Na Yeon'un daha biz üniversitedeyken bir sevgilisi vardı. Birbirlerini gerçekten çok severlerdi. Hep onların okul bittikten sonra evleneceğini düşünürdüm. Ve hayaller kurardım, Sen beni bu kadar seviyor musun diye. İmrenirdim onlara, sonra bir gün Na Yeon'dan hoşlanan bir çocuk Na Yeon'u öptüğünde ve sevgilisi onları gördüğünde ona alttan alttan "Sürtük" dediğini hatırlıyordum. O an o kadar imrendiğim o aşkın bitiş anıydı.
Fakat ben ona kızamıyordum bile. Sadece üzüyordu beni her zamanki gibi.
Banyoya ilerledim ve aynaya baktım.28 yaşımdaydım ama ruhum 80 yaşındaki bir teyzenin ruhuydu. İki senede yaşlanan ruhumun acıları yüzüme yansımıştı. 28 yaşındaki onca kız yirmili yaşlarının başında gibi görünüyorken ben tam tersiydim. Otuzlu yaşlarının ortasında, yıllarca zorluk çekmiş orta halli bir kadın. Zaten bu saatten sonrada Jackson beni beğenmezdi. Yüzüme su çarptıktan sonra odama ilerledim. Telefonumu elime alıp 'Galeri' ye girdikten sonra 'Jayoon' klasörüne girdim. Yüzlerce fotoğraf ve hepsi en az iki yıl eski. Hepsine tek tek baktıktan sonra saat akşam 8'i gösteriyordu. Hergün yaptığım gibi Ji Young'u yeniden aradım. " Bugün nasıl?"
"Hala komada Ga Yoon-ah"
Bir insanın ölmesi için dua etmek gaddarca olsa da bu o insanın kim olduğuyla ilgili. Ve ben bu insanın ölmesi için hergün dua ediyorum.
