BÖLÜM 7 Başlangıç.
Keyifli okumalar...
1 Hafta sonra
'' Doruk. annecim hadi uyan, okul saatin geldi. İlk günden gecikme yavrum hadi! ''
''OKUL'' Bu dört harfli kelime küçük ama faaliyeti büyük bir kelimeydi. Tam tamına 12 yıldır başıma musallat olmuştu. Beni her gün hiç üşenmeden uyandırmak zorundaydı.
Annem hala yatağımın başında durmuş kendi kendine konuşuyordu. ona cevap vermek için ağzımı açtığımda hem uykudan uyanmanın verdiği yorgunluk hem de onca saat susuz kalmanın etkisiyle sesim kısık ve mahmurlu bir şekilde çıkacaktı
'' Tamam geliyorum'' dedim boğazımın ağrısını yok sayarak.
Annem odadan çıkınca yataktan kalkıp oturur vaziyete geçtim. Kollarımı öne doğru uzatıp tarlası yanmış köylü gibi etrafa bakınmaya başladım...
---
'' Gitmeyeceğim işte zorlama beni! ''
'' Kızım geleceğin... ''
'' Bana gelecek deme ! ''
'' ama- ''
'' Aması maması yok anne öleceğim ben... öleceğim '' dedi fısıltıyla genç kız. Titreyen elini yavaşça kalbinin üzerine koyarak daha annesinin konuşmasına izin vermeden sözlerine devam etti.
'' Bir kaç ay dedi. Bir kaç ay anne. Onu da burada seninle babamla geçirmek istiyorum. Okula gidip hem sizi hem de kendimi ümitlendirmek istemiyorum. Beni de anla anne '' dedi sonlara doğru titreyen sesiyle.
'' Lütfen böyle konuşma kızım, daha hiç bir şey belli değil. Belki- ''
'' Belki ne anne belki ne? Mucize olması lazım. Benim kurtulmam için mucize olması lazım, Anladın mı? '' diyerek odanın kapısını çarparak çıktı. Geriye ise ümidini yitirmiş bir kız ve ne yapacağını bilmeyen bir ebeveyn kalmıştı...
---
Altıma siyah pantolonumu giydikten sonra, üzerime de siyah beyaz çizgili ince bir kazak geçirdim.
'' Doruk! '' annemin sesiyle saçlarımı son kez gözden geçirip çoraplarımı cebime koyarak odadan çıktım.
'' Geldim geldim! bak buradayım ve şimdide gidiyorum. '' diyerek dış kapıya doğru yürüdüm.
'' Dur gitme! '' dedi annem arkamdan
'' Ne oldu? '' dedim onun kullandığı tonda
'' Bekle beni! ''
'' Geç kalıcam ama! ''
'' Tamam oğlum bekle '' derin bir nefes vererek '' Tamam '' dedim.
Annem mutfağa koşarken aklımdan her ne kadar kaçma fikri cazip gelse de annemi kıramazdım. Arka cebimde ki çoraplarımı çıkararak ayağıma geçirdim.
Annem elinde börekle yanıma geldi
'' Aç ağzını bakim '' gözlerimi devirip annemin elinde ki dilimi komple ağzıma soktum.
Normalde kahvaltı eden biriydim ama bugün edemezdim çünkü okulun ilk günü ve benim okulun yolunu öğrenmem lazımdı kapıyı açıp kenardaki ayakkabılarımı ayağıma geçirdim.
'' Al bakalım okulun adresi, adını tam hatırlamıyorum '' dedi annem elinde ki kağıdı bana uzatarak.
Elindekini alıp alnını da öptükten sonra merdivenleri yavaşça inmeye Gülten hanımla tanıştıktan sonra koymuştum.
'' Beyefendi şu adrese nasıl gidebilirim ? '' ilk önüme çıkan amcayı durdurup elimde ki kağıdı gösterdim. Amca çenesini ovuşturup onun için kısa benim için uzun olan bir vakitten sonra şivesiyle
'' Valla bende buraların yabancısıyım ama sanırsam , bak böyle bak düz gidip sağa yok sola dur bir- ''
'' Oo ben hatırladım amca çok sağol. '' diyerek amcanın konuşmasını bile beklemeden arkama bakmadan uzaklaştım. Bu sefer bir kadını durdurdum dualar eşliğiyle
'' Hanımefendi kusura bakmayın rahatsız ediyorum size küçük bir sorum olacaktı '' elimde ki kağıdı uzatıp '' Bu adrese nasıl gidebilirim? '' dedim umutla
'' ayy biliyorum burayı benim kızında okulu bu adreste! ''
'' Ayy ne güzel! '' dedim gülümseyerek
'' Bak şimdi şu yokuşu in sağa dön zaten sağa döndüğünde sokak direk karşında ''
'' Sağolun çok ama çok teşekkürler '' diyerek yokuşu inmeye başladım.
Yokuşu her ne kadar kibarca inmeye çalışsam da yarısında yağdırmaya başladım. Bakkaldan bir şişe alıp ilk gördüğüm kaldırımın kenarına oturup şişeyi kafama diktim. Su içerken kafamı kaldırdığım zaman tepede ki kırmızı dikdörtgen tabela dikkatimi çekti. Kırmızı tabelaya bakıp bakışlarımı elimde ki adrese indirdim. Derin bir nefes verip sokağa girdim. Şimdi de okulu bulmam gerekiyor dememe kalmadan bir kaç bina ötede dalgalanan bir bayrak gördüm. Okulu da bulmuştum geriye sadece... sadece yürümek kalmıştı. Bu hiçte zor değildi. Hızlı hızlı yürüyüp okulun kapısının önünde durdum of lanet olsun bağcıklarımda açılacak zamanı bulmuştu. Eğilip bağcıklarımı bağladım. Kafamı kaldırıp bahçeye baktım biraz tuhaflık vardı. Burada çok fazla kız vardı ve bazıları artık bana bakmaya başlamıştı. Gözlerimi korkuyla kaldırıp okul tabelasına baktım. Tabelayla aramızda bakıştıktan sonra gözlerimi kırpıştırmaya başladım hayır hayır doğru değil yanlış yerdeyim ben. Gözlerimi sımsıkı yumup tekrar açtım manzara ve tabelada ki yazı hala duruyordu.
'' Kavakçılar Anadolu Kız Lisesi ''
------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kız Lisesi #Watys2016
Novela JuvenilBazen hayat bazı şeyleri yapmak için çok kısa. Bir oğlan düşünün; Tatlı mı tatlı bir o kadar da kendini beğenmiş, biraz da ukala, azıcık da talihsiz bizim tatlı oğlan. Bunlara rağmen kocaman kalbinde senin içinde bir odacık ayırmış. Bir kız düşün...