DUYGU'DAN..
Günler benim için çok sıkıcı geçmeye başlamıştı. Bu yaşımdan sonra unuttuklarımı tekrar hatırlamaya çalışıyordum. Kendimi yaşlı teyzeler gibi hissediyordum. Herşey tamamdı hayatımda, ama aynı zamanda yine birşeyler eksikti. Günlerimi hep böyle boş boş oturarak geçirdiğimi sanmıyorum. Yağmur ile beraber şirkete gittiğimizde gruba yeni gelen kız salonu ortasında oturmuş telefondan birşeylere bakıyordu. Simsiyah giyinmiş olması dikkatimi çekti. Biraz daha yakınlaştığımda Umut'un kardeşi olduğunu gördüm. Bunlar ailecek burayamı gelmişlerdi ? Onların hayatından pek birşey bilmediğim için yorum yapmak istemiyordum. Onların hayatından pek bir şey bilmiyor muydum ? Bu cümle bana garip gelmişti. Fakat şu sıralar bana herşey garip gelmeye başladığı için pek fazla dikkate almadım. Görevlilerden birisi gelip bizimle küçük bir toplantı yapıp, yeni çıkacak olan bir erkek grubunun dansçıları olduğumuzu söylediğinde sevinçten Yağmurla birbirimize sarıldık. Aramıza yeni katılan siyahların kızı dolunay bize çabuk ayak uydurmuştu. Çalışma bittikten sonra gülümseyerek yanımıza gelip, ''Şu koca Korede etrafımda Türklerin olması beni sevindiriyor ! '' dediğinde Yağmurla birbirimize bakıp gülümsedik. Her ne kadar sert görünsede gayet hoş bir sesi vardı.
''Akşam biyerlerde bişeyler içmek istermisiniz ? Hem birbirimizi tanırız. Bu iyi olurdu'' diye devam ettiğinde kızın kötü bir niyeti olmadığını fark ettim. Abisi gibi sinir bozucu ve gıcık değildi. Yağmur kıza önyargılı davransada akşam için ondan önce anlaştım ve şirketten ayrıldık. Eve geldiğimizde yemeğimizi yiyip hazırlanmaya başladık.
''Yeni tanıştığımız birine güvenemeyiz. Neden kızın davetini kabul ettin ? '' Yumi şu sıralar gerçekten insanlara karşı ürkek davranıyordu.
''Yeni insanlar tanımak iyidir. Bir zararı olacağını sanmıyorum. Abisini tanıyorum. Abisi kadar sinsi birisi değil belliki.''
Yağmur zaten kocaman olan gözlerini dahada büyüterek bana baktı. ''Abisini nereden tanyorsun ?'' dediğinde onun komik yüz ifadesine gülmek istesemde kendimi tuttum.
''Lisede gittiğim dans kursundan. İnan bana dünyanın en gıcık insanıdır. Defalarca sakatlanmama sebep oluyordu. Şirkette temizlik görevlisi olarak işe başlamış. Dün telefonumu almaya çıktığımda gördüm. O böbürlenerek iş adamı olmak istediğini anlatırdı arkadaşlarına. Dün beni oldukça şaşırttı.''
''Sana birşey söyledimi ?''
''Hayır söylemedi ne söyleyecek.''
Yağmur derin bir oh çekip makyajına devam etti. Çoktan hazır olduğum için sıkılmıştım. Yağmurun makyajını bitirmesini beklerken telefonuma indirdiğim oyunu oynamaya başladım.
UMUT'UN AĞZINDAN.
''Ne zaman gelecekler ?''
Dolunay inleyerek ''Umut yeter. Her iki dakikada bir aynı soruyu sorma. Geleceklerini söylediler.''
O sırada oturduğumuz mekanın kapısı açıldı ve Yağmurla Duygu içeri girdi.
Dolunay gülümseyerek onlara baktığında ''En çok senin çenenden kurtulduğum için mutluyum.'' dediğinde kıkırdadım.
Duygu ve Yağmur oturduklarında Yağmur oldukça endişeliydi. Bizim uyguladığımız planı aynı şekilde Yağmurda devam ettirdi. Masada geçmiş açılmadı.
Yağmur ''Ben bir lavaboya gideyim.'' diye izin istediğinde, ''Bende ellerimi yıkayayım.'' diyerek arkasından gittim. Yağmur ona yetişemeden hızla tuvalete girdi. Kapının önünde sinirle onu bekliyordum. Çıktığında sertçe kolundan tutup kendime çektim. Acıdan gözleri yaşarsa bile umrumda değildi. ''Kenan amcayla plan kurup onu buraya sürükledin. Sen gerçekten Duygu'nun arkadaşı değilsin.''
''Duygu seni hatırlamıyor bile. Yaşadığınız hatıraları, senin onun için ne ifade ettiğini, hiçbirşey hatırlamıyor umut. O sensiz mutlu. Onu rahat bırak.''
Beni ciddi anlamda sinirlendirmişti. '' Ona kaybettiklerini hatırlatacaksınız. Ömür boyu unutturmayacaksınız. Bu ona yaptığınız büyük bir haksızlık.''
''İşimize karışma. Ailesiyle devamlı irtibat halindeyim umut. O şu an seni nefret ettiği geçmişteki bir insan olarak görüyor. Onun karşısına geçip ben senin sevgilinim dersen seni deli sanacaktır. Seninle ilgili tek bir kırıntı bile hatırlamıyor.''
Kolunu dahada sıktığımda, ''Bırak ! Canımı acıtıyorsun napıyorsun !'' diye çığırdı.
''Dediğini yap ve kolunu bırak!'' Duyduğum ses bütün bedenimin bir anda karıncalaşmasına sebep oldu. Kafamı çevirdiğimde duygu sinirli bir şekilde bize bakıyordu. Hızla gelip Yağmuru kolundan çekip yürümeye başladı. Arkalarından koşar adım gittiğimde, bir anda arkasını dönüp, ''Sakın arkamızdan gelme. Bu cürreti kendinde nasıl buluyorsun ? Yeni tanıdığın bir insana nasıl böyle davranabilirsin ? Beni sevmiyorsun anlıyorum. Bende senden haz etmiyorum zaten. Ama bana olan sinirini benden çıkar arkadaşımdan değil.'' Hızla mekandan çıktıklarında dolunay ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
DUYGU'NUN AĞZINDAN
Bu cürreti kendinde cidden nasıl bulmuştu ? O kim oluyorduda böyle birşey yapıyordu.
''Ne söyledi sana orada ?''
Yatak varken yerde oturmayı tercih eden Yumi, kolunu sıvazlarken, ''Birşey söylemesine fırsat olmadan sen geldin. Kim bilir ne diyecekti.''
Sinirden yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim. Kaba biri olduğunu zaten biliyorduk. Ama bu kadar olduğunu hiç tahmin etmemiştim.
''Sana oraya gitmeyelim demiştim.''
''Kıza acıyorum. Öyle bir ikizi var.''
Saçlarımı toplarken bir anda durdum.
''İkiz olduklarını nereden biliyorsun ?'' Gerçekten ikizlermiydi. Bu cümle bana yine birleylerden tanıdık geliyordu.
''Birbirlerine benzemiyorlar bile.''
Yumi ne yapacağını bilemeden ayağa kalkıp, ''Amaaan. Aynı yaşta gibi duruyorlar. Ayrı yumurta ikizleridir belki.'' Diyerlafı geçiştirerek, ''Ben yatıyorum. Çok uykum var. İyi geceler.'' Diyerek apar topar odadan çıktı. Ne oluyordu buna böyle? Şu sıralar oldukça garip davranıyordu. Önceden nasıl davrandığınıda pek fazla hatırlamıyordum gerçi. Onunla olan anılarımda onların buraya taşındıklarından itibaren beynimde sona eriyordu. Bu yüzden bazen burda yabancıymışım gibi hissediyordum. Ama yağmurun dediğine göre her gün internetten görüntülü konuşuyormuşuz. Yatağıma uzandığımda gerçekten yorulduğumu hissettim. Birden tatlı bir uyku geldiğinde hayır diyemedim. Uykuya dalmadan son düşündüğüm şeyden sonra beynim kendi kendini alkışladı.
''Umut'tan nefret ediyorum.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUYGUSUZ GECE
Teen FictionHayatımda bir çok sorunum varken hatalar yapmamı sağlayan bir diğer sorunun içine düştüm. Hata yapmayan duygu hatalar içinde boğuldu. Hata yapmayan duygu, duygular içince boğuldu. Sorundan ibaret koca dünyamda birde tek doğrum umut vardı. karanlık g...