Bencil davranıyormuşum gibi geliyor yazdıklarımı okuyunca. Atarax bana anlatmayı öğreteli az bir zaman geçmedi ama yinede bazen kaçırıyorum ipin ucunu. Bir duyguyu kelimelerle nasıl anlatabilir ki insan. Hele hele aşk gibi bir hissi nasıl anlatabilirim... imkansız gibi duruyor buradan bakınca.
Biz Beyaz Gölge'liler saat, tarih, gün, ay gibi şeyleri hiç takip etmedik. Zamanı kucakladık ve hemen uyudu.(Ruhun kitabında böyle geçiyor.) Şimdilerde insanlık tarihine bakınca ne kadar yol alındığına şaşıyorum doğrusu. Küçük şeyler büyümüş, büyükler ise küçültülmüş. Çokluktan mı bu umursamazlık bilemiyorum ama gerçekten uzaktan -Beyaz Gölge'deki uzak değil- bakınca kum taneleri gibiyiz. Daha çok insan daha çok rahatlık; insanlar yaşam alanlarını ne kadar daralttıklarının farkında değiller. Aslında kendilerini doğaya bıraksalar her şeyi ellerinin altında bulacaklar. Ama ne yazık ki gelişme ve sorumluluk alma iç güdüsünü fazlasıyla abartmışlar. Benim gibi koskoca bir yokluktan gelen başka biri varsa eğer o da bunun farkına varmıştır. İnsanlar kendi rahatları için birbirlerini rahatsız eder hale gelmiş. İnanması güç doğrusu.
Dünya çok büyük liderler görmüş ama hepsi ateş ile uğraşmışlar. Ateşe gelen siyahlar gibi nerede yakan yok eden bir şey varsa onlar da oradalarmış. Ama malesef Atarax'ın bize hissedebilmemiz için yaptıklarının yanından bile geçememişler. Üzülmek, kaygılanmak, umut etmek, mutlu olmak, aşık olmak cesaret etmek vb. bunların bir tanesinin büyümesini bir kenara bırakın hepsi hissetmek konusunda körelmek üzereler.
Kendi adıma iyi hissettiğimi söyleyebilirim. Ama yeni çevreme alışmam pek kolay olmadı açıkçası. İnsanlar fazla körelmişler. Beyaz Gölge'lilerden pek farklı değiller. Aslında daha da kötüler çünkü bunu umursamıyorlar. Yani Atarax gibi biri gelip onları bu karanlıktan çıkarmak istese reddeceklerine kalıbımı basarım. Bazen çok fazla öfkeleniyorum ve onlara bunu anlatmaya çalışıyorum ama bana sadece gülüyorlar, aklımı kaçırdığımı söylüyorlar.
Şunu söyleyebilirim ki geçmişinizin durgun olması veya herhangi biriyle yaşacağınız ilişkide geçmişinizin olmaması çok işe yarıyor. Ama sadece Beyaz Gölge'de... Burada insanlar o kadar yan yana ki tanışıp arkadaş olduğum insanlarla çok sorun yaşıyorum. Aşk mı? Daha yanından bile geçemedim. Seralin'in üzerine hayatı kabullenmem bile çok zor oldu. Ancak burada insanlar birbirlerine çok çabuk aşık oluyor, çok çabuk terk ediyor ve ediliyor. Birde aldatmak dedikleri bir olay var. Tarifi izahı yok; birbirlerine aşık oluyor ve sonra içlerinden biri diğerini başka bir diğerine aşık olarak aldatıyor. En garibi ise bunu yaparken ilk aşık olduğu insanla ilişki yaşamaya devam ediyor. Ne tuhaf ve insanlar bunun gibi şeylerden dolayı hayatlarından vazgeçiyorlar. Ben aşık olduğum insana sadece bir kez dokunabilmişken bunları gördükçe nefesim kesiliyor, öfkeden ne yapacağımı şaşırıyorum. O kadar çok iç içe ki insanlar içlerinden biriyle ilişki yaşamayı denediğinizde -ki ben denemedim- o kişinin geçmişinde onlarca kişiyle birliktelik yaşadığını öğreniyorsunuz. Birden fazla aşık olmak bana hala saçma geliyor. O kişiye yani geçmişte onlarca ilişki yaşamış kişiye aşık olacak insana acımaktan alamıyorum kendimi.
Her şey aslında basitken bu kadar zorlaştırmaktan ne anlıyor bu insanlar anlayamadım bir türlü; politikalar, devletler, cinayetler, örgütler, dinler ve mezhepler, felsefeler, sonu gelmez tartışmalar, devrimler, akımlar anlamlarını öğrenmeye ömür yetmeyecek bir sürü zırvalık. Biraz daha derinine inildiğinde içinden çıkılmayan karanlık ve daha fazla güç elde etme isteği hepsi.
Belki de Beyaz Gölge bizi bunlardan koruyan bir yerdi ve Atarax'ta bize gönderilen bir hediyeydi. Sonuçta günümüz dünyasında insanlar neye inanacaklarını şaşırmış durumda, karmaşık bir hava var her yerde. Ben Atarax'a inanıyorum. Onu son bir kez görüp ona sarılmayı çok isterdim ama Ben öldüğünde Atarax'ta öldü. Onu ve Seralin'i çok özlüyorum.
Dipnot;
Ben'ide çok özledim. Sen olmak çok iğrenç bir şey...