Damla'dan
İrem'in çığlığını duyunca hemen fırladım yerimden kızlar da aynı şekilde tabii
Yukarı çıktığımda yerde ki kıyafetlerinin arasına oturmuş bir İrem gördüm. Odaya dikkatlice baktığımda çığlık atmasını gerektirecek bir şey yokmuş gibi görünüyordu. Bende buna daha fazla dayanamayıp sordum.
"İrem!"
"Efendim" dedi bebek gibi çıkan sesiyle
"Neler oluyor burada İrem niye bağırıyorsun."
"Giyecek hiç bir şeyim yok"
"Bu muydu çığlık atmanın sebebi manyak mısın kızım sen alışverişe çıkacağız zaten"
"Alışverişe gitmek için giyecek bir şeyim yok mezuniyet için 4 kilo verdim pantolonlarım olmuyor."
"Dert ettiğin şeye bak diyeceğim de cidden sorun. Benimkiler olmaz sana ama belki Aslınınkiler olabilir."
"Aslıı.Canım arkadaşım-"
"Ay tamam İrem hiç yıkama yağlama yapma buluruz bir şeyler" deyince İrem, Aslı'nın üstüne atlamıştı bile
"Çok sağol Aslıcım. Hadi bakalım o zaman" deyip Aslı'yı çekiştirmeye başladı.
Aradan yarım saat geçmişti ve biz ilk mağazadan çıkmıştık bile. Cidden çok hızlıyız değil mi. Her neyse İrem kabinde kıyafetlerle boğuşurken herkes kendi aleminde takılıyordu. Beyza elinde telefonla millete çarpa çarpa yürüyordu. Aslı kabinin önünde İrem'in çıkmasını bekliyordu. Mesude öyle ortalarda dolanıyor arada bir eline bir kaç elbise alıyor sonra inceleyip geri koyuyordu. Bense İrem'e kıyafet seçiyordum çünkü benim manyak arkadaşım o kadar kararsız ki o giyiyor biz seçiyoruz. Biraz sonra İrem yüzü asık bir biçimde, kendi kıyafetleriyle çıktı kabinden bunun üzerine İrem'e 'ne oluyor?' gibisinden bir bakış attım o da
"Bol geliyorlar" dedi sadece onun cümlesinin devamını ise Aslı getirmişti.
"İrem normalde 34 giyiyordu ya kilo verince 34 bedenler yanlardan bollaşıyor."
"Valla senin gerizekalılığın sana kaç kez yapma zaten zayıfsın daha kilo verirsen olmaz dedik ama dinleyen kim."
"Of kızlar ya zaten moralim bozuk bide siz gelmeyin üstüme."
"Tamam tamam yürü hadi başka mağazaya bakalım." deyip onu ittirmeye başladım.
3 saat sonra
"Allah aşkına yeter ya kaçıncı mağaza bu sabahtan beri.İçim şişti İrem. Kurudum kaldım burada sana elbise bulacağım diye. Biraz insaf kızım ya.Bir şeyi de beğen artık n'olur bak geç kalacağız hadi artık."
"Ama hiç güzel elbise yok ki ben ne yapayım"
"Sana var ya buradan bir çarparım duvarla bütünleşirsin. Manyak mısın be mis gibi elbiseler işte nesini beğenmiyorsun. Bana bak İrem son bir mağazaya daha giriyoruz oradan aldın, aldın almadın valla geri dönerim sap gibi kalırsın burada"
"Kızlar da var ama " dedi sırıtarak
"İyi o zaman ne haliniz varsa görün" deyip arkamı döndüğüm gibi yürümeye başladım ama koluma yapışan bir elle durmak zorunda kaldım.
"Ya Damla gitme ya.Tamam .Söz. Valla buradan alacağım hadi gidelim." dedi bende sadece kafamı salladım.
Mağazadan içeri girdiğimiz anda İrem deli gibi koşmaya başladı.Ne yapıyor bu değişik diye düşünürken İrem elinde pudra rengi bir elbiseyle ve otuz iki diş gülümsemesiyle yanımıza geldi.
"İşte budur" diye hepimiz aynı anda bağırınca görevliler bize tip tip bakmaya başlayınca bu seferde gülmeye başladık.Ve İrem'i kabine soktuk.
İrem kabinden pudra rengi, straplez yaka, mini bir elbiseyle çıkmıştı. Elbise üzerine tam oturmuş ve boyunu uzun göstermişti. Aynı zamanda da gözlerini ortaya çıkarmıştı.
"Nasıl olmuşum" diye etrafında döndü ve işte yine otuz iki diş gülümsemesini yüzüne yerleştirmişti. Ve bizde aynı anda
"Muhteşem olmuşsun" dedik ve beşimiz birden kardeş sarılmamızı yaptık. Mesude:
"Hadi resimli hemen çıkar şunu da eve dönelim daha saçını yapacağız makyaj falan daha fazla oyalanmamamız lazım" dedi. Evet, Mesude, İrem'e sol kolu tamamen dövme ile kaplı olduğu için 'resimli' diye hitap ediyordu.İrem çoğu zaman buna sinir olsa da şu an hiç bir şeyin umurunda olmadığı belliydi. Mağazadan çıkıp durağa doğru ilerlerken bir yandan da plan yapıyorduk.
"Şimdi tören 6'da olduğuna göre senin 4' de hazır olman lazım. Çünkü daha biz hazırlanacağız. Yol falan da var." dedi Aslı, Beyza ise
"İrem biz kendimiz mi gideceğiz yoksa Cenk gelecek mi?"
"Cenk gelecek bizi almaya. Dur ben mesaj atayım ona da kaçta geleceğini öğreneyim." dedi ve telefonunu çıkartıp mesaj yazmaya başladı.
Eve geldiğimizde poşetleri yere bırakıp koltuğa yayıldım. İrem:
"Ben hemen duşa giriyorum. Ben çıkınca da Damla girer.Damla duştayken. Mesudeyle Aslı'da saçımı yapar.Beyza sende elbisenin on tarafına ütü vurursun. Sonra Damla makyajımı yaparken Mesude duşa girer o sıra da Beyza giyinir-"
"Ooo İrem hanım bize bir şey sormak yok. Maşallah sen planı yapmışsın"
"Ya ama-"
"Tamam tamam şaka yapıyorum.Hadi sen git gir duşuna bizde kıyafetlerimizi hazırlayalım." dediğimde el çırparak 'tamam' dedi ve koşarak merdivenleri çıkmaya başladı. O gidince bende kızlara döndüm
"E hadi madem kalkalım" dedim ve gülerek ayağa kalktım.
2 saat sonra
Kapı sesini duyduğumda arka odaya doğru
"Beyzaa kapıya bak" diye seslendim
Beyza'dan
Koşarak kapıya baktım ve karşımda elinde çiçekle sırıtan bir adet Cenk buldum.
"Hoş geldin"
"Hoş bulduk İrem hazır mı"
"Sen geç içer ben çağırayım onu"
"Peki"
"İreem. Cenk geldi hadi hazır mısın?" diye bağırdım yukarı doğru. Ve daha sonra topuk sesleri gelmeye başladı. Önce Mesude indi sonra Aslı arkasından da Damla...
"İrem nerede kaldı?" diye Damla'ya sordum ve cevabımı alamadan merdivenlerden inen bir adet İrem gördüm. Cenk ise....
Herkese iyi okumalarr :'')
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz DOSTLUK!!
Mystery / ThrillerBazen bir arkadaş sadece arkadaşın olmaz. Ailenden biri olur, sırdaşın olur, her şeyin olur. İşte öyle arkadaşlarınız varsa onları sakın kaybetmeyin... Neden mi? Nedeni kitapta :'')