BÖLÜM 4

46 6 15
                                    

Multi Medyadaki :Uğur

Merhaba arkideşlerrrr. Yeni bölüm geldi. Beyenmeniz umuduylaaaa

İyi okumalar

Omzumun üstünden Ardaya baktım. Elçin dikkatimi çekmek için elini önümde salladı. "Irmak gitmiyceksin o eve sana herşey yaparlar orda" diyip direk konuya daldı.

"Nerden biliyosun Elçin, peki sen gidersen sana birşey yapmıycaklarını nerden biliyosun? O kadar yakınmısın onlara? "diye soru sorunca biraz gerilmişti.

" Hiç deyilse senden çok tanıyorum Irmak"dedi. " Yarın gidicem, ve o evi güzelce temizleyip geri dönücem" dediğimde Elçin 'güzel' kelimesini manalı yaptığım için gülmüştü.

"Gerçekten bu kadar basit cezamı veriyolar"dedim merdivenlerden çıkarken. "kim bilir o evi ne hale sokucaklar, hafife alma" dedi.

" Hepsi aynı yerdemi yaşıyo? "dediğimde kafasını aşağı yukarı salladı. 4 erkek bir evi ne kadar pislete bikirdiki. En fazla evi bok götürürdü.

" Peki nerde bunların evi? "dediğimde Elçin istemeye istemeye adresi verdi." Sen niye derse girmedin? "tamam çok soru sormuştum ama hak ediyodu.

" Aman be, girmedim işte"diyip geçiştirdi. Kantine geri döndüğümüzde oturduk. "Elçin benim iş bulmam gerek" dedim. Elçin şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı.

"Nasıl çalışmayı düşünüyosun? "dedi imayla. " bulduğum iş nasılsa öyle çalışırım , acilen bulmam lazım hemde "dedim. " Bilmem ki görürsem veya duyarsam söylerim sana, peki neden çalışıcan? "dediğinde babamın parasını yemek istemiyorum diyemezdim. Omuzlarımı indirip kaldırdım " istiyorum işte karıştırma oraları"dedim.

Zil çalınca kızlar kantine geldi, tabikide Elçini azarladılar. Kaan kaç günden beri gözükmüyodu. Berkte sabah görüşmemizden beri hiç yanımıza gelmemişti.

Bu şekilde öğleye kadar devam ettik. Öğle olunca kızlar kantine üşüşsede ben çıkıyodum, kıvırcığa buluşcaz demiştim. Güya teşekkür yemeği ısmarlıycaktı.

"Ben gidiyorum kızlar hadi bay "dediğim gibi Selin kolumu tuttu. Ne olduğunu anlamadan eliyle saçımı düzeltip bileğindeki lastikle saçımı sıkı at kuyruğu yaptı.

" Şimdi gide bilirsin , yüzün gözün gözüksün kızım, güzelleğine yazık "diyip yerine oturdu. Seline 'sağol' dercesine elimi kaldırdım.

Kantinden çıkıp marul kafayı aramaya başladım. Etrafa baktığımda bahçede biriyle konuşuyodu. Yanına ilerlemeye başladım. " marul kafa, sen teklif ediyosun ben yanına geliyorum "dediğimde yanında ki arkadaşı taktığım lakap yüzünden gülmesini bastırmaya çalışıyodu.

" Marul kafamı, Irmak oldumu şimdi"dedi. Omzumu indirip kaldırdım. Banane dercesine. " Neyse kanka hadi görüşürüz sonra, birine yemek ısmarlamam gerek" diyip erkekçe selamlaştılar.

Arkadaşı gidince bana döndü "ne yemek istersin" dedi. " yemek olsun yeter, fark etmez" dedim. "o zaman dışarda yiyoruz" dedinde kafamı salladım.

Okul kapısından çıkıp bir arabanın önünde durduk. Cebinden anahtarı çıkartıp düğmesine bastı. "Hadi bin" dediğinde binmekle binmemek arasında kaldım.

Öf bu marul kafa bişey yapamazdı bana ne yapacaktı ki zaten, sıçardık azına. Arabanın kapısını açıp bindim. Oda binince arabayı çalıştırdı. "Çabuk iyileştin, ne içirdiler sana, o dayaktan sonra 1 ay toparlanamassın sanmıştım" dedim.

"Sandığın kadar güçsüz deyiliz kızım, sende bizi pısırık ettin"diyip sırıttı. "Kim getirdi seni o hale" dediğimde suratı düştü. " ne önemi var" dedi. Sesi düz çıkmıştı az önceki neşeli halinden eser kalmamıştı.

İNTİKAMIN KIRIK KANADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin