Yang uyandığında üzerine büyük bir ağırlık vardı. Kafasını hafifçe kaldırdığında Chan'ın kafasını göründüğünde elleri farkında olmadan Chan'ın yüzüne doğru yol almıştı. Baş parmağıyla yanağıyla oynuyordu ve yıllar geçmiş olmasına rağmen nasıl değişmediğini düşünüyordu?
Bir süre sonra Chan çığlık atarak uyandı ve etrafa bakınmaya başladı. Yang endişelenmişti. Chan korku dolu gözlerle Yang'a bakınca derin bir nefes aldı ve hızlı bir şekilde Yang,2ı kendine çekip sıkıca sarıldı.
''İyi misin? Kabus mu gördün?''
Sorusuna cevap vermeyince Chan'ın yüzüne bakmak için geri çekilmek istemişti ama Chan'ın sıkıca sarılmış kolları buna izin vermiyordu.
''Sana su getireyim. Kötü bir rüya görmüş olmalısın.''
''Sadece birazcık böyle kalsan olmaz mı?''
Chanyeol biraz sert bir şekilde konuştuğunda Yang bu şekilde kalmanın daha iyi olacağını düşündü ve Chan'ın bırakmasını bekledi.
''Acaba ne olduğunu yeniden sorabilir miyim?''
''Biraz daha bekle lütfen.''
Yang merkalı biri olduğunu için Chan'ın neden böyle davrandığını öğrenmeden susmayacaktı ama eğer bir kez daha konulursa Chan onu pataklayabilirdi.
Yang merakına yenik düşüp yeniden konuştu.
''Kabus mu gördün?''
Chan,Yang'a sarılmayı bırakıp sinirli mi yoksa korkmuş mu belli olmayan sesiyle konuşmaya başladı.
''Seni gördüm tamam mı? Her şeyi! Küçüklüğümüzü,anılarımızı,Seni bırakıp gidişimi...Her şeyi..!''
Şaşırmış olmalıydı. Sonuçta hiçbir şey hatırlamıyordu değil mi? Birden rüyasında görünce korkmuş ve şaşırmış olmalıydı.
Chan odadan çıktığında arkasından koşarak gittim ve onu durdurdum. Bana öylece bakıyordu. Aklımdan geçen ilk şeyi yaptım. Ona sıkıca sarıldım. Kafam tam göğsüne geldiği için kalp atışlarını duyabiliyordum.
''Ben yurda gitmeliyim. Daha sonra görüşürüz.''
Kollarımı kendinden uzaklaştırdıktan sonra hızlıca kapıdan çıktı.Bir süre sonra üzerimi giyinip ben de çıktım.
Bugün şirkete gitmeyecektim. Nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum. Bir şeyler hatırladığı için sevinmesi gerekmez miydi?
Çok fazla yürüdüğümü düşünüp durduğumda kendimi şirketin bahçesinde buldum. Bence bugün de şirkette bir şeyler yapabilirdim. Kafamdaki aptal düşünceleri yok etmek için iş yapmam gerekiyordu. Hızlı adımlarla vokal odasına girdim ve telefonumdan bir şarkı açtım.
Söylemeye başladım ve kendimi müziklerin akışına bıraktım.
Don't you remember?
The reason you loved me before
Baby, please remember me once more
Çoğu şarkıyı binlerce kez söylediğimi fark ettiğimde müziği durdurdum. Saate baktığımda yaklaşık 3 saattir aralıksız şarkı söylediğimi görünce şok olmuştum. Ve bu süre içinde Chan'ı unutamamıştım hatta daha çok aklıma kazınmıştı.
Şirketten çıktığımda Jongin ve Yixing ikilisini görüp selam verdim.
''Yang-shi acaba dün gece Chan neredeydi biliyor musun?''
''Evet ama neden bunu bana soruyorsunuz?''
Sesim... kısılmıştı. Yok denebilecek kadar az çıkıyordu ve berbat haldeydi.
''Siz ikiniz çok yakınsınız. Nasıl desek...herkes çıktığınızı düşünüyor. Ve bu arada geçmiş olsun.''
''Ama çıkmıyoruz!''
Neden birden bağırmıştım ki? Gerçekten salaklaşmaya başladım. İkisine selam verikten sonra hızla oradan uzaklaştım. Hem ne diyecektim ki..? ''Chanyeol dün benden kaldı. Hatta gece korkutuğum için benim yanımda kaldı'' mı?! Delirdim gerçekten delirdim!
Hızla yürürken yine ve yeniden düşme tehlikesi geçirmiştim ama düşmemiştim çünkü birisi beni tutmuştu. Ve o kişi
Lanet olasıca Park Chanyeol manyağıydı!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
memory//chanyeol ✔
FanfictionSenin gibi birini nasıl unuturum? Tüm hakları saklıdır.®