12 ► I don't wanna lose her

595 81 96
                                    

"İyiyim Ryan gerçekten."

Margot Ryan'ın devamlı devamı gelen ve bitmek bilmeyen sorularından bıkmıştı. Gözünün önüne gelen ve onu çıldırtan sarı saçlarını bileğindeki lastik tokayla topladı ve tekrar Ryan'a döndü.

"O adam kimdi Margot? Cameron bana bir şeyler anlatmaya yeltendi ama baban izin vermedi."

Margot'ın aklına Jared geldi. Hastaneden eve gelene kadar bir süreliğine onu unutmuştu ve bu gerçekten onu iyi hissettirmişti. Devamlı endişeli yüzü Margot'ın gözlerinin önüne geliyordu. Sanırım o görüntüyü hiç unutmayacaktı.

"Ah, hangi adam?"

Ryan'a bundan bahsedip birde onunla uğraşmak istemiyordu. Yeterince yorulmuştu. Uygun bir zamanda da Jared'la ilişkilerini kesmeliydi. Onun tam da evlilik arifesine denk gelip Margot'ın kafasını karıştırması yetmezmiş gibi bir de Ryan'a karşı zor durumda bırakmıştı.

"Yalan söyleme Margot. Biri var biliyorum. Seni biri bu hale getirdi."

Kadın konuyu değiştirmek için ne yapsam diye düşünerek başını hayır anlamında salladı. Bu sırada sadece bir telefon zili onu kurtardı. Margot hızla telefonu eline aldı. Arayan kişi onu kurtaramazdı fakat. Jared'dı. Tanrı aşkına bu adam ölümüne mi susamıştı? Babasıyla Cameron'ın onu nasıl diken üstünde tuttuğunu biliyordu. Eğer Ryan bilseydi neler olduğunu -ki Margot bile hala bilmiyordu tam olarak- gerçekten Jared'ı fena pataklayabilirdi.

Hemen ayağa kalkıp telefonu açtı.

"Efendim Martha?"

Ryan kim olduğunu merak edercesine kadına baktı. Margot kısaca hemen cevap verdi.

"Martha hayatım."

Bu sırada Jared konuştu.

"Kime hayatım dedin sen? O sikik Ryan orada mı yoksa?!"

"Ah şey Martha, şuan müsait değilim."

Jared'ın sesinden ne kadar sinirli olduğunu anlayabiliyordu. İçinden bir ses tırsması gerektiğini söyledi. Gözü kara biri olduğunu anlamak için onu tanımak gerekmezdi.

"En son mesajlarıma neden görüldü yaptığını öğrenebilir miyim? Ve ardından çevrimdışı olduğunu?"

Margot ister istemez kaşlarını çattı. O kim olduğunu sanıyordu da hesap soruyordu? Hesap sorması gereken kişi Margot'tı. Bir an için Margot her şeyi siktir edip Ryan'ın yanında, Jared'a ağzına gelen tüm küfürleri sıralamak istedi. Ama son anda kendini tuttu ve çatılan kaşlarını indirdi ve gülümsedi.

"Anlıyorum Martha, sana gerekli evrakları hafta içi veririm. Şuan pek müsait değilim." dedi ve adamın konuşmasına izin vermeden ekledi. "Görüşürüz, iyi akşamlar."

Ardından telefonu adamın suratına kapatıp daha onu aramaması için telefonu uçak moduna aldı. Şuan Margot, Ryan orada olmasa eline geçen her şeyi parçalayabilirdi.

"Ah, iş yerinden Martha. Benden bir zanlının dosyasını istemişti de."

Adam anlayışla başını salladı ve kadının ellerinden tutup kendine çekti. Margot buna izin vererek adamın kucağına oturdu. Kendini Ryan'a ihanet etmiş gibi hissediyordu ve bu onu daha da kötüleştiriyordu. Onu aldatmak falan istemiyordu. Hele de düğün arifesindeyken. Bu yüzden adamın beline sıkıca sarıldı ve kokusunu içine çekerek biraz olsun Jared'ı unutmayı denedi.

•••

Jared telefonu sinirle açık cama doğru fırlattı. Telefon havada taklalar atarak açık pencereden bahçeye uçtu. Bu Jared'ın sinirini atmasına yardımcı olmamıştı. Sinirle saçlarını geriye doğru itti. Resmen o piçin yanındayken Jared'a Martha demişti ve Ryan'a ise hayatım demişti! Bu hiç adil değildi! Hele Margot'ın aradan geçen 5 yılda birini bulması da adil değildi!

Tamam belki olabilirdi ama olmamalıydı. Sebebi ise Jared'ın istememesiydi. Pekala bu pek geçerli bir sebep değildi. Ama Margot'ın bir nişanlısı olduğunu öğrendiğinden beri kendini boğazlayası geliyordu. Kendi kendine konuştu.

"Ya siz hangi ara nişanlandınız lan? Biz Mag'le 7 yıldır birlikteydik, bize söz bile kesmemişlerdi, hah!"

Koltuğa oturmadan önce sinirle önündeki sehpaya bir tekme savurdu. Hayır, bacağının kırılması umrunda değildi. Sadece o şerefsizi öyle bir dövecekti ki, Margot ile evlenecek hali kalmayacaktı.

Veeee, Margot'ta ondan nefret edecekti.

Gerçekten harikaydı! Tam bir çıkmaza sürüklenmişti ve her türlü Margot'ı kaybedeceğini biliyordu. Yıllar önceki aklına defalarca sövmüş ve lanet etmişti bu yüzden. Onu gerçekten kaybedemezdi. Onu Ryan'dan daha çok hakediyordu! Tabi onu bırakması ise durumlarını eşitliyordu.

Ve ne yapacağına dair hiçbir fikri yoktu.

Ve ne yapacağına dair hiçbir fikri yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
 the blackest day ✲ [jaredleto+margotrobbie]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin