- Housekeeping !
Kapıya gelen temizlik görevlisi içeriye böyle seslendi, ancak bir yanıt alamadı.- Housekeeping ?
Yine ses çıkmadı ve her zaman yaptığı gibi, yedek anahtarla kapıyı açtı. Tam da temizliğe başlayacağı sırada pencerenin yanında burnunun çevresi kanlar içinde, baygın yatan adamı gördü ve çığlık attı. Burası küçük bir oteldi, ses diğer görevliler tarafından hemen duyuldu ve koşarak Cem'in kaldığı odaya geldiler.
- N'oluyor ? Ne var ?
- 214 numaralı odadaki adam, o, galiba ölmüş.
- Ne ?! Aman Tanrım. Tamam sen burada bekle, ben hemen doktor çağırayım.Adam koşarak gitti ve en yakındaki doktora telefonlar durumu haber verdi, ancak gelmesi yine de epey sürecekti.
- Maria, sen bu işlerden biraz anlıyordun bildiğim kadarıyla" dedi Ziggy.
- Yani, tam olarak öyle denemez. Bir ilk yardım kursuna katılmıştım sadece.
- Tamam işte ne yapabiliyorsan yap, adamı görmüyor musun ?
- Tamam tamam, dur bir dakika. İlk olarak nabzına bir bakalım.
- Hmm.
- Hmm ne ?
- Nabız var ama zayıf, bence hemen Maldives Central Hospital'dan bir hastane helikopteri çağırsak iyi olur, her ihtimale karşı. Durumu ciddi olabilir.
Yakınlarına haber vermeliyiz dedi Ziggy.
Hepsi bunda hemfikir oldular.
Cep telefonundan bir isim bulmaya çalışalım diye fikir verdi diğer bir görevli. Masanın üzerinde şarjda duran cep telefonunu alıp son görüştüğü kişilere baktılar. Pilot Haydar Gürsoy diye biri vardı en son görüşülen kişiler listesinin en üstünde. Hemen aradılar.
- Efendim patron ?
- Siz pilot Haydar Gürsoy musunuz ?
- Siz kimsiniz, telefonun sahibi nerede ?
- Cem Soylu'yu tanıyor musunuz ?
- Evet, kendisi patronumdur. Elinizdeki de onun telefonu.
- Acil bir durum var. Bay Soylu bayıldı ve sanırım durumu ciddi, acilen Maldives Central Hospital'a gelebilir misiniz ?
- Tabi ki. oraya çok yakınım, hemen geliyorum, siz ne gerekiyorsa yapın.***
Kapı iki kez çalındı,
- Bayan Jones, bay Puerto sizi salonda bekliyor dedi Martinez. Haber vermemi istedi.
Yatak odası kapısının kilidi yavaşça açıldı, ayağındaki acıdan ötürü zar zor adım atarak salona doğru yürüdü Angelina.
- Otur aşkım dedi Fernandes.
Angelina onun yüzüne bile bakmadan koltuklardan birine oturdu. Yüzü yere dönüktü.
- Yakında bir toplantı olacak. Seni zorlamak istemiyorum, ancak yanımda olmanı istiyorum. Bir hafta sonra Meksika'da Ölüler Günü etkinliği yapılacak. Bir çeşit seremoni. İnsanlar, ölülerine duydukları saygıdan ötürü yılın bir günü, yüzlerini boyayıp veya rengarenk kuru kafa maskelerinden takıp o gün çeşitli etkinlikler düzenliyorlar. Herkes sokaklarda olacak, mezarlıkları filan ziyaret edecek ve biz de kalabalığa karışıp orada büyük bir vurgun gerçekleştireceğiz .
Etraflıca düşündü Angelina. Her ne kadar, bu son yaşananlardan sonra en son yapacağı şey, Fernandes'in emirlerine uymak olsa da, bu teklifi kabul etti. Fernandes arkadaşlarıyla toplantılar yaparken, belki kendisi de biraz yalnız kalmak ve rahatlamak için fırsat bulabilirdi. Hem yıllardır Philadelphia'dan dışarı çıkmamıştı.
- Pekala, gelmeyi ben de istiyorum diye cevapladı.
- Harika, teşekkür ederim Angie. Göreceksin her şey daha iyi olacak.***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben ve Bayan Jones (Kitap Oldu)
عاطفيةCem Soylu. Azimli çalışması ve ailesinden gelen gücün de yardımıyla kısa sürede başarılı bir iş adamı olmuştur, ancak kendini işlere fazla kaptırıp zengin ve güçlü olmak isterken işlerin yoğunluğuna dayanamaz ve bayılır. Doktora gittiğinde ise acı g...