuştu. Damla ise, ailesine ver...