Bu gün günlerden Pazar. Ben evde yatağıma çamurda yatan bir domuz (oha lan domuz haram) mishali yayılmış elimde ki tablette Kore dizimi seyrediyorum (evet arkadaş Kore fanı aynı ben).
Şimdi siz merak ediyonuz demi dün kim geldi diye hemen anlatayım.Biz işte tam Melisa ve Burak çiftinin romatizm sahnelerini izlerkene kapıdan Burak ve Pusat'ın anası girdi. İşte bu Burakla Pusat şok oldu tabi Melisa da aynı bi ben sırıtıyom ortalarında. Dedim bu iş böyle olmaz bende kestim sırıtmayı onlar gibi bi surat ifadesiyle kadına bakmaya başladım. O sırada kadının giydiği kıyafetler gözüme çarptı oha yani!. Kadın milyarlık çanta takıyo şimdi nerden biliyon derseniz benim bi teyzem var onda da var bundan ordan biliyom neyse işte kadın sırası ile bizi süzmeye başladı. Önce Burağı 'bittin sen' bakışları ile daha sonra Melisaya bir tuhaf baktı ben de çözebilmiş değilim sanki aşşağılıyormuşçasına. O sırada ne dediğimi idrak etmiştim ancak idrak ettiğim anda gözlerimin irice açılmasına engel olamadım. Ne demiştim ben aşşağılamak mı? Yok canım abartma Nisa sonuçta kaynanası.
O sırada kadın kafasını bizim olduğumuz tarafa çevirdi beni gördüğünde gözleri birkaç saniye için belli belirsiz bir şaşkınlık haline bürünse de hızla toparlanıp bize gülümsemeye başladı sanırım beni tanıyordu gözleri Pusat'a kaydığında ona onaylar bakışlar attı o sırada Burak konuşmaya başladı konuşurken kekeliyordu
"A-anne senin bu-burda ne işin var?"
Sanırım Burak annesinden fazlaca korkuyordu o sırada gözlerim kısa sürede bitişiğime kadar girmiş olan Pusat'a kaydığında onun gözlerinde de fazlaca endişe ve korku olduğunu gördüm. Onu daha kısa süredir tanımama rağmen daha önce hiç kimseye bu şekilde baktığını görmemiştim genelde sert takılıyordu. Ben sonunda gözlerimi Pusat'ın üzerinden çektiğimde kadın konuşmaya başladı:
"Benden gizli bir ilişki ha? Gerçekten mi? Sana inanamıyorum Burak (Burada bağırıyor) hemde bu varoşla mı şirketlerin benden sonraki varislerinden birisin sen nasıl bu kadar vurdumduymaz olabilirsin gerçekten inanmıyorum. Şuna bak bir (Melisa'yı işaret ederek) üzerindekilere bak hepsi pazar malı ya bir magazinci gelse buraya sizi bu halde görse ona ne açıklama yapacaksın bunu hiç düşündün mü?"
Melisa'nın gözleri dolmuştu neredeyse ağlayacaktı ve yanındaki sandalyeye tutunuyordu. Burak zorlukla konuşmaya başladı:
"Ben onu seviyorum anne sen ne dersen de."
Annesi şaşırmış olacak ki ağzını açıp daha sonra kapatmıştı. Belki konuşur diye umut dolu gözlerle Pusat'a baktım ama hala şoktan çıkamadığını anladığımda yüzüm sanki mümkünmüş gibi biraz daha asıldı.Kadın kendini toparlamış olacak ki konuşmaya başladı:
"Peki Burak ne yaparsan yak ancak iyiki kardeşin seni örnek almamış (Bize dönerek beğeniyle tekrar beni süzdü) kız arkadaşını gerçekten asil bir aileden seçmiş Mehmet beyin kızı gerçekten güzel seçim Pusat tebrik ederim."
Ben tam yok öyle bir şey diyerek konuşmaya başlayacaktım ki Melisa daha fazla dayanamamış olacak hızlıca kapıyo doğru koşmaya başladı. Bu konuşmayı biraz daha erteleyebileceğimizi düşünerek bende hızlıca Melisa'nın peşinden çıktım ancak ortalıkta yoktu bir kaç kez bağırdım fakat cevap vermedi ben tam umudu kesmiş gidiyordum ki Burak ve Pusat kardeşlerin peş peşe dışarıya çıktığını gördüm Burağın mavi gözlerinden yaşlar akıyordu. Pusat ise ban aözür dolu gözlerle bakıyordu ki Burak bağırmaya başladı:
"Melisa nerdesin Melisa ben her şeyi halledeceğim gerçekten senden asla vazgeçmem bu kadar kıza sürede bir yere gitmiş olamazsın biliyorum saklanıyorsun çıkmanı istesem de çıkmayacaksın onu da biliyorum ancak söyleyeceklerimi asla unutma senden asla vazgeçmem ister annem ister başka biri herkesi karşıma alırım ama senden vazgeçmem."
Burak sözlerini bitirdiğinde hızla restoranın kapısından içeri girdi. Arkasından baktığımda annesinin bizim oturduğumuz masada oturduğunu ve garsonlara birşeyler söylediğini ördüm sanırım Melisa buraya gelirse hemen beni arayacaksınız diyordu. O sırada Pusat bana döndü ve konuşmaya başladı:
"Annemin söyledikleri için üzgünüm ona bunun bir yanlış anlaşılma olduğunu söyleyeceğim merak etme bu arada Melisa eminim ki yarın telefonlarını açmayacaktır ağabeyimin ona ulaştığında haber verir misin?"
Evet diye kısa bir cevap verdiğimde gülümsedi ve hızla arkasını dönerek restoranın içine girdi.
İşte böyle oldu ve gerçekten Pusat'ın dediği gibi oldu Melisa telefonlarını açmıyordu sabah da nerden bulduğunu bilmediğim bir şekilde Pusat beni aramış ve önce günaydın deyip daha sonra Melisa ile görüşüp görüşmediğimi sormuştu olumsuz yanıt aldığında oflayarak telefonu suratıma kapatmıştı ancak daha sonra hatasını anlamış olacak ki bir daha arayıp üzgünüm bir anlık refleks yüzünden oldu Burak bunalımda o yüzden sordum demiş ve bu sefer ben tamam deyip suratına kapatmıştım e ödeştik sonuçta.
Ben düşüncelerle boğuşurken odamın kapısı tıklanmıştı hızla devam eden dizimi durdurup giiir diye bağırım kapıyı minyon tipli kız açarken onu ilk defa gördüğümü anladım sanırım yeni görevliydi konuşmaya başladı:
"Efendim babnız sizi çalışma odasında bekliyor (Amk neden hep çalışma odası)."
Kafamı sallayarak konuşmaya başladım:
"Sen yeni misin?"
"Bahçıvanın kızıyım ben ancak okuldan arta kalan zamanlarda size yardım etmek için görevlendirildim efendim."
Gülümsedim:
"Adın ne kaç yaşındasın?
"Adım Sude 15 yaşındayım efendim."
"Bende Nisa memnun oldum fakat bana efendim demesen fazla resmi zaten Hasan amca da bana efendim demez Nisa de sende Nisa abla de."
"Peki Nisa abla."
Yüzünde bir gülümseme ile odadan çıktı bende arkasından kısa bir gülümseme göndererek hızla yataktan kalktım. Üzerimdeki pijamalardan kurtularak dizimin bir karış üzerinde bana bayağı büyük gelen bir tişört kılıklı elbise giydim ayağıma da ona uygun beyaz pofuduk terliklerimle babamın çalışma odasına doğru yol aldım.
Hiç kapı tıklama gibi bir adetim olmadığı için direk içeriye daldım babam bir anda gömüldüğü kitaptan kafasını kaldırıp kaşları çatık bana bakmaya başladı ve konuştu:
"Bir kere de şu kapıyı çalarak girsen içeriye şaşarım zaten."
Somlara doğru çatık olan kaşları iyiden iyiye düzelmişti hatta gülümsemeye bile başlamıştı. Ben şaşkın şaşkın ona bakarken karşısındaki koltuğa kurulmuştum bile. Anlamayan gözlerle bakmamdan sıkılmış olacak ki konuşmaya başladı:
"Duyduğuma göre Selen Hanımın küçük oğlu Pusat ile bir ilişkin varmış kızım."
Ben tam bunun yanlış bir anlama olduğunu açıklamaya çalışacaktım bunu için ağzımı aralamıştım ki tekrar konuşarak açık olan ağzımı daha da açmamı sağladı ancak bu sefer konuşmak için değil şaşkınlık içindi:
"Madem sevgilisiniz zaten Selen hanımın oğullarını da her zaman çok beğenmiştim biz Selen hanımla gece boyu telefonda konuştuk ve bir karara bağladı Pusat oğlum zaten bir sene erken yazıldığı için şu an 18 yaşında e senin de 18'ine girmene ne kaldı şunun şurasında bir ay var değil mi? Biz düşündük ki senin 18. yaş gününde sizi nişanlayalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hı Hı Nah!!
RomansaAşkın hiç komedi tonunu gördünüz mü? Her birinin aşkı birbirinden farklı Bir kız koleji düşünün erkeksiz.. Ve bir erkek koleji düşünün kızsız.. Bu iki okul birleşirse ne olur? Peki okulun en neşeli kızı ile en sessiz erkeği birlikte olur mu dersiniz...