Uzun zamandır uyumuyorum sanki. Anlatacaklarıma devam edemiyorum çünkü hatırlamakta güçlük çekiyorum. Sorun hatırlayamamam değil, sorun hiç olmamışlar gibi hissetmem. Ne bu, yalnızlık mı? En yüksekten en derine düşüş. Evet aşık olmuştum sanırım.
İzleri takip ederek ilerlemeye çalışıyorum ve sonuç yine aynı. Yardım eli uzatan kimse yok. İşin ilginç tarafı hiç kimseden yardım istemiyorum ama birinin yardım etmesi gerekiyormuş gibi hissediyorum. Kağıtlarım arasında Seralin ismi gözüme çarpıyor son zamanlarda. Ne bu Seralin. Evet kesinlikle ona aşığım ama onu tanımıyorum bile. Ne kadar trajikomik bir durumdayım.
Biri vardı ismi panik olmama heyecanlamama sebep olurdu, bu birinin adını şimdi hatırlayamıyorum. Ama bana sürekli yaşlı olduğumu hatırlatan genç bir çocuktu tıpkı benim gençliğim gibi. Arada bir ziyaretime gelirdi. Seralin sanırım onun kız kardeşiydi. Bir kış günü bittiğini anımsıyorum bu Seralin'in; ağır ve kasvetli bir gündü, sürekli kar yağıyordu. O genci de bir daha hiç görmemiştim bu olaydan sonra.
Bazen sokağa çıkıp havayı koklarım. Bunu neden yaptığımı bilmesemde yaparım işte. O anlarda bazen o günün kokusunu sanki daha öncede koklamışım gibi hissederim ve günüm kötü geçiyorsa geçmişte kokladığım gün de kötü demektir benim için. Eğer günüm iyi geçiyorsa geçmişte güzel bir günü koklamışım demektir. Acıyorum kendime...
Uzun sürmeyecek gibi duruyor bu unutkanlık. Hissetmeyi bıraktığım da unutkanlığımda geçecek diye umuyorum. Sonra yine yuvama dönceğim ve bu karmaşadan çıkıp kurtulacağım.
Bazen ısınmak için sobayı yaktığımda camın arkasında bir sürü siyah şey görüyorum ve bu siyahlar ben her ısındığımda ve yükseldiğimde geliyorlar. Onlardan saklanamıyorum. Çünkü her yer çok renkli...
Onlardan kurtulmak için kendime beyaz kıyafetler aldım. Artık daha az geliyorlar. Yoksa her yerimi kanatıyorlar.
Benden ne istedikleri hakkında bir fikrim yok ama ben buraya ait değilim. Onlarda bunun işareti.Uyurken ellerimi bağlıyorum çünkü düşünmememi ve hissetmememi sağlıyor. Yoksa gece kalkıp bana bir şeyler anltıyorlar ve beni trenle ismini hiç hatırlayamadığım bir yere götürmek istiyorlar. Sağ elim gitmemem için bir yerlere tutunuyor sol elimse gitmem için ileriyi işaret ediyor. Kalbimin mi yoksa aklımın bir oyunu mu bu ?