TESADÜFLER¦3🚘

108 10 0
                                    

Multimedia: Ilgın Sartoğlu

Ilgın'dan
         
         "Melis kalk. Geç kaldık. Kalksana kızım." Tam beş dakikadır bu malı uyandırmaya çalışıyorum. Oğlum ilk gün? Nasıl bu kadar sakinsin? Nerede heyecan?
"Ilgın sizin evi çok seviyorum. Böyle kocaman, rahat falan. Hizmetçiniz yok ama olsundu. Nolur gitmeyelim okula. Bokunu yiyeyim. Söyle Murat Amca'ya gitmeyelim. "
" Melis wake up! Yeni okul, kolej, zengin çocuklar, bmwler, aboooğığoğ." Tek gözünü açtı.
"Evet doğru. " deyip banyoya doğru yürüdü.

Peşinden gittim. " Sıçcam izninle. " deyip kapıyı yüzüme kapattı. Sıkıntıyla oflayıp odadan çıktım. Koridordaki lavoboyu kullanacaktım. Saatin 06.20 olmasıyla alarmım çalmaya başladı.

Elyalar'ın alarmını da ben kurmuştum. Ne olur ne olmaz uyanamazlarsa diye. Elya'yı aradım. İlk çalışta açtı.
"Söyyyleee yavrum. " 'Ne var?'  diye açmadığına göre bugün diğer günlerin aksine daha neşeli ve pozitif uyanmış.
"Uyanmadıysan uyan diye aradım kanka."
"Uyandım çoktan. "
" İyi. " deyip telefonu yüzüne kapattım.

Çünkü ablanız cool demeye kalmadan yerdeki ufak halıya takılıp düştüm. Götümü ovalarken odadan ablam çıktı. Beni görür görmez kahkahayı bastı.

" Abla niye hala evlenmiyorsun? Niye hala bizim evimizdesin? Git artık. "
" Sus Ilgın" deyip lavoboya girdi. Sıkıntıyla ofladım. Ablamla iyi anlaşırdık. Kedi köpek gibi değildik ama arada dalaşırdık birbirimize.

      Sıkıntıyla annemlerin odasına daldım. Annem uyurken, babam gömleğinin yakasını düzeltiyordu.
"Baba sizin banyoyu kullanabilir miyim? "
" Tabi kızım geç. Ben arabada bekliyorum sizi. Hazır olunca inin."dedikten sonra odadan çıktı.

       Banyodan çıktıktan sonra odama girdim. Melis formasını giymiş saçını yapıyordu. Hızlıca formamı giydim. Sonra aşağı inip kahvaltı yaptık. Aynanın karşısına geçip "Yeminlen çok güzel karılarız." dedikten sonra evden çıktık.

Elya'dan

        Mahmut Tuncer'in Hayriye şarkısıyla gözümü açtım. Evet alarmım buydu. Evet. Ne yapayım? Anca bu ses beni yataktan kaldırır. Alarmın susması için yanımdaki peluşları fırlatsam da nafile.

Zaten basket konusunda iyi değilim. Ah ben hiç bir sporda iyi değilim. Kurtuluş olmadığını anlayınca "Le lee leyminoo haa haa haydıda" diyerek kalktım. "This is Mahmut Tuncer show. Are you ready? Lillililili" diyerekten banyoya giriş yaptım.

Dişimi fırçaladıktan sonra sivilce merhemimi sürdüm. Evet. Sivilcelerim var.  Bugün şansım yaver gidiyor olacak ki hiç yoktu. Okulun ilk günü önemli. Telefonumun zil sesiyle arayan kişiye baktım. Sümük. Ilgın beni özel numaradan arayıp burnunu çektiği için onu böyle kaydetmiştim.

"Söyyyle yavrum."
"Uyanmadıysan uyan diye aradım kanka."
"Uyandım çoktan. "
" İyi. "deyip kapattı. Bay bay konuşmasını sevmediğim için işime geldi. Deniz'i uyanması için çaldırıp kapattım. Formamı giymedikten sonra(sevmiyorum), dün maşa yaptığım hafif dalgalı saçlarımı açtım.

Hemen mutfağa girip burnumu tıkayarak süt içtim. Sütün kokusunu sevmiyorum ve kahvaltı yapmam. Ama okula otobüsle gittiğim için midem bulanmasın diye atıştırıyorum(sadece ilk gün atıştırdığımı beyninizin en alt kısımlarına not edin).

Beyaz air maxlerimi giyip, siyah sırt çantamı taktım. Durağa gittiğimde Deniz oradaydı.
"Bok gibi olmuşsun. "
" Sana özenmişimdir. " Kavga etmeden geçirdiğimiz bir dakika? Hıım. Sanırım yok. Otobüsün gelmesiyle birlikte otobüse bindik.

DÖRTE DÖRT #Wattys2016 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin