Playlist: LP-Lost On You
Sabahın ilk ışıkları odamın içini doldururken kamaşan gözlerimi aralamaya çalışıp yeni bir güne daha başlamanın verdiği yorgunlukla güneşi selamladım.
Dünkü yorgunluğumu hala üstümden atamamış olsam da artık yataktan çıkıp okul gerçeğiyle yüzleşmem gerekiyordu ama benim değil okula gidecek,kolumu kıpırdatacak halim yoktu.
Dün gece olanlar sürekli aklımı kurcalıyordu ve gerçekliğini sorgulamadan edemiyorum. Tyler'ın söyledikleri bana yaptıkları ve Drew'u arkamda öylece bırakışım acaba ne düşünmüştür ya da bozulmuş mudur bu duruma bilmiyorum hem onun ne düşündüğünü niye umursuyor sam zaten o anda kimseyi kaldıracak, konuşacak durumda olmadığımın da farkındaydım.
Yataktan kalkıp odamdaki banyoya yöneldim ve yüzüme suları sanki tüm olanları yüzümden, akıllım dan silmek istercesine hızla çarptım ve kendime gelmeye çalıştım. Yüzümü havluyla ıslaklığını aldım.
Kıyafet dolabımı açıp mavi Jean ve siyah tişört alıp dolabı kapadım. Bu gün hiç bir şey yapmak gelmiyor içimden sanki karamsarlık denizinin ortasındayım kendimi öyle yalnız hissediyorum. Çantamı alıp odadan çıktım aşağı indim. Annem mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Seslerden anlayabilmiştim. Aramız hala biraz bozuk gibiydi, bende üstüne gitmemek için direk kapıya yöneldim.
"Nereye? "
"Okula gidiyorum."
"Gel biraz bir şeyler ye aç gitme. "
"Tamam"
Annemi kırmak istemediğim için tamam desem de aç değildim ve midem de biraz bulanıyordu. Çantamı yere bırakıp masaya oturdum bir tane zeytin attım ağzıma. Masadan kalktığım sırada annem elimden tutup.
''Dikkat et'' Dediğinde kelimeler ağzından o kadar endişeli çıkmıştı ki dışarı çıkarken sanki yandan testereyle bir adam üstüme doğru koşup beni, testereyle on parçaya bölecekmiş gibi hissettim.''Arabayı bu gün alma ablan üniversiteye kayıt da gidecek.''
''Tamam anne'' Evden çıktım ve yürümeye başladım. Okula yürüyerek gitmek zorunda kaldığım için biraz da sevindim çünkü düşüne bilecektim belkide yürürken kafamı toparlarım.
Kulaklığımı kulağıma takıp LP-Lost On You şarkısını dinlemeye başladım adımlarım yavaş ama sertti. Saate baktım ve dersimin başlamasına az kalmıştı adımlarımı biraz daha sıklaştı ve sonunda okula geldiğimde kapıdan içeri girerken arkamdan tiz bir korna sesi geldi.
Kim olduğuna bakmak için arkamı döndüğümde korna basan kişinin Drew olduğunu gördüm. Yoldan çekil dercesine bir el işareti yaptı. Çekildim ve o da gaza basarak otoparka girdi.
Otoparka doğru bakarken Tyler'ın arabasının hala orada olduğunu gördüm ve otoparka doğru yöneldim Drew'da arabasından indi ve bana doğru yürümeye başladı.
"Biraz önüne bak seni eze bilirdim Lucycik." Sesi fazlasıyla sert çıkıyordu belkide dün için sinirliydi bana. Yanımdan hızlıca geçip gitti bende arkasından.
"Ama ezmedin." Dediğimde arkasına dönüp sert bir bakış attı.
"Ama ezebilirdim..." Sesindeki soğukluk etkisini hiç kaybetmiyordu hatta konuştukça daha da sertleşiyordu sanki. Bana sinirli olduğu her halinden belliydi. Drew'da hızla uzaklaştı okula doğru yöneldiği sırada Vanessa arkadan koluna girdi. Bana sert bir bakış attı ve okula girdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEK
FantasyUYANIN VE GERÇEĞİ KEŞİF EDİN!!! BELKİDE EN YAKININ SANA İHANET ETMİŞTİR! ASLINDA HEP ARAMIZDALARDI AMA BİZ FARK EDEMEDİK! Dünyanın sonu yaklaştığında herkesin yapacak bir şeyi olmalı ya da gidecek bir yeri Dünyalar arası bir yolculuğa hazır olun!!!