Bölüm 10

30 0 0
                                    

Bir kış gününde dünyaya gelmişti ihtiyar adam. Dünyanın en güzel rengine gözünü açar açmaz doyasıya şahit olmuştu ki bir daha hep sevecekti kışları ve sonbahardan sevgilisinden ayrılır gibi ayrılacaktı her seferinde sonunda aşka üşümek için...

Sonsuza kadar aşık kalmak yerine sonsuza kadar kış kalmak istedi adam. O kadar çok sevdi ki onu anlatamadı kimseye. Bu sevgi sade ve bembeyazdı. Hiç başka renk istemedi adam. Zorla verdiler ona sıcacık renkleri ama o aldatmak istemedi sevgilisini. Başkasına aşık olmak ona yakışmazdı. Hep doğru zamanı bekledi kış ile sonsuz birliktelik yaşamak için. Bir gün sonsuza kadar kış ve adam birleşeceklerdi kış adamı doğabilsin diye...

İhtiyar;
Bu hikaye senin için ne anlam ifade ediyor bilmiyorum ama benim tekrar hatırlamama sebep oldu. Kağıtlarım arasında bunu bulduğumda hatırladım her şeyi, nereye ait olduğumu, kim olduğumu. Benim evim Beyaz Gölge.

Yüce Beyaz;
Ellerin ne alemde ? Hala seni zorluyorlar mı ?

İhtiyar;
Evet.

Yüce Beyaz;
Ya siyahlar onlar hala geliyorlar mı ? Gördüğüm kadarıyla hala seni kanatıyorlar. Yaraların taze.

İhtiyar;
Dışarıda onları engelleyemiyorum. Panikliyorum, Atarax'a ihtiyacım var.

Yüce Beyaz;
Onu sana geri veremeyeceğimizi söylemiştik sana, onu ve diğerlerini artık geri alamazsın.

İhtiyar;
Yani benden bana yardım edenlerden vazgeçmemi mi istiyorsunuz?

Yüce Beyaz;
Sana onlar değil biz yardım ettik. İyi olman için doğru zamanı bekledik ve seni o hücreden kurtardık. Özgürsün artık ama sen bunu inkar ediyorsun.

İhtiyar;
Özgür mü? YALAN! Özgürlük falan değil bu.

Yüce Beyaz;
Ne peki?

İhtiyar;
Özgürlük için feda edilen bir hayat istemiyorum ben. Hayat için özgürlükse özgürlük falan değil.

Yüce Beyaz;
Sana bunları çocuk mu öğretti?

İhtiyar;
Çocuk mu? Çocuk kalabilseydim keşke. Çocuklar adalet ister. Ben ve Siz'ler kötüyüz ve adalet değil merhamet isteriz sadece. Adalet bize yakışmıyor. Ya Beyaz Gölge'ye dönerim yada dışarada ölürüm.

Yüce Beyaz;
Ölümden korkmuyor musun?

İhtiyar;
Bunu öğrenmek için ölmek gerek. Denemedim mi sanıyorsunuz. Defalarca denedim. Ama şunu anladım ölmek için gözlerimi kapatmam yetiyor. Ben ne zaman öleceğimi ve ne zaman gerçekten yaşacağımı kendim halledebiliyorum.

Yüce Beyaz;
Dönmek istediğin yer ile ilgili hikayelerini anlatırken daha farklı bahsediyordun yaşamaktan da ölmekten de.

İhtiyar gülerek;
Dedim ya kendim hallediyorum.

Yüce Beyaz;
Senin için bir şeyler düşüneceğiz ancak şimdi evine dönmeli ve sana vereceğim ilaçları alıp uyumalısın.

İhtiyar;
HAYIR! Bana Atarax'ı verin. Seralin'imi geri verin. HAYIR! Yine hissetmek istemiyorum. Hissedersem canım çok yanacak. Lütfen. LÜTFEN! YALVARIRIM BANA KARIMI GERİ VERİN. Ona söyleyeceklerim var. Canını yakmak istememiştim. Lütfen gençliğimi geri verin bana.

Yüce Beyaz;
Sakinleş ve gözlerimin içine bak.

....

İhtiyar ağlayarak;
Lütfen doktor. Beni geri gönderme. Beni kapat yine. Camımın önüne yine plastik çiçekler koy. Gözyaşlarımla sulayayım onları. Küçük tren oyuncağımı ver bana. Atarax ve Seralin olmadan hissizleşemiyorum. Onlar olmadan yaşayamam ben. Lütfen doktor. LÜTFEEEEEN!

...

İhtiyar usulca;
Kimseden değil, sadece geçmişimden özür dilemek istiyorum. Kış adamından özür dilemek istiyorum. O genç adamdan, o genç adamın sevgilisine yaptıkları için özür dilemem gerek. İşin garibi aynaya bakınca kendi yerimde onu görüyorum doktor. Doktor? Doktor?

BU KİTABIN İLK BÖLÜMÜNÜN FİNALİDİR. YAKINDA DEVAMI GELECEKTİR.



Kış AdamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin