8.3.2-Son Kısım

67 1 0
                                    

Küfür etmek çok cahillikti. Küfür etmeyi sevmiyordum. Küfür eden insanları gördüğümde anlardım. Karşında durma cesareti varsa bile yenmesi kolay insanlardır. Ha sebebi mı? Çünkü olay anında kullanacağı kelimeyi bulamayan insanlardır. Kullanacağı kelime sayısı az insanlardır. Okumamış insanlardır. Kelimelerle bile yıkabileceğiniz insanlardır onlar ve basitlerdir. Küfürü kullanmayı güç görürler. Gerçek gücü bulamayanlardır.

Telefonumdan çaktırmadan ara tuşuna bastım ve hızla geri kapatıp masaya koydum telefonu. Çağlar arayacaktır diye umarak yatağa doğru ilerledim. Kutay'la her zamanki gibi gözlerimiz kesiştiğinde sert bakmayı tercih etsem de konuşmaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü konuşmak normal şartlar altında iki kişi arasında olur ama bu monolog haline bürünmüştü.
"Yatakta mı yatacaksın yoksa koltukta mı ?" Diye sorup kaşlarımı kaldırıp meraklı gözlerle bakmıştım. Bu benim masum görünme çabalarımdı ve buna maruz kalan genelde Doğukan olurdu. Bu aklıma gelince istemsiz gülümsedim ve sanırım Kutay üzerine alındı. Ama bu cevap vermemesine sebep değildi. Olmadığı gibi de ben hâlâ cevap bekliyordum. Sabırsızlığımı göstermek için kollarımı birleştirdim. Kafamı da biraz öne doğrultunca sanırım cevap vermeyi aklına getirdi. Çok şükür!
"Yatak." Deyip sustu. Çok güzel , bir tek kelime için dakikalarca beklemem sorun değildi ama bu kadar sabırsızca bekleyip bekleyip umursamaz bir cevap gözümün seyirmesi için yeterliydi. Telefon aniden çalmaya başlayınca içimdeki heyecan duygusunu bastırarak sakin kalmaya çalıştım. Hiçbir şey yokmuşcasına haberim yokmuş gibi telefona ilerledim. Kutay'ın bakışlarını üzerimde olduğunu hissediyordum açıkcası. Telefona ulaştığımda tüm rol yeteneğimi kullanıp ekrana bakıp ismi okuyup derin bir off çektim.

''Buyrun Cemile Hanım.''

''Nasılsınız Berra Hanım. Duyduğuma göre ilk davanız olarak çok büyük bir dosya almışsınız. Kutlamak isterim. Umarım çok başarılı olur ve adaleti yerine getirirsiniz. Adalet Bakanı'nın size olan güveni tam.'' Arama sesini son ses yapmam ve odadaki ölüm sessizliği işime çok yarıyor Cemile'nin her dediği dışarıya tam olarak çıkıyor adeta yanımızda konuşuyormuş gibi oluyordu. Kutay davanın adını duyduğundan beri dinlediğini saklamıyor tam olarak gözlerimin içine bakıyordu. Bu bana dezavantaj sağlıyordu çünkü baskı altında olduğumu hissediyordum. Bunu davranışlarıma yansıtmamak için çırpınıyor , çırpınıyor , ölüyordum.

Sıkıntıyla gözlerimi kapattım ve kafamı sağa sola milimetrik hareketler ile salladım.

''Kusura bakmayın Cemile Hanım sanırım son düşüncemi henüz Bakan Bey'e söylemeyerek size yanlış bilgi gelmesine sebep oldum. Ben artık bu davayı almak istemiyorum fakat böyle bir hakka sahip olamadığım için-'' devamını getirmeme izin vermemişti ve direk yüksek sesle

''Sakın Berra. Sakın yapma böyle bir şey. Hocaların ile konuştuk ve senin ne kadar becerikli ve başarılı olduğunu konuşup durduk. Uzun zamandır Zanlı Kutay Soylu'yu hapse göndermek için deliller topluyoruz ve senin onu hapse göndereceğine inandığımız için davayı sana verdik. Bunu kullanıp adını tüm İzmir'e yayıp üne sahip olabilirsin.''

''Kusura bakmayın ama birkaç gündür bu konuyu düşünüp duruyorum ve evet eminim , görevime son verilmesini istiyorum. Artık bu davaya ben bakmayacağım. Başka demek istediğiniz bir şey yoksa kapatıyorum. İyi günler.''

''İyi günler Berra Hanım. Umarım neler kaybettiğinizin farkına varırsınız.'' deyip kapattım. Kutay'ın bakışları tekrar telefonuna döndüğünde kendimi yatağa fırlattım. Yüzüm yastıklar tarafından örtülürken gülümsedim. Çok iyi rol yapmıştım. Ama bu kadar erken mutlu olmamalıydım. Belkide Kutay inanmamıştı.

''Ben çok yoruldum Kutay. Vücudumun dinlenmeye ihtiyacı çok var da koltukta sen yatsan olmaz mı?'' deyip yataktan doğruldum. Gözlerimiz yine buluşunca etkileşimin gözle bile görüldüğünü düşünmeye başlamıştım.

''Öyle olsun.''

Tekrar kendimi yatağa atarken

''Teşekkürler.'' diye yüksek sesle fısıldadım.

''Bu seferlik.'' diye kesin bir dille söyledi. Hayır yani az önceki konuşmayı duymasına rağmen yaptığı baskı gereksizlik , sinir bozuculuk ve sanki ben istedim havasına büründürüyordu. Ve bundan ciddi manada sinirlerimi bozuyordu. Yani yapmak istediğini dolu dolu yapmıştı. Burdan Kutay'a kucak dolusu alkış ve 'Tebrikler' yolluyoruz.
Telefonu yerinden alıp Mahi'yi aradım.
"Alo kankaaa" diye bir ses yükselmesiyle gözlerimi kocaman açtım.
"Yavrum nasılsın"
"İyiyiiim yavruşum senden naber?"
Biraz sıkıntılıyım , yapamayacağımı hissediyorum, beceremeyeceğim gibi diyemedim.
"Bilemiyorum yaa bugün aldığım bir karar dolayısıyla sana ve Doğuya ihtiyacım var."
"Ne oldu len yoksa Kutay'a bir şey mı oldu olmasın kankaaa noluuur" Mahi'nin bu kadar abartması özellikle Kutay ile ilgili bir konu olunca şaşırmamak elde değildi ve sanırım Kutay yine bizi dinliyordu.
"Neden öyle dedin kanka seni neresi ilgilendiriyor o adını andığın adamın ?" Adını anmak istememem Kutay'ın kendini önemli biri olarak görmesini önlemekti.
"Kanka bunun bir arkadaşı var ama nasıl bir şey böyle geçen karşılaştık fişşşeek neydi adı yaa ha şey Nuroool"
Kutay'a baktığımda hafif sırıttığını gördüm. Benim ona baktığımı hissetmiş gibi saniyesine bana baktı ve bende sırıtışımı gizlemedim.
"Yok kanka onunla ilgili değil ben mesleği bıraktım." Dememle sırıtışımın sönmesi ve Mahi'ninde susması bir oldu.
"Lütfen şaka de Berra. Olamaz çünkü de hani."
Gözlerimi sımsıkı yumdum. İnandırıcı olmak için ne gerekiyorsa yapıyordum.
"Mecburdum ve yaptım. "
"Ama niyeee..." Diye bağırdı.
"Niyeee Berra niyeee " diye bağırıyordu.
"Yoksa Kutay'ı hapse atmak zorundaydım. " Dememle Kutay ile göz göze gelmek aynı anda olmuştu.
"Berra sen daha iki gün önce ona olan nefretini ve hapse atma isteğini dillendirip duruyordun. Hadi beni geç Doğukan ? Doğu'ya nasıl bir açıklama yapacaksın? Hadi Dogukan'ıda geç. Geç yani bizi. Annen ? Berra pişman olacaksın!" Gözlerim dolmuştu. Kutay a bakmayı sonlandırdım ve gözlerimi yumdum.
"Mahi cidden üzgünüm ama annesi ve ve o ben ve annesi. Anlamıyorsun anlamayacaksın ama dene. Mahinur beni anlamaya çalış. Ayşenur için yaptıklarını düşün bir de. Mecbur kalmanın getirdiği sıkıntıyı en iyi sen bilirsin. İyi geceler" deyip telefonu kapattım. Kutay bana bakıyordu. Biliyordum bunu ama şu an ona bakacak halim yoktu. Anne konusunu açmıştı. Allah'ım hayatım nasıl bir halde ve ben nasıl bir hale sokuyordum. Kutay'ın yanında Kutay'ın adını o kadar kullanmama rağmen tek bir kelime bile etmemişti. Hadi ama her şey senin için gerizekalı az biraz konuş.
Selam biraz geç olsa da geldim. Olaylara başlıyoruz artık.
-Sevmeyi unutmayın
-Dimağ Sayın

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 07, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlık Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin