Batu'dan
Mutfaktan duyduğum sesle Çağlayı hızla ittirdiğimde gözlerimin alev saçtığına bahse girerdim. Aklından zoru mu vardı bu kızın?
"Ne yaptığını zannediyorsun sen !?"
"Abartıyorsun." Dedi gözlerini devirirken. "Alt tarafı minik bir öpücüktü."
"Çağla yürü git"
"Ne?"
"Duydun işte. Git. Hani az önce sen ne zaman gitmemi istersin diye sormuştun ya. Hah işte tam şimdi buradan gitmeni istiyorum. Hadi!"
"A-ama-"
"Hadi dedim Çağla! "
"Yanlışını anladığın zaman geç olacak Batu!"
"Git artık! " dediğimde masanın üzerinde duran çantasını bir hışımla aldı ve aynı süratle kapıyı çarpıp çıktı. Yüzümü ellerimin arasına alıp serçe parmaklarımı gözüme bastırdım. Bir kızın beni öpmesi neden bu kadar rahatsız etmişti ki beni? Bu öptüğüm ilk kız değildi ya da Çağlayı ilk öpüşüm değildi. Ama yinede... Düşüncelerimden sıyrılıp bahçeye çıkmaya karar verdim. Mutfak tarafina geçtiğimde yerde tuzla buz olmuş bir bardak vardı. Sesin nereden geldiği anlaşılmıştı. Bir iki adım daha attıktan sonra bahçeye açılan kapının da açık olduğunu farkettim. Hızla dışarı çıkıp etrafa baktığımda görünürde hiçbir şey yoktu. Tekrar eve girip kızların odalarının bulunduğu kata çıktım. İlk önce Damla'nın odasına girdim. Kimse yoktu. Daha sonra yan odadan gelen gülüşmeleri farkettim. Odaya girdiğimde, Beyza, Mesude ve Aslı yatakta konuşuyorlardı. "İrem ve Damla nerede ?" Diye sordum keskin bir sesle Aslı " İrem'in odasındalar. Koridorun sonundaki oda." Deyince hızla odadan çıkıp holde ilerlemeye başladım. Kapıyı açtığımda birbirlerine sarılmış bir vaziyette uyuyan İrem ve Demir'i görmüştüm. Damla neredeydi? Demir'i uyandırmalı mıydım? Peki ya Demir'in burada ne işi vardı?"Demir!"
...
"Demir!"
İrem gözlerini açtı. Ve kaşlarını çalarak "Batu?" Dedi
"İrem, Damla nerede ?"
"Bilmiyorum. Demir gelince gitti o."
"Demir'in burada ne işi var peki?"
"İçmiş."
"Peki... İrem, Damla kayıp."
"Nasıl kayıp! Sen ne dediğinin farkında mısın Batu!" Diye bağırdığında Demir homurdandi ve daha sıkı sarıldı İrem'e.
"Demir kalk!" Dedi İrem bir yandan da onu dürterken.
"Her yere baktınız mı? Nereye gitmiş olabilir ya."
...
"Demir kalk diyorum!"
"Sus yeşil." Dedi Demir. Kelimeler ağzından kayarak çıkmıştı.
"Batu bul onu! Nasıl kaybettiyseniz öyle bulacaksınız kardeşimi yoksa sizi öldürürüm!!!"
...
"Demir! Kalk diyorum! Demir!"
"Ne var be! "
"Uyansana ayı yavrusu Damla kayıp!"
Demir önce "hı hı" Dedi ama üç saniye sonra "Ne! Ne diyorsun lan sen!" Dedi başını kaldırıp.
"Doğru duydun yogi. Senin bu gerizekalı arkadaşların kardeşimi kaybetmiş." Dediğinde Demir bana döndü. Odada olduğumu fark edince daha da doğruldu. "Batu! Ne işin var oğlum senin burada!"
"Konumuz bu mu sence Demir!?"
"Nasıl kaybettiniz lan koskoca kızı?" Dediğinde hala kendinde değildi gözleri kayıyordu ve kelimelerde aynı şekilde ağzından kayarak çıkıyordu.
"Aşağı inelim de toplaşıp düşünelim bir. İrem'de sana bir kahve yapsın da kendine gel. Şu haline bak bir ya. Gerizekalı." Deyip kapıdan çıktım ve seri adımlarla aşağı indim.
Salonun ortasına bağırdım.
"Uraz! Çınar! Arda!"
"Neler oluyor Batu?" Diyen Arda'ya dönüp
"Kötü şeyler oluyor kardeşim." Dedim sıkıntı dolu bir nefes vererek. Merdivenlerden inmekte olan Çınar'ı görünce
"Çınar! Abicim kızları da alıp gelsene." Dediğimde şaşkınlıkla bana baktı ve kafasını sallayıp geri çıkmaya başladı az önce inmekte olduğu merdivenleri.
"Uraz!"
"Ne var Batu!"
"Buraya gel!"
"Bana emir verme çocuk!"
"Uraz! İki dakika adam ol da gel şuraya!"
"Düzgün konuş diyorum Batu! Elimde kalacaksin bak!"
"Salak salak konuşma da delirtme beni. İki dakika önemli bişey konuşacağız diyoruz!"
"Delirirsen delir lan! Yavşağa bak ya!"
"Ulan oğlum iki dakika insana benze lan. Sen ne kadar embesil bir yaratıksın!"
"Bak Batu-"
"Kesin lan sesinizi! Kafa bırakmadınız insanda!"
"Birşey söyle şu mala Demir!"
"Bak hala canına mi susadın lan sen!"
"Kes lan sesini!"
"Şimdi sizi bir susturacağım. Bir daha ömrünüz boyunca konuşamayacaksınız! göt laleleri." Deyip salondaki koltuğa yayıldı.
"Demir! Düzgün konuş!"Dedi İrem ona kızarak.
"Kahve sade olsun yeşil."
İrem oflayarak mutfağa ilerlerken Çınar la kızlar da merdivenlerden inmiş yanımıza doğru geliyorlardı.
Bir süre sessizlik oldu. İrem elindeki kahveyi Demir'e verip yanına oturunca bende boğazımı temizleyip konuşmaya başladım.
"Damla kayıp arkadaşlar. Nerede olduğunu biliyor musunuz? "
"Hayır!" Dedi Beyza kesin bir dille.
"Nereye gitmiş olabilir peki?" Diye sordum bu sefer.
"Bilmediğimiz bir yerde bunu bize sorman gerçekten ne kadar mantıklı?" Dedi Aslı tek kaşını kaldırıp.
"Peki tamam sakin oluyoruz. Başka bir fikri olan var mı? " Dedi Arda.
"Kaçırılmıştır." Dedi Demir diktiği kahvesini, kahve tabağına koyarken.
"Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun!" Dedi İrem. Gözlerini büyütürken.
"Bana ne İrem? Damla benim neyim ki?"
"Ne demek bana ne? O senin himayen altındaydı. Seni azıcık tanidiysam böyle bir şeye kimse cesaret edemez."
"Bak bu doğru ama," Dedi kahvesini tekrar tabağa koyarken
"Onu himayem altına aldığımı kim söyledi?" Dedi gözlerini kısıp.
"Kim yapmış olabilir Demir?" Dedi Arda.
"Pusat." Dedi Demir elindeki bardakla oynarken.
"Tabi ya!" Dedim başımı kaşırken . "Öldüreceğim o iti." Deyip kapıya doğru yürümeye başlamıştım ki Demir'in adımı bağırmasıyla durdum.
"Bu şekilde nereye gidiyorsun? Geri zekalı mısın biraz?" Dedi sakin ama küçümseyici ses tonuyla.
"Ya Demir, Allah aşkına biraz hareketlenir misin abicim. Damla'yı boşversen bile Pusat sana düpedüz meydan okuyor."
"Peki sence ben bunu anlamayacak kadar salak mıyım Batu?" Dedi kahve bardağını evirip çevirirken.
"Demi-"
Uraz: "Ee amma uzattın Batu! Sana ne oluyor oğlum!" Deyince sinirlendim ve
"Ne bok yerseniz yiyin lan!" Deyip yürümeye başladım. Kapıyı açtığımda tam bir adım atacaktım ki gördüğüm kişiyle olduğum yerde kalakalmıştım.
"Sen?" Dediğimde
"Çekil şuradan Batu!" Dediğinde şaşkınlıktan küçük dilimi yutmak üzereydim.Keyifli okumalar dilerim :")
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz DOSTLUK!!
Mystery / ThrillerBazen bir arkadaş sadece arkadaşın olmaz. Ailenden biri olur, sırdaşın olur, her şeyin olur. İşte öyle arkadaşlarınız varsa onları sakın kaybetmeyin... Neden mi? Nedeni kitapta :'')