Hatırla

12 0 0
                                    

''Evet anne iyiyim. Hayır anne sağlıklı şeylerle besleniyorum. Evet anne. Anladım anne. Tamam annecim''

Yumi gülerek bana bakıyordu. Telefonu kapattıktan sonra yatağa boylu boyunca uzandım.

''Ameliyat olmadım. Sadece hafıza kaybı yaşıyorum o kadar.''

''Anne yüreği.'' dedi yumi gözleri dolarken.

''Gerçi en ihtiyaç duyduğum zamanlar anne şevkati göremesemde.'' diye devam etti.

Yanına gidip ona sarıldım. Annesi hiç olmayacak bir zamanda terk etmişti onu. Onunda annesi motor kurbanı olmuştu. Ağlamaya başlayınca, ne kadar gülsede içindeki acıyı hissetmiştim.

''Senide o lanet yüzünden kaybedeceğim diye çok korktum. Perihan teyze arayıp, haber verdiğinde. Öldüm sandım bir an. Annemde gitti. Sensiz ne yaparım.''

Gözümden akan yaş beni şaşırtmıştı. Kaybettiğim bir tek hafızamın bir kısmı değildi. Duygularımdı aynı zamanda. Uzun uzun ağlamayalı baya olmuştu.

''Ama yanındayım. Hemde eskisi gibi. Hala eskisi gibi gıcıkmıyım ?'' dediğimde gözyaşlarının içinde gülmeyi başardı. O ağlayınca kendimi çok kötü hissediyordum. Sanki kocaman okyanusun ortasında yalnızım gibi.

Sanki dünyada tek ben varmışım gibi.

''Beni anlayan birtek sensin.'' dediğinde güldüm. Kendimle gurur duyuyordum.Aynı zamanda onunlada. Bu zamana kadar birbirimizi yalnız bırakmadığımız için dostluğumuzlada.

''Hadi kalk kalk kalk. Bugün grupla provamız var. İlk günden açığamu alınmak istiyorsun ?''

Ayağa kalkıp elimi uzattım. Güç alıp ayağa kalktığında odasına doğru gitti. Hazırlanıp çıktığımızda, iyiki erdal amcayı dinleyip üstümüze hırka almışız diye düşündüm. Hava gerçekten serindi. Hava hafif kapalıydı ve rüzgar esiyordu. Bu durum beni iyi hissettiriyordu. Şirkete vardığımızda Umut ve Dolunay kapının önünde sigara içiyorlardı. Yumi bana dönüp, ''Sigara içesim vardı. Ama birden kaçtı.'' dediğinde gülüştük. Gülerek yanlarından geçerken ikisininde gözlerinin bizde olduğunu hissettim. Yukarı çıktıktan beş dakika sonra Dolunay kapıdan içeri girip bizle beraber ısınmaya başladı. Yarım saat sonra grup geldiğinde heyecanlıydık. Onlarla beraber bir kaç erkek dansçıda içeri girdiğinde kapı kapandı. İşte heyecan şimdi başlıyordu. Herkes haftalardır çalıştığı kareografiyi menejerler ve grup önünde sergileyecekti.

Herşey gayet güzel gidiyordu. Herkes birbirine uyumluydu. Grubun ilk şarkısı çoktan çıkmış, internete koymak için dans pratik videosu çekiliyordu. Hep izlediğim videoların içinde şu an bende vardım. Bu tarif edilemez bir şeydi. Bittikten sonra herkes birbirini alkışlayıp selamlamıştı. İşimiz erken bittiği için yapacak hiçbir işimiz yoktu. Yumi ile biraz gezindikten sonra erkek arkadaşıyla buluşacağını söyledi. Ayrıldıktan sonra, biraz yalnız kalmak için şirkete geri dönmüştüm. Hava kararmış, biraz daha soğumuştu. Yukarı çıktım. Koridorlar sessiz ve karanlıktı. Sadece dans odasının ışığı açıktı. Umut'u görmemek için dua ederek içeriye girdim. Masanın üzerinde bir poşet duruyordu. Biraz daha yaklaşıp içinde midye olduğunu gördüğümde yüzümde güller açtı. Midye yemeyeli uzun zaman olmuştu. Arkamdan duyduğum ses irkilmeme sebep oldu.

''İstersen alabilirsin.''

Arkamı döndüğümde Umut'u gördüm.

''Özür dilerim.''

''Ne için ?''

''Arkadaşına sert davrandığım için.''

''Özrünü bana değil Yumiye dilemen gerekiyor. Onu incittin.''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 27, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DUYGUSUZ GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin