#Bölüm 11 •Mahi

495 24 38
                                    

Bu bölümü sevgili okuyucuma ithaf ediyorum. ❤️ beyziblanco

Yazarın ağzından

Bugün Mihrimah için sakin bir gündü. saatlerce bir kitap da takılı kalmış, onu durmaksızın okuyup durmuştu. Okurken hissettiği o zelil duyguları, birer birer kıvırıp çevirdiği sayfanın ardında bırakıyor, adeta iki dudağına urgan bağlamış, sessizlik içerisinde yalnızlıkla bütünleşiyordu.

Bugün adeta Mihrimah için bir devrin mebdeini idi. Bundan sonra sesini çıkartmayacak, bütün o çılgın ve bir o kadar hırçın benliğine sevk eden özgür hürriyetinden kuvvet bulamayacak, kalbini istila eden o zelil hissiyatlarını esiri içine kapanıp,  susacaktı. Sadece susmak ne kelime, mahi duygularını gizleyecekti. Biliyordu ki, o duyguları arzulayan deli kalbi, fazla istekli ve ürkekti. Mihrimah kuzeninin, hislerinden ziyade, kendi hislerinden korkar olmuştu. Evvela, bu duyguyu delicesine merak eden benliği, bir gün bu bataklıkta çırpınacağından habersiz, şüphesiz ki çocukluğundan bu yana onu bu bataklık illetine  hislerinin ta kendisi sürüklemişti.

Şimdi ise aklı sıra, zihninde dolanıp duran, onu merak ettiren asıl mesele şuydu ki; gecenin bir vakti sarhoş iken hıçkırıklarına ahbaplık eden o kadın kimdi? kimdi bu Monika?

Sual edecek onca şey vardı ki..

Ama o bu zelil kıskançlığın bir türlü önünü kesemiyordu. Düşünmeden edemiyor, aklı fikri silueti yabancı bir kadınla seviştiğinin senaryoları zihninde dönüp duruyordu. Yabancı bir kadın ve Ali.. O bu senaryoda çok uzakta ve bir o kadar da yabancıydı.. Temaşa etmekten kaçınsa bu kez, farklı bir sual aklını gıdıklıyordu.

Bu kez sıkılmıştı. Kaçmak ister gibi, yataktan fırlamış, çekmeceyi açıp, Liep Suzianne'a yazmakta  olduğu defteri alarak, boş bir sayfasını açmıştı. Yeni yeni tanışıklık ettiği duygularını muhakkak anlatması gerekirdi. Nasıl anlatılır bilemese de, kızaran yanaklarına aldırış etmeden, tüm çıplaklığıyla açığa kavuşturmak için istekli bir halde, kararlılığıyla parmaklarını dolgun kaleme dolayıp ilk satıra kalemin mürekkep ucunu değdirdi.

"Liep Suzanne..

Size yazmaktan kaçamıyorum. Kaçamadığım bazı şeylerde var elbet.. Kaçamadığım içinde buradayım, size yazıyor, adeta sığınıyorum. En fenası da bunları size yazıp, asla bunu size veremeyecek olmam. Çünkü itiraf edeceğim husus çok mühim. Haylazlıklarıyla, tüm mektebe kan kusturan, yaptığı tüm çocuksu fenalıklarını affettiğiniz o küçük Mihrimah şu sıralar kalbinin esiri altında. Size bahsettiği beyhude hislerin dün gece müphemlikten çıkışıyla yeniden hayat bulması ile yazıyor bulunmakta.

Efendim, kendimi yeniden bulmuş gibi hissediyorum. Bu ben değilim. Ziyadesiyle üzgün, ürkek ve hürriyetinden mahrum edilmiş gibiyim. İçimde bu zamana kadar tanışmadığım inanılmaz bir kıskançlık seyre duruyor. Henüz yeni yeni kendi duygularımı ve onun duygularını keşfetmişken, benim olmayan biri için zelil bir kıskançlık yaşıyorum. Haylaz bir kız çocuğunu gecenin karanlığında yitirmiş, kadınlığımla tanışmış gibiyim adeta. Bu duygular küçük bir çocuğa ait olamayacağı gibi, bana da sanki yabancı. Taşıyamayacak gibi oluyorum. İçim de garip müştak gizli. Bu hislerden mütevellit heyecanlıyım. Ama bir o kadar da, kırgın, üzgün ve korkak..

'Tüm bunları bir anda nasıl yaşıyorsunuz, küçük hanım?' Diyecek olursanız eğer; İşittiklerimi bir işitseydiniz keşke..
Kıskançlığımı, korkumu bizzat anlayacağınızdan eminim.

Sanki alkolün tesiri altında değil de, başka bir şeydi ondaki.. Gözleri yaşlarını akıtırken, sözcükleri pişman, o gece dudakları ise bunu söylemekten dolayı ürkekti. Liep Suzanne, Ali.. Ali bana o gece, beni unutamamış olmanın aşka dair olup olmadığını sual etti. Bir süre saymadığı bıraktığım kadar çok yıl geçmişti ve biz o kadar çok ayrı kalmıştık ki.. Onu kendimden uzaklaştırdığım her gün için kızgınmış bana. 'Geri gelmemeliydim.' Diyordu durmadan. Daha sonrası felaket. Başka bir kadın efendim.. Başka bir kadının ismini sayıklıyorken ağlıyordu. Monika..
Saatlerdir bu ismi düşünüyorum. Onun kollarında, onun aşkını kirletmekten bahsedip durdu. Aşktan anlayamayacağını söylemişler ona.. Bir görseniz, çocuklar gibi ağlıyordu.

GECENİN MATEMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin