Multi Medyadaki : Emre, Arda, Ayaz
Merhabalarrrrr, yeni bölümle karşınızdayız. Yorumlar ve voteleri sizlerden bekliyoruzzzz
İyi okumalarrrr...
Belimin ağrısıyla gözlerimi araladım. Etrafıma baktığımda yeni aydınlanmaya başlamıştı hava ve ben koltuktan düşmüştüm. Ellerimden destek alıp kalkıcakken kafamı masaya vurdum.
"Hay ebenizi ama " başımı oğuşturup ayağa kalka bildim. Salonda ki saate baktığımda 05.30 gösteriyodu. Oflayıp koltuğa tekrar oturdum. Elimle yüzümü sıvazlayıp sırtımı koltuğa yasladım.
Tavanı izlerken kendime gelmeye çalışıyodum. Esneyerek ayağa kalkıp mutfağa ilerledim. Boğazım kurumuştu. Bardak alıp su doldurdum.
Suyu içip bardağı tezgaha bıraktım. Mutfağın camına ilerleyip camı açtım. Soğuk rüzgar içeriyi dolduruken benide rahatlatmıştı. Mutfak evin arkasını görüyodu, manzara olarak yeşillik vardı. Canlı canlı, insanın içini açan yeşillik.
Derin bir nefes daha alıp, mutfaktan çıktım. Uyku ve temiz hava çok iyi gelmişti, hiç deyilse güne biraz pozitif başlamaya çalıştım.
Merdivenlerden çıkıp, içkilerin olduğu odaya girdim. Bir insan bu odada kafayı güzel bulabilirdi. İçkilerin dizildiği dolaba gidip içinden rengi sarımsı birşey olan şişeyi aldım. Elçin içkimi içiyodu. Olabilirdi, içerdi.
Bir tanede bardak alıp tatmak için içine biraz koydum. Sabah sabah içki içen tek insandım heralde. Bu düşünceme gülüp sıvıdan bir yudum aldım.
Almamla püskürmem bir oldu. "Hay azına ya bunu nasıl içiyolar" diyip elimle azımı sildim. İrenerek şişeyide bardağıda masaya bırakıp odadan çıktım.
Elçinin odasına girdiğimde Elçin yatakla çifleşmişti resmen, kafası yataktan sarkıyodu, bacakları bütün yatağı kaplamıştı ve yastıkla yorgan kayıptı.
Gülümsedim bu haline, hiç deyilse uyuya biliyodu ben ise 2 veya 3 saat uyuyodum. Elçin hiç deyilse sürekli güle biliyodu, ama ben toplasan bu aralar bir elimin parmaklarını geçmiycek kadar güldüm.
Oflayıp Elçinin yanına gidip kafasını telrar yatağa koydum, yastığıyla yorganı yatağının altındaydı onlarıda alıp, yastığı yavaşça başının altına koyup, örtüyü üstüne örttüm.
Bende yatağa oturup sırtımı başlığına dayadım. Benim dün düşündüklerim, gerçekten çok kötüydü, daha doğrusu beynimin bana düşündürdükleri. Elçini öldürmekmiş, kim kıyardı ki bu kıza.
Tatlıydı bir kere, iyidi, güzeldi, yardım severdi, güvenilirdi, akıllıydı böyle bir arkadaş edinmişken onu öldürmek ve hiçbir nedeni olmadan öldürmek saçma, delilik, sadistçe, acımasız ve özürlü birinin duygularıdır heralde.
Tamam kabul, biraz delilik verdı, saçmalamada vardı, acımasızlık biraz vardı ama özürlülük yoktu. Buda iyi birşeydi.
"Çığlıkların şizofren gibiydi"Ömerin bu cümlesi aklımdan çıkmıyodu, ayrıca o nerden biliyodu şizofren nasıl bağırır. Asıl kendi şizofren ve göt kafalı. O çocuğu hiç sevmemiştim. Nedenini bilmiyorum ama bana negatif elektirik yüklemişti sanki.
Hareketlerinden dolayı deyildi bu, hareletlerin çoğu bende de vardı, ruh hali dengesiz olduğu gibi, soğuk konuştuğu gibi. Bunlar bende hep var.
"Irmak ne ara uyandın sen"diyen Elçine baktım. "Yeni uyandım" dedim. "Saat kaç" diyip oda benim gibi diklendi. En son baktığımda 05.30 geçiyodu şimdi 06.00 olmuştur"dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAMIN KIRIK KANADI
Teen Fictionİntikam nedir? Niye alınır? İntikamım almak için karşınızda ki kişinin size birşey yapması gerek, öyle diymi? Peki ya size deyilde sevdiğinize birşey yaparsa? O zamanda intikam alırmısınız, aldığınız intikam buna değermi? Tuhaf bir soru olduğunun fa...