Pusat bana sevgilim diyeli tamı tamına iki dakika olmuştu.
Bana sevgilim dedikten sonra ne mi oldu? Birden arabadan çıkıp elimi elinden kurtardım ve onun yüzüne bile bakmadan mola yerindeki rastgele bir mağazaya girdim.
Tuvaletimin geldiğini fark etmemle uçmam bir oldu. Karşıdaki aynadan arkamdaki Pusatı görmemle şok olmam bir oldu ama sıçmaya da mı birlikte gitcez aga?
Kolumun birden çekilmesiyle tabiki duvara yaslanmadım o kadar klişe olmaz benim hayatım. Yere kapaklandım. Tabi öküz Pusat Bey de hemen üzerime.
"Kalksana kaltak ezdin!"
Kafiye yaptım beybiler bence şair olmalıyım Edebiyat mı okusam lan?
"Of Nisa kes sesini. Benimle gel."
Sen kime emir veriyon at kafa.
'SENSİN AT KAFA MAL ÇOCUK ÇOK YAKIŞIKLI KAÇIRMA YANİ BENCE AMA TABİ O SANA BAKMAZ İÇ SESİN OLMAKTAN UTANDIM ŞU AN.'
Birden çekilmemle afallamam bir oldu. Kolum koptu gavurun tohumu. Sana lanet olsundu Pusat.
"Öncelikle sana sevgilim dediğim için kusura bakma."
"Kusura bakıyorum efendim ne olacak?"
"Nisa zorlama bak adam gibi geldim özür diliyorum."
"Bidaha bana yaklaşmazsan seni affedebilirim en azından tatil boyunca."
"Ama kokumu bilmezsen ölürsün Nisam kaldırabilecek misin?"
Hönk?
Banane canım senin kokundan. Tamam harika bi kokusu var daha önce böyle bi koku almadığıma eminim.
"Bok kokuyosun."
Kafamı çevirdim. Kahkaha atmıştı. Ne vardı yani? Yüzüne karşı harika kokuyosun dememi mi bekliyodun beybisi?
"Evet bencede harika kokuyorum. Ama konumuz bu değil. İster affet ister affetme asla meydanı o hocanın oğluna bırakmam Sazan Balığım."
Bak gene aynısını dedi.
Önümden geçip giderken bende fazla takmayıp tuvalete girdim artık boşaltmam lazımdı içimdekileri idrar kesem patlayacak ulan açılın.
Tuvalette işimi hallettikten sonra dışarıya çıktım etrafta göz gezdirirken ilk gördüğüm Efe ve Neslihan oldu. El ele tutuşmuş birbirlerine ilerideki hediyelik eşyaları gösteriyorlardı. Biraz daha dikkatli baktığımda Buse ve Baranı gördüm onlarda da durum pek farklı değildi. Onlarda sarmaş dolaş hediyelik eşyalara bakıyorlardı Busenin elinde bit poşet vardı. Şeffaf olduğu için içindeki sabunları görebiliyordum. Klasik Buseydi işte. Onların hemen ilerisinde Azra ve Utkuyu gördüm. Bu Utkuya hala güvenemiyordum aslında yani ona değilde eskiden ilişkisi olan kızlardan birinin çıkıp gelmesinden ve Azranın canının yanmasıdan.
Kafamı sallayarak saate baktım 10 dakikam kalmıştı. Hızla mağazada dolaşmaya başladım bir iki parça bir şey alıp mağazadan çıktım. Arabaya binip yerime oturdum. Ayaklarımın altındaki çantaya aldıklarımı koydum ve yeniden en rahat pozisyona geçerek kulaklığımı aldım.
2 SAAT SONRA:
Kafamın birinin omzunda olduğuna eminim ama gözlerimi açmak istemiyorum nedense. Kafamın üzerinde bir kafa vardı bundan da emindim. Ama huzurlu hissediyordum. Bu kişi Pusattan başkası olamazdı. Nasıl mı anladım? İki şekilde. Birincisi kimse Pusat gibi kokamaz. İkincisi bu başka biri olsa ancak böyle yatabilmemiz için Pusatın ölmesi gerekir kıskanç çocuk sonuçta.
Kafamı kıpırdatmamla Pusatta uyandı gözlerini ovuşturup bana baktı. Tam ağzımı açıp konuşacaktım ki o araya girdi ve beni susturdu.
"Lütfen Nisa çok uykum var konuşma ve uyuyalım."
Açılan ağzım kapanırken söyleyecek onca söz geldi aklıma fakat sustum. Sanırım anın tadını çıkartmak istiyorum.
Medya:Pusat
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hı Hı Nah!!
RomantikAşkın hiç komedi tonunu gördünüz mü? Her birinin aşkı birbirinden farklı Bir kız koleji düşünün erkeksiz.. Ve bir erkek koleji düşünün kızsız.. Bu iki okul birleşirse ne olur? Peki okulun en neşeli kızı ile en sessiz erkeği birlikte olur mu dersiniz...