Afrikalı genç çifte yardımcı olmayı gönülden istiyordu Cem.
- Dilerseniz sizi oraya götürebilirim.
- Şaka mı yapıyorsun? Kamera şakası filan mı bu?
- Hayır, şaka yapmıyorum. Ancak bir şey var ki, yol üstünde Dubai'de bir iki saatliğine durup bazı işlerimi halletmeliyim. Siz de o arada biraz etrafı gezersiniz, sonra hemen Maldivlere devam ederiz. Benim için de çok iyi olur aslında. Ee, ne diyorsunuz, gidiyor muyuz deyip sırıtmaya başladı.
Siyahi çift hemen birbirlerine döndüler ve kısık sesle bir şeyler konuşmaya başladılar. Etraftaki insanlar ise, adama bak, özel uçağıyla yeni evli çifti balayına götürecek, ne kadar da şanslılar diye konuşuyorlardı. Kısa bir süre sonra adam dönüp; " minnettar oluruz, ancak bunu karşılayacak paramız yok. Eğer bize yeni bir bilet ayarlayabilirseniz... "
- Hayır hayır hayır, öyle olmaz. Siz sadece benimle uçmak isteyip istemediğinizi söyleyin. Sizle de sizsiz de olsa bu uçak Maldivlere gidecek, aklıma soktunuz bir kere.
Cem'in bu esprili tavrını gören çift, biraz da utanarak teklifi kabul ettiler. Bu sırada uçağın pilotu Haydar da havaalanının kapısından giriş yaptı ve Cem'i gördüğünü belli etmek için ona el salladı. O da gelince dördü birlikte uçağa doğru yol aldılar.
- Efendim, misafirleriniz mi var?
- Evet Haydar. Misafirlerimiz var. Bu arada rotamızda biraz değişiklik oldu. Önce Dubai'ye, sonra Maldivlere gideceğiz. Hazırlıklarını ona göre yap.
- Maldivlere mi?
***
Aklında milyonlarca soru işaretiyle İncil'i okurken birden şöyle seslendi Angelina.
- Hey Abigail,
- Buyurun bayan Jones.
- İnsanlar kitap yazmayı nasıl beceriyorlar dersin?
Abigail, iki seneye yakın zamandır bu villanın her türlü işine koşturuyordu. Tüm odaları temizliyor, yemek yapıyor, kalan zamanlarında ise Angelina'ya arkadaşlık ediyordu.
- Bilmiyorum. Sanırım bir tür yetenek işi. Ben de küçükken resim yapardım. Sonra yapmaya yapmaya el alışkanlığımı kaybettim tabi. Galiba doğuştan gelen bir şey.
- Sanırım haklısın. Benim böyle bir yeteneğim yok galiba.
- Belki de, ama derler ki; herkesin mutlaka bir yeteneği vardır, sadece henüz farkında değilizdir. Ben buna inanıyorum.
- Kulağa mantıklı geliyor.
- Dilerseniz size bir gün resim yapmayı öğretebilirim, elimden geldiği kadar. Belki de yeteneğiniz budur.
- Bunu gerçekten yapar mısın ? Evde tonla işin oluyor. Bir de yeteneği olup olmadığını bilmeyen biriyle uğraşmak istiyor musun ?
- Öyle olacağını sanmıyorum. Hem benim için de keyifli olacak. Yeniden çocukluk yıllarıma dönmüş olurum. Müsaadenizle tabi.
- Abigail, sen benim en yakın arkadaşımsın, bu hep böyle olacak. Tamam o zaman, resim yapmak için ne gerekiyorsa Lou'ya söyle, bizim için alıp getirsin. Hemen başlamak istiyorum.
Tüm bunlar olurken, Abigail'in evde, Angelina'nın yanında olduğunu ve ona göz kulak olacağını bilen Lou, gerekli malzemeleri almak için dışarı çıktı ve dış kapının kapanma sesini duyan Angelina bir anda ciddileşti. Onu gören Abigail de bir anda ciddileşti.
- Şimdi beni çok iyi dinle. Ben bu evden kaçacağım.
- Ne ? diyerek bir çığlık attı Abigail.
- Şş, sessiz ol. Artık canıma tak etti. Dayanamıyorum. Bu şehirden de, Fernandes'ten de, onun bu mafya hayatından da, bu evde tıkılıp kalmaktan da çok bunaldım. Bana yardım et.
- Bayan Jones, ben bunun hesabını bay Puerto'ya veremem. Bana faturası çok ağır olur.
Bu sefer Angelina diye hitap etmedi, işler ciddileşmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben ve Bayan Jones (Kitap Oldu)
Storie d'amoreCem Soylu. Azimli çalışması ve ailesinden gelen gücün de yardımıyla kısa sürede başarılı bir iş adamı olmuştur, ancak kendini işlere fazla kaptırıp zengin ve güçlü olmak isterken işlerin yoğunluğuna dayanamaz ve bayılır. Doktora gittiğinde ise acı g...