Bölüm 14 Başlangıç.
Bazen hayat hiç istemediğimiz şekilde gidebilir. Bu yoldan çıkan hayatı rayına oturtturma görevi yine bize düşer. Nefesin hayatı da böyleydi. Ellerinden yavaş yavaş kayıyordu çekmeye çalıştıkça daha da çok batırıp daha da çok kaydırıyordu.
Dünya da yaşamanın bizim için bir bedeli vardır. Olmazsa tuhaf olurdu. Her gün binlerce insan ölüyordu ki ölüm Allah'ın emri. Ölen insanların yerine dünyaya gözlerini açan bebekler geliyor ve bu milyonlarca yıl devam edip gidecektir.
Sizin de bazen gözünüzü kapatıp keşke hiç ölmesem dediğiniz anlarınız oluyormu, tabi neden olmasın? Her insan ufakta olsa ölümden korkar, göz açıp kapamak değildi ki bu binlerce yıl sürecek bir uyku.
Nefes yastığının altında ki kolunu çıkarıp diğer kolunu koydu başının altına. O da yorulmuştu on yedi yaşında olmasına rağmen o da yorulmuştu. Sanki bütün acıları toplayıp bir torbanın içine koymuşlar bu torbayı da Nefese uzatıp '' bundan ölene kadar yüksek bir doz al zaten yakında da ölürsün " deyip gitmişlerdi. Benzetmesine gülüp yatağın da yan döndü.
Hafta da bir yaptığı şeyi yapmaya başladı '' hayatını baştan sona gözden geçirmek" yoruluyormuydu tabiki de hayır bunu yaptıkça unutulmasına engel oluyordu. Gözlerini kapayıp yavaş anılarını gözlerinin önüne getirmeye başladı. Her şey daha sekiz yaşındayken başlamıştı.
---
Hızlı hızlı yürüyordu yetişmesi gerekiyordu ki yetişmese bu adam onu beklemeyip çeker giderdi ki bunu yapardı her ne kadar fazla tanımasa da biliyordu.
Saatine bakıp bu sefer koşmaya başladı bir dakika geç kalmıştı. Anlaşılan yere gelince gördü onu bankta yayvan bir şekilde oturmuş ayaklarını da öne doğru uzatmış bir şekil de gördü.
Aslında bunun delilik olduğunu biliyordu ki kendi kararınca da buna inanmıştı. Deliliğin ötesindeydi bu yapacağı şey. Öne geçip yanına oturdu.
'' Selam '' ne aptalca bir başlangıçtı bu
'' Ne istiyorsun Doruk '' tabi ki beklediği cevap buydu selam kanka demesini mi bekliyordu bu çocuktan. Aslında herşey sizinde bildiğiniz gibi imza kağıdını arkaya doğru uzatırken o kızı görmesiyle başlamıştı. Daha sonra bu kızı düşünürken tüm gece boyunca çalıştığı sınav girmişti. Bu yetmezmiş gibi evde çalışırken ki bugünlerde yemekten sonra ki temel prensibi ders çalışmak olmuştu. Çalışıyordu çalışmasına ama her sayfaya baktığında siyah saçlı kız sayfanın üzerinde belirip '' gerizekalı ' deyip gidiyordu. Ne kadar da düşünceli bir sevdiği vardı.
---
Uçsuz bucaksız bir bahçedeydi. Sırt sırta vermiştiler. Birinin elinde oyuncek bebek diğerinin elinde ise yeri eşeleyecek bir sopa.'' kalbim ölüyormuş '' dedi elinde ki oyuncak bebeği konuyla ilgilenmiyormuş gibi evirip çevirerek.
'' kim bunu sana dedi '' elinde ki çubuğu bırakıp yerinde doğrularak. Bir anda hiddetlenmişti çocuk.
'' doktor dedi duydum onu '' bu sabah yaptığı şey geldi aklına annesi babası içerdeyken o da kulağını kapıya dayamış ne olduğunu duymaya çalışıyordu. Bu sefer elinde ki bebeği bırakıp gözlerini uzaklara dikmeye başladı sırtını yasladığı çocuktan habersiz.
----
'' Alkım ben galiba kızın birine aşık oldum '' dedi bakışlarını ellerine indirerek
'' biliyorum '' dedi Alkım biraz daha kayıp rahat bir oturuş moduna geçti.
'' sen nerden - "
'' neredeyse iki bin kızla aynı okuldasın ilk günden aşık olursun zannediyordum çok beklemişsin '' dedi Doruğa bakıp yandan bir gülüş atarak. Gülüş bile değil di küçümseme gibi bir şey di.
'' komik değilsin '' baştan bunu yapması hataydı. Tersler diye aramamış direk mesaj atmıştı ne akıllıca bir yöntem ama.
'' çağırmasaydın! '' Doruk da bunu bekliyordu ne zaman bağrıcak diye.
'' tamam sakin ol. Sadece konuşmak için çağırdım ''
'' umarım beni gereksiz kız meselelerin için çağırmamışsındır. ''
'' tam da üstüne bastın o konu ''
'' hiç uğraşamam Doruk git diğerlerinin yanına '' diyip kalkıp gitmişti.
'' git tabi Doruk kimki zaten buzdolabı. Buzdolabı ne ya ne malca kelimeler. Zaten seni çagırmak hataydı. Meymenetsiz. '' yağmur yağmaya başlamıştı kasım ayıda gelmişti. Şuan dizilerde ki gibi yaşlı bir amcanın birden belirip '' seviryorsan git konuş bence " temalı konuşmasını dinlemek istiyordu. Cebinde ki telefonun titreşmesiyle telefonu kotunun cebinden çıkarıp açtı.
En üste ki gelen mesajı açtı isim kısmını okumadan.
'' Salak bir hareket yapıp ilk günde- ''
" ilk gün değil ki ikinci gün! Hiç mi dinlememişti beni. ''
" ilk günden kıza açılma zamana bırak. İlk ve son! '' tabi ki ben de bunu düşünüyordum. Telefonu kapatıp cebime koydum. Ellerimi cebime koyup koşarak eve gitmeye başladım.
--
'' Doktorlar çok yalancıdır Nefes! " dilinden ancak bunlar dökülüyordu. Arkadaşını kaybetme düşüncesi aklına geldikçe kahr oluyordu.
'' pis bir yalancısın '' dedi acı acı gülümserken
'' senin için evet ''
'' koşma dedi, yorulma dedi, ip atlama, kovalamaç ,mendil kapmaca, dokuz taş, futbol, saklambaç bütün oyunları oynamasın dedi doktor '' ağlamaklı sesini öksürerek kapatmıştı.
'' ben sana yeni oyunlar bulurum Nefes " dedi gülümsemeye çalışarak.
'' ölür dedi '' ağlamaya başladı hızla arkasını dönüp çocuğun kollarının arasına girdi
" ben ölmek istemiyorum. Gerçekten istemiyorum. Alkım bana yardım et. ''
---
Not: biliyorum buraya not yazmayacaktım ama bu biraz zorunluluk gibi birşey. Size yazın daha çok bölüm atarım dedim ama özür dilerim bunu az da olsa yerine getirmeye çalışıyorum. Okul açılmadan bir ya da iki bölüm daha gelebilir.
Yardımlarınızı esirgemeyin. Sağlıcakla kalın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kız Lisesi #Watys2016
Teen FictionBazen hayat bazı şeyleri yapmak için çok kısa. Bir oğlan düşünün; Tatlı mı tatlı bir o kadar da kendini beğenmiş, biraz da ukala, azıcık da talihsiz bizim tatlı oğlan. Bunlara rağmen kocaman kalbinde senin içinde bir odacık ayırmış. Bir kız düşün...