BÖLÜM 3 Başlangıç.
KEYİFLİ OKUMALAR...
İkizlerin üçüncü katta oturduğunu öğrenip onlarla vedalaştıktan sonra evin çaprazında ki bakkala girdim. Hiç bakkal amcaya bakmadan ekmek dolabından ekmek alıp kasaya geçtim. Cebimden parayı çıkarıp bakkal amcaya vermek için kafamı kaldırdım, kafamı kaldırmamla elimde ki para yere düştü. Bakkal amca mı demiştim? Tamam hala amca da karşımda ki adam Ayşe teyzenin erkek versiyonuydu. Altına düşük bel kot bir pantolon üstüne göbeğine kadar açık olan çiçekli bir gömlek, saçları... saçları ise bembeyaz yani beyaz olmasın da sorun yoktu ama şeklinde sorun vardı o bembeyaz saçlarını dikmişti. Kahretsin.
'' Oğlum ne oldu? '' sorusuyla kafamı iki yana sallayarak yere düşen parayı alarak adama uzattım.
'' Hi - hiç bir şey yok '' dedim. Çok heycanlıydım.
'' Seni ilk defa görüyorum yeni mi taşındınız? ''
'' Evet şurada ki apartmana taşındık. '' dedim çenemle taşındığımız apartmanı göstererek.
'' Haaa şu bizim haylazların binası '' dedi gülümseyerek, tonton bir amcaydı ama üzerindekileri gördükçe kuş uçmadı beybisi diyesim geliyordu.
'' Haylazlar derken? '' dedim tek kaşımı kaldırmaya çalışarak.
'' Hee siz daha tanışmamışsınız, Arden ve Barkını diyorum. ''
'' Biz tanıştık '' dedim ona bakarak.
Yani çok iyi bir karşılaşma veya tanışma olmasa da isimlerimizi öğrenmiştik sonuçta. Adını hala bilmediğim göbekli bakkal amca gür bir kahkaha patlattı bir an camlar çökecek diye korkmamış değildim. Evet her şey kesinleşmişti bu mahalle de oturan herkes deliydi. Ekmek poşetini alıp;
'' Ben gitsem iyi olur '' diyerek kapıya doğru yürümeye başladım.
'' Dur oğlum tanışmadık daha, ben Mahmut " dedi tüm dökülmüş dişlerini göstererek. Kapının önünden geri dönüp Mahmut amcanın uzattığı elini tutarak
'' Bende Doruk '' dedim hülümseyerek. Evet bu amcada tanıştığım kişiler kervanına dahil olmuştu.
Eve girene kadar başımın üzerinden iki sofra bezi silkelenmiş, burada da eksik olmayan kaldırım sohbeti yapan kadınlarla konuşmak zorunda kalmıştım. Merdivenleri kazasız belasız çıkıp eve girdim.
Ekmek poşetini anneme verip koştur koştur banyoya girdim, sofradayken annemin ellerini yıka laflarına maruz kalamazdım. Çok açım.
Elimi yüzümü yıkayıp tekrar koştur koştur mutfağa girerek masaya oturdum. Annemle hiç konuşmadan önümde ki yemeğe daldım. Sabahtan beri açım sözü tam benim içindi. Akşam olmuş Doruk hala aç.
Üzerimde ki ekmek kırıntılarını çırparak ayaklandım tam o muhteşem odaya girmek üzere mutfaktan çıkacaktım ki annemin sesiyle ona döndüm.
'' Dorukçum '' dedi annem gözlerini benden kaçırarak bu da demek oluyordu ki senden bir şey istiycem ve sen bu istediğim şeyi yapmak zorundasın. İçimden dua ederek anneme baktım.
'' Efendim annecim? ''
'' Oğlum senden bir şey istiycem. " Evet işte başlıyoruz.
'' İste annelerin gülü "
'' Yavrucum biliyorsun ki bende fıtık, romatizma, eklem ağrısı, ayak ağrısı, migren, kas ağrısı, diz kapağı ağrısı, ayak parmağı ağrı- ''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kız Lisesi #Watys2016
Teen FictionBazen hayat bazı şeyleri yapmak için çok kısa. Bir oğlan düşünün; Tatlı mı tatlı bir o kadar da kendini beğenmiş, biraz da ukala, azıcık da talihsiz bizim tatlı oğlan. Bunlara rağmen kocaman kalbinde senin içinde bir odacık ayırmış. Bir kız düşün...