Bölüm 8

81 7 8
                                    

Damla'dan
İrem'in bayıldığını görünce hemen yerimden kalktım. Ben kalktığımda Demir çoktan İrem'in yanına yürümeye başlamıştı. Tam bir adım atmıştım ki kolumda hissettiğin elle durmak zorunda kaldım. Arkamı dönüp tekrar kaşımı kaldırarak Batu'ya baktım.
"Otur yerine."
"Ya bıraksana kolumu"
"Hee bırakayım da kaç dimi. Yemezler güzelim ."
"Ya gerizekali misin Batu! Arkadaşım bayılmış orda kaçmayı mi düşüneceğim!"
"Ben anlamam sarışın otur oturduğun yerde sonra Demirle ben muhatap olmak zorunda kalıyorum!"
"Ne Demirmiş arkadaş ya!" deyip yerime oturdum. Tam o sırada Demir, İrem'i kucağına almıştı ve İrem'in başı geriye düşmüştü. Bunun üzerine kimseyi umursamadan bir çırpıda kalkıp koşmaya başladım.
"Demir!"
Demir bana bakınca
"Bırak onu!" Dedim
"Kes sesini"
Dediğinde çoktan yanina gelmiştim ve İrem'in başını tutup biraz daha havaya kaldırdım. Demir ise bana anlamamış bir gözle bakıyordu.
"Yürü hadi. Anlatacağım." Dediğimde başını salladı ve yürümeye başladık. İrem'i, Mesude'nin dizine yatırdım bende yanına oturdum. Demir hala tip tip suratıma bakıyordu.
"Onun öfke problemi var. Böyle birden sinirleniyor işte sonrada böyle oluyor. Bayıldığı zaman başını olabildiğince havada tutmamız lazım.  Çünkü sinirlenince beyine daha çok kan gidiyor ve başı geriye düşünce de haliyle bu artıyor. Uyandığında ilacını vermemiz lazım yoksa tekrar nöbet geçirir ve ilacı maalesef yanında değil."
"Salak mi bu kız. Niye ilacını yanında taşımıyor!?"
"Mezuniyete gidiyorum diye evden çıkıp bir mafyanın eline düşeceğini tahmin etmesi lazımdı öyle değil mi? Zaten oda bir müneccimdi. Haklısın Demir bu tamamen onun suçu." Dedi ve  gözlerini devirdi.
"Tamam adı ne bu ilacın"
"Kağıt kalem var mı? Uzun biraz" dediğimde başını salladı ve odadan çıktı.
"Yanlız var ya bi ara ben bile tırstım" Arda'nın bu söylediğine gülmeden edemedim. Yüz ifadesi çok komikti çünkü.
Ben ona gülerken Demir elinde kağıt ve kalemle gelmişti. Hemen ilacın adını yazıp eline tutuşturdum. İrem her an uyanabilirdi çünkü. Demir 1 saniye kadar kağıda baktıktan sonra yürümeye başladı. Kapıya yaklaşık altı adım kadar bir mesafeye geldiğinde arkasından
"Bir de!" Diye bağırdım oda anında arkasını döndü .
"Gelirken bize de pijama vs. şeyler alır mısın iki gündür bu elbiseyle oturmak sıktı artık."
Dediğimde başını hayır manasında salladı ve devam etti.
"Burada kalıcı değiliz.  İrem uyansın gideceğiz. Orada bir şeyler buluruz."
Dediğinde başımı tamam anlamında salladım oda arkasını dönüp yürümeye devam etti.

"Şimdi," dedim ayağa kalkarken "Madem uzun bir süre beraberiz anlatın bakalım ne ayaksınız siz?"
"Mafyayız işte" dedi Çınar gayet rahat bir şekilde o sırada Batu kafasına vurup
" Kapa çeneni gerizekalı!" diye tısladı.
"Kardeş misiniz?" Bunu soran Aslı'ydı sorusuna ise Uraz "Hayır" diye kesin bir yanıt vermişti 
"Siz de bizim gibisiniz o zaman? Çocukluk arkadaşı yani?" dedi Mesude. Çınar
"Kısmen" diye yanıtladı.
"Uraz la, Demi-"
"Çınar!" diye bağırdı birden Uraz.
Çınar'da ona karşı yüzünü buruşturdu.

Demir'den
Eczaneye varmıştım. İçeri girip tahminen otuzlu yaşlarda olan çakma sarışın eczacıya elimdeki kağıda verip beklemeye başladım. Kadın bir kağıda bir de bana bakıyordu.
"Bakışmanız bittiyse ilacı alabilir miyim artık!" dedim sert bir sesle.
"Reçetenizi görebilir miyim?"
"N-ne reçetesi?"
"İlacın reçetesi beyefendi. Bu ilaç reçetesiz satılmıyor."
"Reçetem yok. Arkadaşım fenalaştı onun için acilen ilacı götürmem gerek. Parası neyse veririm."
"Üzgünüm ama bunu reçetesiz veremem bu çok ağır bir ilaç."
Nasıl yani bu kadar ağır bir ilaç mı kullanıyordu. Aslında az önce olanlar düşünülürse bu çokta şaşırtıcı bir şey değildi. Ama yine de anlamlandiramamistim bir türlü. Bu düşüncelerden beni alan ise eczacı kadının sesi olmuştu.
"Beyefendi?"
"Acil diyorum! Arkadaşım iyi değil diyorum! Parası neyse vereceğim diyorum! Ver artık şunu!"
"Kusura bakmayın ama-"
"Bakıyorum ama şimdi ne olacak!? Daha fazla delirtme beni de ver şu ilacı hadi işim gücüm var!"
"Lütfen sizi dışarı alabilir miyim?"
Dediğinde sinirle soludum. Dışarı çıktım ve hemen Batu'yu aradım.
"Alo Batu?"
"Efendim Demir?"
"Telefona  şu sarışın kızı versene. "
"Damlayı mı? "
"İsimlerini ezberlemiyorum Batu! Bana ilacın adını yazan kızın ver!"
"Tamam abi sakin. Veriyorum bekle."
"Alo?"
"Sen dalga mı geçiyorsun benimle!? Bu ilaç reçetesiz satılmıyormuş?"
"Aa evet. Şey ben unutmuşum onu. Şey eczacıyı versene bir telefona."
Dediğinde biraz düşündüm ve
"Bekle." Dedim ve yine içeri girip telefonu kadına uzattıp "konuş," dedim net bir sesle. Kadın sadece bir iki kere evet ve tamam deyip telefonu bana uzattı. Arkasını dönüp cam dolapları bir sağa bir sola sürükleyip içlerini inceledi. Yaklaşık üç dakika kadar sonra elinde beyaz bir kutu ilaçla yanıma döndü. İlacın barkotunu okutup bana döndü ve
"120 tl." dedi çekinen bir tavırla. Masaya iki yüzlük bırakıp ilacı aldığım gibi arkamı dönüp yürümeye başladım.
"Be-"
"Üstü kalsın." Deyip eczaneden çıktım ve arabaya binip gaza bastım.
     10 dakika sonra deponun önündeyim. İçeri girdiğimde herkes kendi alemindeydi. Batu ve Uraz her zamanki gibi kavga ediyordu. Kızlar İrem'in başındaydılar. Çınar esmer kıza hayran hayran bakarken Arda ortalıkta dolanıyordu.
"Getirdim." Deyip poşeti sarışın kızın kucağına fırlattım.
"Yavaş be !" Diye cırladı. Uraz la Batu hala kavga ediyordu.
"Kesin sesinizi!" Diye gürledim. Sarışın kız ilacı açtı ve prospektüse baktı.  Daha sonra bize dönüp konuşmaya başladı.
"Şimdi onu uyandıracağız ve hemen ilacını vereceğiz nasıl kullanması gerektiğini zaten biliyor ama öncesinde biraz sakinleştirmemiz lazım."
"Tamam uyandır hadi."
"Öyle dürterek uyandiramam"
"Bir kova su dökelim o zaman"
"Gerizekalı mısın Batu bu sizin dövdükten sonra ayılttığınız adamlara benziyordu mu sence?"
"Ne yapacağız peki?"
"Yardım eder misin?" Diye bana sorduğunda biraz düşünüp başımı evet anlamında salladım.
"Tamam o zaman şimdi: Mesude kalk oradan. Demir sen geç oraya." dediklerini harfiyen yaptık. 
"Şimdi şöyle yatıracağım onu " dedi ve İrem'in göğsüme yatırdı.
"Bir insanı nasıl sakinleştireceğini biliyorsun değil mi? "
"Kısmen."
"Neyse uyandırıyorum şimdi." Deyip derin bir nefes aldı ve saçlarını okşamaya başladı.
"İrem. Canım." Deyip parmağını şıklattı ve devam etti. "Uyan hadi. Geçti bak. Hadi kalk. İrem." dediğinde İrem derin bir nefes alarak uyandı birden. Bende saçlarını okşamaya ve işaret parmağımla sırtında daireler çizmeye başladım.
"Sakinleş şimdi tamam mı? Nefes al. Rahatla. Her şey yolunda. Şimdi sakinsin. Her şey çok güzel. Rahatlıyorsun," derken hafif hafif nefesi düzene giriyor gibiydi. "Evet işte böyle. Aferin sana " dediğimde sarışın İrem'in eline bir miktar toz döktü ve " sakın ol canım bak ilacın da burada." Dedi ve İrem tozu burnuna götürüp içine çekti. Yavaş yavaş nefesi düzene girmeye başlamıştı. İlacı burnundan çekti ve derin bir nefes alıp baygın gözlerle etrafa baktı. Sonra arkasını döndü. Beni görünce kaşları çatıldı. Bir iki saniye yüzüme baktıktan sonra kaşlarını daha da çok çatıp beni ittirmeye başladı.
"Dokunma bana ! Yaklaşma! Sakın!" dedi işareti parmağını sallarken yorgun çıkan sesiyle. Sarışın bana kaş göz işaretleri yapıyordu. Bende duruma el koymuştum.
"Tamam sakin ol. Gidiyorum tamam mı?" Dedim geri geri giderken.
"Hatta gittim bile." Deyip hızlı adımlarla depodan çıktım. Uraz ve Batu'da yanımda bitmişti tabii.
"Evet abi şimdi ne yapıyoruz?" Diyen Batu'ya kısa bir bakış attıktan sonra bir sigara yakıp yere bakmaya başladım. Bu sefer de Uraz başladı.
"Demir!"
"Düşünüyorum Uraz!" Diye bağırdım. O da anında susmuştu.
 "Kızları Erguvan'daki eve götüreceğim. Zaten üç ay bizimleler."
"Demir! üç ay sonra ne olacak peki hiç düşündün mü !?"
"Hayır. "dedim gayet rahat bir tavırla.
"Oğlum salak misin sen !? Ne bok yiyeceksin 3 ay sonra gitmek istedikleri zaman he! Bunun cevabını da ver o zaman ! Madem bu kadar rahatsın mantıklı bir şey söyle de bizde senin gibi olalım! Üç ay daha bizimle kalırlarsa her şeyin daha da içine girecekler buna rağmen öylece bırakacak misin onları bu mudur yani!? Kendini zeki zannediyorsun ama  gerizekalının tekisin Demir Çakır !!"




Uuu ne bölüm oldu ya. Ekşın dolu falan. Uzun zamandır bölüm atamadığım için üzgün ama telafi etmeye çalışacağım.

Bu aralarda herkes Demir'in üzerine geliyor bakalım neler olacak?
Tahminlerinizi ve ya bölümlerde olmasını istediğiniz şeyleri yorumda belirtirseniz sevinirim.
Votelerinizi de eksik etmeyin lütfen

Keyifli okumalar dilerimm :")

Sonsuz DOSTLUK!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin