TD. Bölüm 4

29 3 0
                                    

Bir bahar akşamı
Ağlayarak uyudum ben..

Sabah uyandiktan sonra dün gece rüyamda gördüğüm Emir i düşünmeye başladım.kaç gecedir rüyamda gördüğüm kabuslarda o vardı,yeni hatirlamistim.dun gece ona attigim mesaja karsilik arıyor ve ardı ardına küfür edip kapatıyordu.daha sonra ise bizim evin önünden bir kız ile geçip bana bakıp gülüyordu. Hicbirsey anlamamıştım bu ruyadan. Yatakta gözlerimi kapatıp hayal kurmaya calisiyordum ama gözlerimin önüne hep Emir geliyordu.kesin affetmeyecekti beni.bana karşı gram sevgisi yoktu.hemen kalkıp elimi yüzümü yikadim. Daha sonra ise hep beraber annemin sermiş olduğu kahvaltı sofrasına geçtik. Sessizliği babam bozdu:
-günaydın kızım
-günaydın
-noldu pek keyfin yok bugün?
-yo iyiyim.
-dün akşamki olayların hepsinden haberim var.annen bi hata etmiş. Senin de üstüne gelmişler biraz.üzülme.annen o senin olur böyle şeyl-
Annem babamın sözünü kesip sesini yukselterek  babama kızmaya başladı:
-Ben mi hata etmişim! Herkeisn içinde beni yalanlamaua çalıştı dediklerimi hep tersi ile söyledi insan annesine öyle yapar mi?!
-serap sakin olur musn lütfen
-bacak kadar kız yüzünden hiç mahvetmek istemiyorum günümü.lütfen burda kapansin konu. Daha sonra soylicem ben söylemek istediğim herşeyi.
Ikimiz de duymazdan gelip kahvaltimiza devam ettik.  Daha sonra Furkan-kardesim -:
-ne zaman gidicez anne gezmeye?sıkıldım evde
-kahvaltimiz bitsin annanenin yanına gidicez oğlum merak etme
-off
Ben ne oldu dercesine kaşımı kaldırarak baktım.
-ne bakiyon lan öyle
-göz benim kaş benim sana ne
-emıne kes sesini!  Diye bagirmasiyla kalktım sofradan. Noldu dercesine bakmıştım sadece ve hemen sorun çıkarmışlardı. Annem oğluna düşkün olduğu için onu sinirlendirmeme kızıp sofradan kalkamama sebep olmuştu. Yatagima gecip o sıcak ta ınce battaniyeyi üzerime örtüp sarılmaya başladım. Bayram olmasına rağmen en ufak coşku sevinç yoktu evimizde.gözlerim dolmuştu ama içimdeki sinir buna izin vermiyordu. Aglamayacaktim.kısa bir süre sorna babamın "hazırlan gidiyoruz "demesiyle yattığım yerden kalktım ve giyecek bsieyelr bulmaya calistim. Bu sene bayramlık almadığımız için gardrobumdaki kıyafetlerin arasından  kombin yapacaktım.  Dolap kıyafet taşıyordu ama tabiki benim giyecek hiçbir şeyim yoktu.hani hep böyle olur ya deli gibi kiyafetelruninz  arasindan  hicbirsey bulamazsanız giyecek.bende öyle olmuştum. Ne giysem ne giysem diye düşünürken aklıma eski çalıştığım butikten aldığım uzun siyah kalem etegim ve saks mavisi gomlegim aklıma geldi. Ikisi gayet güzel bir uyum olabilirdi. Acele etmem gerektiğini hatırlayıp hemen giyindim.rimel ve hafif tonlarda rujumu da sürdükten sonra hepimiz aşağıya indik.arabaya binerken annem hiçbirşey olmamış gibi
-kızım gömleğin ne kadar yakismis sana
Dedi.dün akşam ve bu sabah ki olaylardan sonra baya şaşırmıştım açıkçası. Teşekkür edip arabanın arka koltuğuna oturudm. Annanemgile gittikten sonra çocukluk arkadaşım kuzenim herseyim Zeynep gilinde arabasını gördükten sonra deli gibi sevinmeye başladım. Zeynep dayımın kızıydı. Küçükken her gün onlarda kalır bir gün birbirimizi gormesek ertesi günü aylardır birbirimizi görmemiş gibi hiç b irakmazdik.fakat ailelermizn aralarında olan kavga yüzünden bu görüşme kırk yılda bir görüşme olmuştu. Ne onlar bize geliyordu yıllardır ne de biz onlara gidiyorduk. Son zamanlarda ben onlara haftada bir gidip kalmaya onların da oğlu Furkan için bizde kalmaya başlamıştık. Bize karşı bi kötülükleri olmuyordu ama birbirlerini ne kadar eskisi gıbı olmasa da haala sevemiyarlardi  herşey yıllar önce dedemin paylaştığı miras kavgası yüzünden başlamıştı. Yıllardır boyleydi bu.kapıdan içeri girince herkeisn sırayla elini öptüm ve koltuğun  birine oturup beklemeye başladım. Hemen sonra zeynep odadan girmiş gelen yeni misafirlere selam verdikten sorna heyecanla yanıma gelip sımsıkı sarilmistik. O kadar ozlemistim ki onu "bırak artik manyak"demese hiç birakmicaktim.Hemen diğer odaya geçip oydu buydu içimizde biriken herşeyi dökmeye başladık. Onunla konuşmak o kadar iyi geliyrodu ki bana dertelrimi anlatırken hiç kötü bir şey  hissetmiyordum. Insanın böyle bir kuzeni olması kadar güzel bir seu yoktu yada ona olan sevgimden bana  öyle geliyrodu.tam konuşurken bir anda aklıma gelen doğum günü konumu acmistim:
-yarına kimseye söz verme benimlesin.
- bir dakika yarin Eylül 'ün kaçı ?
-14 ü
-doğum günün dü yanlış hatirlamiyorsam değil mi?
-tabiki yanlış hatirlamiyorsun. Canım benim unutmamis da
-ben seninkini unutmadım ama snein benimkini unutup unutamadığını bilemem tabi
-11 ekim unutulur mu aşk olsun
Ikimiz de sesli sesli gülmeye başladık. Küçükken her sene doğum günlerimizi berbaer planlayıp kutladığımız için şimdi istesek de unutamiyroduk doğum günlerimizi.
-o zaman yarın geliyorsun?
Dedim gulmeyi bırakarak
-yarın bayramın üçüncü günü. Gitmemiz gereken çok yer var aslında bilemedim ki şimdi
Bunu üzgün bir ses tonuyla söyleyip kafamı kurcalamsiti.dağ sonra hemen hemen gözlerini daha çok  açıp neşeli  bir şekilde
-tabiki seninleyim deli!
Deyip boynuma sarıldı.
-gelmessen keserdim seni dedim şakayla
-asıl cagrmasan ben seni keserdim deli!deyip yanaklarimi sıkmaya başladı. Bana deli diyordu ama kendi benden daha deliydi bu kızın. Hemen yengemin yanına gidip planimizi söyledikten sonra yengem hiç duraksamadan
-tabi ki gelebilir sormanız bile hata,demesiyle  birlikte sevincten mezdeke oynamya başladık. Yengem bize şaşkın şaşkın baktıktan sonra kahkahalarla az  önceki odaya geçtik.birlikte doğum günüm e kimleri çağıracağı imizi konuşuyorduk. Ben fazla kişi istemiyordum. Beş kız olsak yeterdi k.zAten zeynep de kalabalığı seven biri değildi. Gelmesini istediğimiz birkaç kişiyi aradıktan sonra bayramdan dolayı sadece iki kişi gelebiyordu. Ben zaten çoğu insanla analsamadigim için bu sayı bayram olduğu halde normaldi.ama yine de suratim düşmüştü çünkü oldukça geniş bir cevrem varken  sadece bu kadar kişinin geliyor olması oldukça hayal kırıklığına ugratmisti beni.Bunu anlayan zeynep durmadi tabi hemen beni güldürdü
-aman be kuzen dert ettiğin şeye bak,alırız pastadan sonra bir çekirdek,gelmyen herkesi dışlar dedikodularını yaparız biz de.beleş pasta var diye arayıp davet ediyoruz adamlar gelmeye tenezzül bile etmiyor. Bi daha zor bulurlar senin sececegin pasta tadını. Zikkim yiyesiceler!
-tabi lan.zikkim bile fazladır onlara.aç kalsınlar açlıktan ölsunelr inşallah,deyip tekrar gülmeye başladık. Ya kuzenim diye demiyorum ama çok iyi temiz kalpli bir kızdır Zeynep. Iyi ki benim  kuzenim demeden edemeyeceğim yine.odaya zeynep in kardeşi ceyhun un yanımıza gelip söylediği şeyle bütün keyfimiz kaçmıştı :
-abla hazırlan babam söyledi eve gidiyoruz
Ceyhun sözünü söyler söylemez
-of dayı yaaa!  Diye yakınmaya başladım.zeynep o sevimliligiyle:
-üzülme kız nasıl olsa yarın akşama kadar beraberiz,dedi ve sarılıp yanımdan ayrıldı. Onları uğurlarken sanki bir daha gorusmeyeckmisz gıbı durmdan birbirimize bakıp öpücük yolluyorduk. Ikimiz de deliydik.ve onun gibi kuzenim olunca deli lık bile guzellesiyrodu. Dayimgil den sonra biz de kalkmak için ayaklandik. Tam o sırada şerife aradi. Önemli bişey olduğunu düşünüp babamdan bir kaç dakka isteyip bir odaya geçtim. Emir ile konuşup konuşmadığı mi sordu. Konusamadigimizi soyledigim anda Emir armaya başladı. Onun aradığını görür görmez daha sonra soylerim olanı biteni diyerek şerife aramasını  hemen kapattım. Sesimi duzeltip Emir in aramasini açtım.:
-alo
-efendim
-bişey konuşcaz dmeissun ney konuscaz soyle
-Emir bak ben cok-
-emıne ne diyeceksen uzatmadan soyle
-bi dinelrsen soylicem.bak ben çok düşün-
-emıne sana ne düşündüğünü sormadım ben.ne diceksen çabuk soyle işim var
-ya bi dinle beni yaa!
Tam o sırada odaya anneannem gelmisti ve konuşmam bitinceye kadar orda duracağını biliyordum. Of annanne dedim sessizce. Tam başka odaya gidecekken her odada birinin olduğunu hatırladım. Üç oda vardı zaten.birinde misafirler birinde çocuklar birinde de annamem ve ben vardık. En iyisi burada durayim annaneme birşey caktirmamaya çalışayım, diye geçirdim içimden. Bu sırada Emir keçisi bağırıp duruyordu telefonda:
-kime diyorum lan emineeeee!!
-geldik be ne bagiryon hayvan gıbı
- hayvanini sikerim senin ne diyon lan sen
Annannem  olduğu için kötü ve ağır laflar kullanamaycaktim.en ıyisi konuya dönmek diyerek tekrar konuştum:
-tamam boşver hayvanı falan benim sana bişey demem lazım
-ne diyeceksen soyleartık kapatıyorum yoksa
-dur bi kapatma.Ben çok düşündüm. Kalbini kiridigim hata yaptığım kimler var,bugün bayram hepsinden özür dilicem ve bariscam diye de bir karar aldım.aklıma ilk sen geldin. Ben seni çok uzdum çok kırdım Emir.hatalarimin hep farkındayım. Ne desen haklısın. Sana geri dön tekrar oalaljm demiyorum sadece kabul edersen barışmak en azından merhaba merbaha  miz olsun istiyroum.
Emir önce gülüp daha sonra  sesini bir anda yukselterek cevap verdi:
-bak ben bunu son konuşmamızda da söyledim sana.Ben sana hayatımdan defol dedim çıkardım seni hayatımdan. Ben seninle en ufak bir sohbetim dahi olsun istemiyorum. Ben seninle aynı ortamda falan snein olduğun her yerden uzak duruyorum.senden o kadar nefret ediyorum ki seninle değil merhaba merhaba olmak,senin yüzünü dahi görmek istemiyorum. Anladın mi istemiyorum barışmak falan.git kus olduğun başka insanlarla barış benden uzak dur!
-tamam barışma. Zorlamıyorum.Ben bunu kötü njyetimden demiyorum sakın  gene beni yanlış anlayıp birşeyler deme hakkımda.o zaman şöyle yapalım, sen benimle barismiyorsun ya hani,nefret de etme benden.ne  bileyim hicbaieu hissetme. Biz hiç tanışmadan önceki gibi yabancı oalalm. Tanimayalim birbirimizi.Ben seni haksiz yere kızıp üzdüğümü hatırlayınca kendimi kötü hissediyorum. Ben kimseyi kırmayı seven biri değilim bunu çok iyi biliyorsu-
-Emıne ben senin iyi niyetinden bunu istediğini çok iyi biliyorum rahat ol sen.Ben snei zaten tanımıyorum. Sen kimsin yani ha?! Tanımıyorum senin gıbı birini.sakın bir daha arayıp durma dün akşamki gibi. Uzak dur benden!kapat şu telefonu.ört hadi ört! !
Diyecek bisey bulamamış daha fazla sinirlenmesin diye de hemen kapatmstim telefonu.sonra bir şeyi fark ettim konuşmada. Emir le bi dönem oldukça çok konuşmuş ama hiçbir zaman telefonu ört diye kapatmamsiti.bu ört kelimesini bana telefonu kaptamam için  Emir ile konuştuğum sırada arkadaş gözüyle baktığım birinin bana çıkma teklifi etmesiyle konuşmayı bitirdiğim çocuk derdi hep.Emir benim kimle ne zaman nasıl konustugumu herşeyimi istediği zaman iki hamleyle ogrenebilen bir çocuktu. Dört ay önce parkta bi çocukla buluşup çocuk gelir gelmez arabama bin dedi diye çıkarttığı m küçük kavgayi,o çocuk la nasıl ne olup kim sayesinde kısaca herşeyi detayına kadar soylemisti bir keresinde. Tabi o zamanlar beni çok sevdiği için çocuğa selam yazar yazmaz  Bunu görmüş ve onunla konusmami istemeyip onun adına  benimle konuşmuştu. Oraya gonderip çocuğun  arabama bin diye zorlamasinin sebebi ise beni denemek icinmis ben dört ay önceki olayı daha bu ay öğrenmiştim. Attığım her adımı aylarca takip etmiş,beni benden iyi bilen ve aşırı derecede seven çocuğu bir haftada nasıl becerdiysem kendimden bu derece nefret ettirmistim. Gerçekten salaktim ben.ilk defa biri beni böyle sevmiş ama ben diğer insanlarla bir tutup çocuğu beni sevdiğine ayrı bir pişman etmiştim. Düşünsenize biri var,sizin her adımınızı takip ediyor bir yerden.kimle nerde ne yaptınız hep biliyor. Kimle konuştuğunuzu  öğrenip o kişinin facesine giriyor ve kendi dışında hiçbir karşı cinsin sizle konuşmasına izin vermiyor aylarca pes etmeden sizi bekliyor.Ben de gerizekali gibi bu cocukla konuşmaya başladığımdan sonra kasıtlı yapıyor gibi hata üstüne hata yapıyorum. Işin içine yanlış anlamalar da girdikten sonra o deli divane seven mecnun, bir anda ahmet e mehmet e dönüşüveriyor. Her neyse.o çocuğu da öğrenmiş ve ört diye kapatırken laf çarpmıştı. Emir öyle kıskanç öyle kıskanç bir çocuktu ki elinden gelse beni mağaraya kapatip biri bakmasın görmesin diye gunlerce orda tutacakti.abartmıyorum.Gerçekten yapma imkanı olsa yapardı bunu tabi eğer ilişkimiz olsaydı. Son konuşmamızda"bir gün pişman olacaksın bana bu kadar hatayı yaptigi n için. Eğer o zaman bana dönmeye kalkarsan ışte o zaman çok kötü şeyler olur.beni az çok taniyorsun zaten.yaparım  dediysem yaparım.sakın dönmeye kalkma emıne sakın" demese  hiç durmam onun beni tekrat sevmesi için elimden geleni yapardım. Ama tanıyorum. Ve zaten benle merhabayi bile istemeyen çocuk ki çok gururlu bir çocuk hayatta affetmez beni.o affetse annesi gierir araya tekrar bozar aramizi.en iysii akışına birmkamk diye düşündüm ve şerife yı aradım.annanem o sırada odadan çıkmış ti zaten. Biliyordum zaten boyle yapacağını ben.şerife beni dinledikten sonra hayret etmişti. -Bu kadar ağır tarz konusacagini hiç  tahmin etmezdim walla.gerçi Emir bu.Her sey beklenir.
-keşke zamanı geriye alabilsek,o kadar farklı olurdum ki ona karşı ama alamıyoruz
-sıkma canını be kuzum.daha 17 yasindayiz. Önümüze kimler çıkacak.ilerde bir gün bugünlere bakıp gulecegiz .demekki hayırlısı değilmiş. Bozma o güzel moralini.
-tamam canım.ha bu arada yarın biliyorsun ki doğum günüm. Geliyorsun dimi?
-ınan çok isterdim ama bayram boyunca koydeyiz. Gelemiyorum. -hadi be
-elimde olan birşey değil kuzum.üzülme. Beni goremesen de ben hep yanındayım senin.
-peki madem.
-benim şimdi kaptmam lazım.yarın ararım ben seni.
-tamam hayatım gorusuruz .anne lere selam soule
-baş üstüne.iyi günler
Telefonu kapatınca hemen odadan çıktım. Annem ayaklanma sırasında gelen misafirlerle sohbet ediyordu.Beni gördükten sonra tekrar gitmeye yeltendi.
Annannemlerle vedalastiktan sorna bayramlamak için halamgile geçtik. Amcamgil gelinceye kadar burada duracak burdan ise sarilardaki amcalarimin evine gidecektik.halamgilin evine girer girmez halamin kızı Raziye ablamin iki yaşındaki kızı "niye geldiniz " dedi.Cevap vermeden de koşarak içeri mutaga dogru gitti. Halamin olduğu odaya geçmeden direk mutfağa gittim.bizim fındık annesinin bacağına sarılmış bana bakıyordu. Ablamla sarılıp bayramlastikan sonra bacağına sarılan fındık kızın yaptığını anlattım.annesi gülüp "cadi" dedi."ayıp ayıp "deyip sakadan kızdım.sorna hemen "elimi öp bakalım da affedeyim seni" dedim.bunu sakasina demiştim ama o ciddi anlamış olsa gerek elimi aldı ve öptü. Bi an şaşırdım ama sonra hemen kucağıma alıp yanakalrini sıkıştırmaya başladım. Biraz aglattiktan sonra yere bırakıp odaya gittim.halamla da bayramlastikan sona koltuğa oturup wattpatt i açtım ve yarım kalan romanın devamını yazmaya başladım.yaklaşık bir saat sonra amcamlar geldi.Biraz da onlarla oturduktan sonra halamlarla beraber sarilara -diğer amcamlara- gittik. Amcam çalışıyor olduğu için bizi yengem karşıladı. Yengemle bayramlastikan sonra amcamin benim yaşımdaki kızı Dilara'nin yanına geçtim.Dilara benim diğer amcamın kızı ve Zeynep kadar olmasa da küçükken sürekli görüştüğüm kuzenimdi. Onunla da sarılıp bayramlastiktan sonra amcamlarin geçtiği balkona gittik biz de.Dilara gelen misafirlerle bayramlastikan sonra benim yanıma oturdu ve sohbet etmeye başladık. Tam konuşurken yengem"hadi kızlar salata yapın yemek yicez"dedi.hemen kalkıp sakalasa sakalasa salata yaptık. Yaptığımız salata çok güzel olmuştu yanı ben çok beğenmiştim. Yemekten sonra vedalasip diğer amcamlara gittik.orda aksamladiktan sonra vedalasip evimize döndük. Biraz kalemle kağıtla çizim türü şeyler yaptıktan sonra saate baktım.00:15 ti.günlerden carsambaydi ve benim doğum gunumdu. Ben arkadaşlarımın doğum günlerinde saat on iki olur olmaz ilk mesajı ben atmış olayım diye hemen hoşuna gider diye upuzun bir doğum günü mesajı ile doğum günlerini kutlardim. Bunu çoğu arkadasima yapardım ama anlaşılan kimse benim doğum günümü bunu yapacak kadar umursamiyordu.netim olmadığı için sosyal hesaplarima da giremourodum. Belki ordan yazmışlardır diye umudum ne kadar içten ummasam da. Kulakligi aldım. Emre Aydin-kimse olmadı snein gibi şarkısını  açtım ve hicbirsey yapmadan dinlemeye başladım. Sonra geçen seneki doğum günümü hatırladım. Bir zamanlar en sevdiğim arkadaşım olan Betul  ve Ayşenur ile kutlamistik.Daha sonra Kubra da gelmiş üç kız çok güzel şekilde eglenmis tık.şimdi Betül yok.kubra ve Ayşenur ile de hiç konuşmuyoruz. Betül ufak bir problem yüzünden benle olan tüm bağlantısını kesti ve benim hiç  sevmediğim bir kızla kanka oldu.kubra ve ayşenur da hiç mesaj atmıyor diye bende onlara atmadım.konuşmuyoruz kaç aydır. Bir yılda ne kadar değişmiş herşey. Bi zamanlar olmasa olmazim olan kisiiler vardı geçen yıl.şimdi olsa da olmazlar.yazık. .gerçekten yazık..
Sabah uyandığımda saat 10.00 dı.kahvaltı ettikten sonra babamla pasta almaya gittik.dört kişilik küçük bir pasta seçtik ve mumuyla tabagiyla gerekli olan herşeyi aldık. Eve gittikten sonra ayşenur aradı.şaşkınlı kla açtım telefonu:
-nasılsın canım
-iyiyim sen nasilsin
-bende iyiyim özledim seni.
-hm öyle mi
-tabiki öyle. Bu sene doğum günü kutlamiyorsun galiba davet gelmedi de
Ayşenur 8.sınıfta bizim sınıfa gelmesi ile tanışmış o yıldan bu yıla kadar bütün doğum günlerimde yanımda olmuştu.
-aslında kutluyorum.
-ama beni cagirmiyrosun öyle mi
-cagirmadigimi kim söyledi
-davet gelmediği  için anladım
-an itibari ile davetlisn.
-neden önce değil de şimdi davet ediyorsun? Önceki doğum gunleridne haftalar öncesinden soylerdin gel, diye
-çünkü önceki doğum günlerimde haftalar öncesinden sürekli bana mesaj atar halimi hatirimi sorardin bende seni de davet ederdim.ama bu sefer halaimi hatirimi uzun zaman sonra sorduğun için bugüne denk geldi napalm yani
-memlekete gitmiştik. Internet hakkım yoktu.orda da günlerce giremedim zaten sosyal ağlara falan.geçen hafta geldik Manavgat a.baktım eylul ayı gelmiş merak edip sormak istedim.
-arayarak da ulasabiliridn bana
-benim dakikam yoktu. Arayamadim
-başkasından arayabilirdin
-emıne uzatma istersen.sen sanki hergün aradin beni
Gülerek:
-Tamam be kızma hemen
-ee bugunku planımız nedir
Baştan sona bütün planı anlattım.önce onlara gidecektim. Ordan  beraber buluşmak için ayarladifimuz yere gidecektik ve ordan bir yer seçip kutlayacktik.
Ayşenur un telefonu kapattıktan sonra eve misafir geldi. Bi süre oturduktan sonra yanımızdan kalkıp üst katı bayramlamaya çıktıLar.ben de o sırada yavaş yavaş hazirlaniyordum. Doğum günü kızı olarak biraz süslü olmam gerekiyordu.fakat hava biraz bulutlu ve soğuk göründüğü için ve vakit yaklaştığı için yine en sevdiğim gömleğim olan  sax mavisi gömleği altına siyah yırtık bir pantolonla kombileyip giymistim. BirAz makyaj yaptıktan sonra saçlarım kalmıştı. Cektirdigim fön iğrenç şekilde bozulmuş çok kötü bir hal almıştı. Kısa olduğu için model de veremiyordum. Banyoya girip saçlarımı güzelce islattim ve hemen ardından duruladim.doğal haali kivirickti.saçlarımı sağa doğru yatırıp parfumumu de sıktım.  Artık  Herşey tamamdı. Dolaptan pasta ve ıvır zıvır kutusunu çıkarıp çantamı da aldıktan sonra annemlere haber verip evden ayrıldım. Ayşenur a"aç kapıyı "diye mesaj attım.ikimizin evi arasında beş dakikalık yol vardı.onlara çıktıktan sonra hemen elimdeki pasta ve kolayı dolaba koydum.Ayşenur ile sarıldık ve ikimiz de aylardır hiç mesaj atmamdigmz için birbirimize sakadan tripler atmaya başladık. Ben biraz oturup evlerindeki wi-fi ye bağlanıp facebook a girdim.15 tane mesaj 7 tane de bildirim vardı. Mesajlar bölümünü açtım ve ekranı kaydırarak kimlerin ne yazdığına kısa bi göz gezdiridm.hepsi doğum günü tebrigiydi.daha sonra bildirim lere geçtim. Altı tanesi yorum bir tanesi ise zaman tunelimde kutlanan doğum günü tebriklerinin bildirimiydi.hemen oraya tıklayıp nasıl kutladiklarina baktım. Ben onların doğum gunleridne hoşlarına gider diye uzun uzun yazılarla kutlarken onlar benim doğum günümü en fazla beş kelimeyle kutlamislardi.aralarında hiç uzun uzun yazılarla doğum günümü kutlayan biri yoktu.bu duruma ne kadar canım sıkılsa da bugün hep mutlu olmam gerektiğini hatırlayıp kafaya takmadim. Hepsinin tebriginin altına yorum olarak teşekkürler yazıp mesaj bölümüne tekrar giridm.çoğu arkadaşım mesaj atarak kutluyordu doğum günümü.ekranı biraz daha aşağıya kaydirdiktan sonra doğum günüm dışında atılan bir mesajı fark ettim.eski sevgilim Tufan soru işareti göndermişti. Bi an yanlış bir şey yapıp yapmadığımı dusndujm.niye soru işareti atmıştı ki durduk yere? Sonra uzun zamandır adını bile anmadigimi hatırlayıp belki az çok tahmin ederim neden attığını diye stalklamak için duvarına giridm.duvarında arkadaş ekle yazısını görünce bir an şaşırdım. Onca olaya rağmen cikarmamis ama son zamanlarda ne gün bilmiyorum çıkarmıştı. Bak sen dedim içimden ve stalklamadan mesaj yerine geri döndüm. Mesaj yaz yazisina tikladim ama gerizeklai telefonum yan tarafında duran kalp e dökülmüştü. Bir anda mesaj olarak kalbi gönderdim.elim ayağıma dolanıp ekrana vurdum sinirden.sonra klavye açıldı. Hiç duraksamadan "yanlış oldu kalp.niye soru işareti attın "diye mesaj attım.baktım aktif olduğu halde yazmiyor," varsa problem şöyle halledelim" diye  tekrar mesaj attım.hemen yanıt geldi ve konuşmaya başladık.
-kalp neden yolladin
-dedim ya yanlislikla oldu.
-niye
- ne niye? Yanlışlıkla oldu dedim sana durduk yere neden bişey atayım!
-tamam.önemi yok boşver.bu arada hiçbir problem yok neden olsun ki.ayrıca bugün senin doğum günün. Iyi ki doğdun doğum günün kutlu olsun.sen benimkini kutlamistin
-aynen  doğum günü şiiri yazıp gondermistim. Mazi ışte ne edersin
-öyle öyle
-yaa öyle
-öyle öyle
-öyle olsun bakalım
-nasılsın
-iyiyim
Tufan benim hiç elimiz elimizi bilmeden  ama her hafta buluştuğum ve ilk bulusmamizda utangacligindan yüzüme bile bakmayan,bulusacagimz bir gün  beni bekletip işi yüzünden gelemeyen ama  sırf o gün beni görmek için kışın en fena yagmurunda evimizin önüne kadar gelip beni görmeden gitmeyen ve sebepsiz yere beni  terk eden zamanında az peşinde kosmadigim,ona dönmesi için  attığım mesajlara karşılık vicdansız bir şekilde laflar eden ve o mesajlasmalari  arkadaşlarına gösterip egosunu tatmin eden eski sevgilimdi. En son konuşmamız bir yanlış anlama yüzünden onu arayıp ağzıma geleni soyleyip onun da haksız yere sovdugum için bana on katı küfürler edip telefonu yüzüne kapatmamla sona ermişti.aslında o konuda o haklıydı ama bana ettiği ağza bile alınmayacak küfürleri ederek haksız duruma düşmüştü. Onca şeyden sonra hiçbir şey olmamış gibi  doğum günümü kutlaması ve  nasıl olduğumu sorması iki yuzlulukten başka bir şey değildi. Başka zaman olsaydı nasılsın sorusuna cevap olarak ona demedigimi bırakmazdı m ama bugün doğum gunumdu. Hiç sinir sitres yapmak istemiyordum.bu yüzden sadece ıyiyim dedim geçtim. Hemen sonra onun yanıtı gelmişti :
-iyi bakalım. Görüşürüz sorna. Bir saat iş başı yapmam lazım benim.
Hic bişey yazmamistim cevap olarak. Ayşenur un "hadi çıkalım artık" demesiyle hazırlanıp onlardan ayrıldık. Yolda giderken bu konuyu acmistim:
-bir insan "bir daha bana en ufak bir mesaj at bak ne oluyor" deyip ağzına gelen küfürü edip iki ay sonra Hic bişey yokmuş gibi doğum günü tebrigi ile birlikte nasılsın, diyecek kadar iki yüzlü olabilir mi?
-ne zaman oldu bu olay?
-biraz önce
-insan var, INSAN var Eminem. Her insan gibi görünen insan olmuyor maalesef. Eğer insAn gibi görünüp bir parça insaniyet i yoksa o kişinin neden olmasın ki?
-doğum günüm olmasa ona öyle laflar ederdim ki ayşenur. Inan bir daha yüzüme bile bakamzdi.Yolda görse başını egmeden yürüyemez haale sokardim onu.ama bugün için siniri sitresi yasakladim kendime.kimse ile ugrasmicam gün boyu.
-onu yapan bunu da yapar emin ol.
Haklıydı. Iki yuzluydu bir kere.yüzüme bakamama gıbı durumu yoktu.
-belki de haala elinin altındayım sanıyor beni. Doğum gününde mesaj atarsam daha yumuşak olur gene koşar pesimden, diye düşünüyor. Evet kesin böyle düşünüyor. Erkek milleti bu.Hemen pozitif bakmamak lazım olaya.
-hiçbir erkeğe guvenme
Deyip gulumemisti ayşenur. Karşılık olarak bende ona bir tebessüm verip yürümeye devam ettik.biraz yürüdükten sonra birtanecik kuzenim zeynep mesaj atmıştı:
-biz köye gidiyoruz. Gelemeyeceğim. Özür dilerim. Size iyi eğlenceler
Bu da ne oluyordu şimdi! Dün heyecanla bugünün planını yaptığım kız bugün kısa bir mesajla gelmeyeceğini söylüyordu. Yolun ortasında durmuş durmdan zeynep i arıyordum. Ama bi türlü açmıyordu hanfendi. Tam dayimin numarasını arayacağım anda "ben niye koşuyorum peşinden yaa!bana ne gelmezse gelmesin kendi kaybeder" demiştim kendi kendime.Hemen telefonu kapatıp yürümeye devam ettik. Ayşenur durumu anlayıp  "hani bugün sinirlenmek yoktu" diye sordu.yılda bir gün kendimi tamamen iyi hissetmek istiyordum ve bunun için çıkan engellerin hiçbirine yenilmeyecktim.madem gelmedi onsuz da kutlardim onun neyi  vardı sanki.petek pastensin önüne geldiğimizde elif bizi bekliyordu. Beni görür görmez "emineeeee"diye koşa koşa gelip sımsıkı sarıldı. Elif benim dershaneden arkadaşımdı. Aynı okulda olmasak da elimizden geldiği sıklıkla görüşüyorduk.
-doğum günün kutlu olsun benim biricigim.iyi ki doğdun iyi ki varsın
-çok teşekkür ederim Elif im.
Elif ve Ayşenur da selamlasip tanıştıktan sonra nerde oturacagimizi düşündük. Ayşenur :
-bence karşıdaki irmak kenarına gidelim.çimlere oturur keseriz
Elif:
-Güzel fikir gidebiliriz. Bende onayladiktan sorna köprüden karsiya gecip irmak kenarına geçtik. Hiç boş yer yok ve aksi olacak ki hava da aşırı nemliydi.en sonudna küçük bir çardak misali yer bulup oraya geçtik ve oturudk. Bjraz dinledikten sonra pastayı kesmek için hazırladık. Fakat öyle poyraz vardı ki havada mum bi türlü yanmiuordu. Poyraz in dindigi bir anı yakalayıp mumu yaktik.tam ufleyecgim sırada Elif "dilek tut "diye bir şeyi hatırlattı. Gözlerimi kapatıp ilerde ünlü bir yazar olmayı hayal ettim. Bu, olmasını en çok istediğim hayaldi. Gözlerimi açtıktan sonra hemen mumu ufledim. Pastamiz üç kişilik olduğu için bir tane mum almıştık. Ayşenur:
-kimle mutlu olmayı  diledin kız,diye sordu şakayla.
-dilekler söylenmez,dedim gülümseyerek.daha sonra bıçağı alıp pastayı kestim.herkese büyük birer dilim verdikten sonra kendime kestiğim pastayı alıp yemeye başladım.Pasta harika otesiydi.meyveli bir pasta secmistim ve iyi ki bunu secmisim demeden edemedim. Fakat bir tabagimiz fazla olmuştu. Üçümüz de doymuş yiyecek halimiz kalmamıştı. Ne yapsak diye düşünürken ordan geçen küçük bir çocuğun yanına gidip ona verdim pastayı.çok sevinip ordan gitti.biz de biraz sohbet ettikten sonra kalktık. Birer içecek alıp içerek eve doğru yürümeye başladık. Ayşenur  :
-kızlar benim ayaklarım ağrıyor biraz önümüzdeki banka otursak olur mu?ben :
-tabiki olur
Deyip oturudk.Elif ayakta biz ise oturarak sohbet etmeye başladık. Tam o sırada Elif:
-kanka eline dikkat et arı var!
Ben o esnada ne yapacağımı bilemeyiip elimdeki limonata şişesin deki limonata yı  önüme doğru serperek kolumu salladim. Fakat o refleksim serptigim limonatanin Elif un üzerine gelmesiyle son buldu.kızın pantolonu komple limonata olmuştu. Ilk başta Ayşenur ile kahkaha atmış sonra Elif de bizle berbaer  gülmeye başlamıştı.ama hemen gulmemizi bitirdik ve Elif ten art arda özür dilemeye başladım. Elif:
-özür dilemene gerek yok kuzum.bişey olmaz.bilerek mi yaptın sanki?hiç sitres yapma iyiyim ben.
-peki canım o zmaan.
-hadi kalkalim artık. Geç kalcam eve
Demesiyle ayşenur ile kalkıp yürümeye başladık. Ben ayşenurgile gidecek olduğum için elif ile bir yerden sonra ayrılıp ayşenur ile ikimiz yürümeye başladık. Yorgunlugumuzdan olsa gerek tek kelime bile etmemiştik yürürken. Eve gidince ikimiz de kendimizi  yatağa atıp dinlenmeye başladık.
-elif tatlı kızmış. Çok sevdim
-kimin kankasi
-senin kankan dicem de sen in hiç tatlı haalin yok ki
Bunu deyip gülmeye başladı.
-ne dedin sen? Ne dedin bana?
Sonra ayşenur u bi hamlede gidiklamaya başladım. O benden kaçıyor ben yine yakalayıp gidikloyordum.annesi evde olmadığı için kimse kizmiyordu. Ikimiz de bi yandan gülüyor bi yandan ise hem gidikliuor hem birbirimizin saçını çekiyorduk. Fazlasıyla terlemistik.yorulup oturduk sonra.tabletten Hande Yener in Mor şarkısını açıp ikimiz de çalan şarkıya eşlik etmeye başladık. Facebook a girdim sonra.tufan iki yuzlusunden mesaj yoktu. onun dışında bir sürü doğum günü tebrikleri gelmişti yine. Fazla oyalanmadan eve geçtim. Bizimkiler köye gitmişti. Evde furkan vardı sadece.furkan tv karşısında yatarken odama geçip üstümü değiştirdim. Sonra ise furkanin telefon konuşmasını duymaya başladım. Babama benim geldiğimi söylüyordu. Bana sormuylardi geldin mi diye.furkan a soruyorlardı gelip gelmedigimi. Beni sevmiyorlardi.Bana guvenmiyoardi.güvenlerini sarsacak tek yaptgm şey ise iki yıl önceki sevgilim le mesajlarimizi gormeleriydi. Çocuk la aynı şehirde bile yasamiyorduk oysa ki.ayrıca kötü ayıp bişey de dememistim. "Millet ne der" sorusu bizi boyle yapıyordu ışte. Ayrica o erkekti.yalan soylemezdi.kızlar hep yalan söyler ya ondan dolayı ona soruyordu beni.zihniyet dedim sustum.bir saat sonra annemle babam eve geldi.selam verip odama gittim. Yemek yiyinceye kadar da hiç  çıkmadım. Yemeğimizi yedikten sonra sofrayı kaldırıp oturdum koltuğun  birine.sonra annem yanıma geldi ve teofnumu istedi.neden istediklerini anlamsam da sevgilim olmadığı için hiç korku yaşamadan direk verdim ve yanına geçip  oturdum. Annem önce  benim kendi resimlerime ve pozlarima  bakmaya başladı. Her fotografima "oranı burani göstermek için giydiğin kıyafetler hepsi. Sen nasıl benim kizimsin böyle. Sahi sen gerçekten benim kızım misn?
Bunları resimlerime  bakarken diyordu.ben son cümleden sonra kırılıp  annemi izlemeye devam ettim. Daha sonra s.shots bölümüne geçti. Hepsini hızlı hızlı geçtikten sonra bir tane foto da durdu.foto,instagram da hoşuma giden iki sevgilinin çok güzel verdikleri bir pozdu. Foto aşırı güzeldi ama annem gerikafa
Olduğu için  bunu fark bile etmedi.ağzından çıkan tek şey "orospu musun"oldu ve bana  baktı.ben yanıt vermeden babama gösterdi fotoyu. Çiftin arakasi dönük olduğu için yüzlerini göremiyor ben olduğumu sanıyordu. Sonra dayak yedim tabi boşu boşuna. Sağ yanagim kıpkırmızı olmuştu atılan dayaktan.birden kahkaha atıp ayağa kalktim.ve hemen babama gordugu fotonun üstünde yazan çiftin isimlerini gösterdim. Babam  bi an şaşırıp bana  baktı.bana baktıkça manasız bir surat aldı yüzünü. "Hele bi sen ver boyle pozu o zaman görüşürüz "deyip telefonu anneme verdikten sonra kalktığı koltuğa  tekrar oturdu. Benden hiç özür dilemedi.kursa bakma,bile demedi.beklemiyordum zaten bunu ama ıster istemez bişey desin istedim.demedi.yüzüme hiç  bakmadan tv izlmeye devam etti.daha sonra annem resimlere baktığı anda umut diye bir arkadaşım aramaya basladi. Annem hemen babama verdi telefonu.ben telefonu almaya çalıştıkça  vermiyordu.
-niye arıyor bu çocuk seni!
-bugün benim doğum günüm.kutlamak için olabilir mi ?
-olamaz!kimse kutlayamaz doğum gününü!
Annem odadan seslenmeyr başladı :
-bırak şunun telefonunu. Salak arkadaslari doğum günü için ariyordur. Başka neden arasın
Babam telefonu yavaşça bana verdi.gozlerimin içine sinir küpü gibi bakıyordu. Telefonu alır almaz odama geçtim.tam tefonu açtım ki beyefendi aramayı kesmişti.arıyorum arıyorum açmıyor. Bi sinir oldum o an anlatamam.baktım o açmıyor ben de biraz kitap okuyayım bari belki zaman geçer dedim.yarım saat boyunca kitap okuduktan sonra Umut mesaj atti:
-motordaydim açamadım kusra bakma
-sorun değil
Odamdan çıkıp annemgilin yanına gittim.fakat hepsi uyumustu.odamdan kalem kağıt alıp tekrar tv li odaya geçtim.önce annemleri kaldırıp yataklarına geçmelerini söyledim. Furkan zaten yatağında uyuyordu.onlar gittikten sonra tv nin karşısındaki koltuğa oturup yazı yazmaya başladım. Soğuk iceceklerden olsa gerek durmdan okusuruyordum.oksurugume uyanan furkan,odasından "oksurmee"diye bağırıp duruyordu.en sonunda gidip babama şikayet etmişti beni.babam da uykusundan uyandırdığı için Furkan a sinirini sol yanagima attığı kocaman tokatla almıştı. Babam odadan çıktıktan sonra elimi yanagima tutup hüngür hüngür ağlamaya başladım. Ağlama sesimden de rahatsız olmasınlar diye sesim çıkmadan nefes almadan ağlamaya başladım.saat 23.59 du.Doğum günüm bir tokat bir gözyaşıyla sona ermişti anlaşılan. Yazı yazmaya haalim yoktu. Odama geçip ışıkları falan açmadan yatagima geçmeye kalktım.fakat yatagimin üstünde bir şey vardı.elime aldim.ne olduğunu goremiyordum ama sanırım bu bir hediye paketiydi. Önce kimin aldığını düşündüm. Herhalde eve gelen kuzenlerin biri benim için almıştır dedim.sonra ışığı açıp hemen üstündeki kağıda baktım. "Iyi ki doğdun abla.Doğum günün kutlu olsun.seni çok seviyorum",altında da büyük harflerle Melda yazıyordu.o an aglamaktan şişmiş gözlerimle kocaman gülümseme aldı yüzümü. Hediyenin ne olduğu önemli değildi. Ama yine de ne aldı acaba diyerek açtım hediye paketini.çok güzel aynalı bir tarak çıktı paketten.eski taraklarimin dişleri kırılmıştı,yeni tarak almayi da hep unutuyordum. Kısaca ihtiyacım olan bir şeydi ve 9 yaşındaki kuzenim almıştı.bu tarak,bu yıl ki doğum günümde aldığım ilk ve tek hediyeydi.elif ve ayşenur aceleye geldiği için bişey alamamislardi.onların hediyesi beni böyle bir günde yalnız birakmamalriydi. Biraz önceki hüznü m bu minik hediyeyi gormemle son bulmuştu.fıstığı m benim.keşke onu da goturseydim bugün yanimda. artan tabağı ona verirdik. Fakat iş işten geçmişti artık. Annemin"emıne kapat o ışığı "diye seslenmesiyle elimdeki hediyeyi masamın üstüne koydum. Işığı da kapattıktan sonra hemen yatagima geçtim. Milletin ailesi kızlarının doğum günlerinde neler yaparken benim annem sadece pasta aldirmsiti bana.Babam doğum günümde tokat atmış ve hüngür hüngür aglamistim ben bu gece. Yine de bişey demiyordum.sonuçta biri anne biri babaydi.bu düşünceleri bir kenara bırakıp gözlerimi kapattım. Doğum günüm bitmişti artık.bir gün üniversiteye gittiğimi ve orda daha mutlu olduğumu hayal ederken uyuyakaldim.

Tükenmeye Doğru Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin