Batu'dan
Karşımda oturan kızdan bir türlü gözümü alamiyordum. Masmavi gözler... Kumral ten... Altin sarısı saçlar... düşüncelere dalmıştim ki
Uraz'in dürtmesiyle kendime gelip oturduğum yerde dikleştim. Sağıma baktığımda bana öylece bakan Çınar'a 'ne var?' der gibi baktım o da kaşlarını kaldırıp sırıtmaya başladı. Biz Çınarla böyle bakışma ya devam ederken Uraz ın sesi depoyu doldurmuştu.
"Kimsiniz siz!?"
Uraz'in sorusuna iki saattir kestiğim sarışın kız yanıt verdi "İnsan olduğumuzu düşünüyorum ama sizin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim ne yazık ki" dedi yüzünü buluşturarak. Atarini sevdiğim ya. Bir dakika lan kendine gel oğlum belkide düşmanın o senin kendine gel diye tembihledim kendimi ve ortada hiçbir şey yokken kıza delici bakışlarımı göndermeye başladım.Demirler hala yan odadaydi ve hiç bir şey duyulmuyordu. Sakin sakin konuşmak kesinlikle Demir'e göre değildi. Özellikle de yanında ki atar yapmakta dünya markası olmuş bir kızsa...
Daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladım.
"İsimleriniz ne? " dedikten sonra söylediğimin farkına varıp kendimi azarladim. 'Aptal Batu böyle soru mu olur' diye kendime kızarken esmer olan cevap vermişti
"Ben Mesude...Bu Beyza... Bu Aslı diğeri de Damla içerideki de İrem. Sizin isimleriniz ne" Dediğinde Damla kulağına bir şeyler fısıldamıştı ama tam duyamamıştım.
Tam kızların sorusuna cevap verecektim ki Çınar benden önce davranıp
"Ben Çınar... Bu Uraz....Bu Batu...Diğeride Arda... İçerideki de Demir." dedi ve kıza sırıtmaya başladı. Uraz ise onu öldürmek istiyor gibi bakıyordu...
"Kim gönderdi sizi buraya?" dedi Arda. Aslı sinirlenmiş olacak ki ayağa kalkıp bağırmaya başladı
"Kimse göndermedi diyoruz kardeşim anlamıyor musunuz. Kaybolduk biz. Şu soruyu sormaktan vazgeçin artık. " deyip eliyle başını ovalayıp geri yerine oturdu. Bizde şaşkınca ona bakıyorduk...
"Tamam sakin" dedi Çınar ortalığı yatıştırmaya çalışarak ama karşılığını Uraz ve Aslı'dan azar yiyerek almıştı.
Aradan geçen beş dakikanın ardından Beyza ürkekçe bir soru sordu.
"Bize ne yapacaksınız?" dediğinde hepimiz birbirimize baktık.Demir'den
Yan taraftaki odaya girmiş ve karşılıklı sandalyelerde oturmuştuk. Sakin çıkmasına özen gösterdiğim sesimle konuşmaya başladım.
"Adin ne"
"Sana ne"
"Bak. Benim sınırlarımı zorlama tamam mi? Şurada adam akıllı konuşmaya çalışıyoruz ömür boyu burada kalmak istemiyorsan konuş.
"Ismim İrem "
"Devam et. Kime çalışıyorsun."
"Hiç kimseye çalışmıyorum. Gerçekten. Şu biraz gerideki Korel Üniversitesinde okuyorum ben.Bu gün mezun oldum hatta diplomamda çantamda. "
"Burada ne işin var peki"
"O kadarını kurcalama bence" dedi sinirle dişlerinin arasından konuşurken
"Cevap ver yeşil! "
"Okulda biriyle kavga ettim oldu mu!?"
"Bundan bana ne kızım sen milletle kavga edince bilmediğin yerlere mi geliyorsun "
"Sabrımı zorlama kas yığını! !"
"Zorlarsam ne olur dövmeli " dedim iyice yaklaşarak nefesini hissedebiliyordum. "Ç-çekil önümden "
"Ne oldu hadi yine konuşsana dişlerinin arasından hadi." dedim nefesimi yüzüne verirken
" Uzak dur Demir aksini tavsiye etmem " dedi beni taklit ederek ama bir dakika ismimle mi hitap etti o. Biraz geri çekilerek sordum
"Ne dedin sen?"
"Uzak dur dedim"
"Hayır ondan sonra. Adımı mi kullandın"
"Evet bir sakıncası mi var" dedi kendinden gayet emin bir edayla bir süre bakıştıktan sonra gözlerimi kaçırdım ve
"Her neyse" deyip tekrar dibine girdim. Nefesimi yüzüne vererek devam ettim.
"Nerede kalmıştık... Ne işin var burada"
"Dedim ya kavga ettik diye kıt mısın? "
"Bu bir cevap değil dövmeli." Dediğimde derin bir nefes aldı ve kendi kendine
"Tamam sakinim " deyip tekrar bana döndü bense sırıtıyordum. Sinirle
"Çok mu komik!?" Dediğinde gülümsememi genişlettim ve devam ettim
" Evet ama konumuz bu değil ve senin kavga ettik demen de bir cevap değil. Dökül bakalım dövmeli
"Dediğim gibi işte bir arkadaşla kavga ettik bende sinirle çıktım okuldan bir yandan da sövüyorum tabii her neyse o sinirle nereye gittiğimin farkında değilim haliyle... Sonra da deponun biraz gerisine geldiğimizde farkettik kaybolduğumuzu ben de buradan ana yola çıkarız falan dedim işte sonrası malum zaten.
"İçeridekiler kim kardeşlerin mi?"
"Kısmen"
"Nasıl yani"
"Biz onlarla ta ilkokuldan arkadaşız beraber büyüdük yani."
"Peki sence ben bu hikayeyi yutar miyim?"
"Yemin ederim uydurmadim gerçekten böyle oldu ben sinirlenince ne yaptığını bilmeyen biriyim."
"Peki ya yanındakiler onlar uyarmadı mi seni"
"Ben yolda millete sataştim bir kaç kere onlarda beni tutmak için işte sakinleştirmek için falan öyle peşimden geldiler yani onlarda farkında değildi inan"
"Hayır inanmıyorum."
"Ya ne olur bırak bizi. Söz polise gitmeyeceğiz kimseye de bir şey anlatmayız. Gördüklerimizi de söylemeyiz Ama lütfen bırak bizi."
"Bir dakika, bir dakika siz...Gördünüz mü"
"E-ev-evet!"
"İşte şimdi sizi asla bırakmam"Herkese merhaba yeni bir bölümle karşınızdayım lütfen yorum yapmayı unutmayın ve votelerinizi eksik etmeyin hepinize keyifli okumalar dilerimm :")
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz DOSTLUK!!
Mystery / ThrillerBazen bir arkadaş sadece arkadaşın olmaz. Ailenden biri olur, sırdaşın olur, her şeyin olur. İşte öyle arkadaşlarınız varsa onları sakın kaybetmeyin... Neden mi? Nedeni kitapta :'')