BÖLÜM 5

47 5 3
                                    

Multi Medyadaki : Elçin, Selin, Azra

Merhaba arkadaşcancağızlarım. Neyse hadi size

İyi okumalar

"Biraz hızlı olmamız gerek Elçin, hızlı yürü "diyip evin kapısından girdik. " Bak şimdi Elçin, büyük ihtimal sadece annem var evde o yüzden işimiz kolay, sen kapıyı çal, kapıyı açınca deki "bahçede borunuz patlamış, su akıyo"  oda tam dışarı çıkınca kafasına indirelim"diyip sırıttım.

"Salak anneninmi kafasına indiricen"dedi hayretle.  "Öf evet Elçin, ne var bunda, hadi yapalım artık" dedim. Ben kapının kenarına geçtim. Beni burdan göremezdi. Kapının kenarında ki süs vozosunu elime aldım.

Elçin zili çalıp bekledi  "hanımefendi bahçenizdeki boru patlamış, su akıtıyo" dediği kelimeye yüzümü buluşturdum. 'hanımefendi'  kelimesinin yakışıcağı son insandı, insan bile deyildi hatta.

"Ne tarafta güzel kız"dedi o ince irendirici sesiyle.  Elçin eliyle gösterdiğinde dışarı çıktığı gibi vazoyu kafasına vurdum. Sarı şırnık yere yayılırken vozonunda kenarı kırılmıştı.

"Ya öldüyse"dedi Elçin endişeyle.  "Bir bok olmaz, hadi şunu içeri sokalım eşyalarımı alıyım, direk gidelim" dediğimde kafasını salladı.  Ben kollarından, Elçinden ayaklarından tutup içeri sokarken bilerekten kollarını bıraktığım gibi kafası yere çarptı.

"Yapmasana Irmak! "dedi Elçin kızarak. " Aman be elimden kaydı"diyip tekrar kollarından tuttum. İçeri girip ayağımla kapıyı kapattım. Koltuğa kadar getirip koltuğun üstüne attık. Yani yarısını ben attım Elçin yavaş koydu.

" Odaya çıkalım "dedim. Hızla merdivenleri çıkıp odaya girdik. Hâlâ daha telefonumun parçaları yerdeydi ve 5 defa kitlenmiş kapı dikkat çekiyodu.

"Şuan sana soru sormıycam ama kurtulucağını sanma" diyip etrafı tekrar incelemeye başladı. Yatağın altından valizi çıkarıp dolabımdaki herşeyi tıktım. Fazla kıyafetim yoktu zaten.

Masamın çekmecelerinden resim dolu zarfı alıp küçük sırt çantama koydum. Odada başka birşey kalmamıştı. "Tamamdır hadi gidelim" dediğimde Elçinde sırtımda ki çantayı aldı.

Odadan çıkarken babamların odasına gözüm takıldı. Şimdi böyle sarı sıçanı bayıltıp evden çıkarsak benim yaptığımı anlarlardı zaten dolabıma bakarlarsa boş olduğu için anlarlardı. Ama ibnelik yapmak serbestti.

"Elçin 2 dakka bekle "diyip valizi yere koydum. Koşarak odalarına girip, odanın her yerini dağıtmaya başladım. Dolabın içindeki kutularda mücevherler vardı, pırlantalar falan.

Saçmalamayın tabikide onlarıda alıcam. Deliye dönücekti kesin. Çoğunu hatta nerdeyse hepsini kucaklayıp odadan çıktım.

"Ohaaaa"diye Elçin azı açık bakmaya başladı. "Resmen anneni soyuyoruz, başımız belaya kesin giricek" dedi. "birşey olmazzz" diyip Elçinden küçük çantayı aldım. Hepsini koyduktan sonra tekrar valizi alıp hızla ilerledik.

Elçin önden ben arkadan kapıdan çıkınca kapıyı kapatıp koşarak arabaya ilerledik. Çok şanslıyız ki hiç deyilse evde kamera yoktu. Elçin arabasını açıp hızla bindi. Bende binip çantayla valizi arkaya attım.

" Hadi bas gazada tüyelim"dedim gülerek. Elçinde gülüp gaza basınca tekerlekler çığlık atmıştı.  "Baya iyi araba sürüyosun" dedim.  "Severim arabaları" dedi.

"Peki şimdi nere gidiyoruz, artık ipler sende, nerde kalıcam"dedim.  "Tabikide benim evimde" dedi.  "Senin evin var, vayy zengin züppe" diyip dalga geçtim.

İNTİKAMIN KIRIK KANADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin