TD.Bölüm 8

26 2 0
                                    

Hayalleriniz varsa eğer  gerçekleştirmek için vaktiniz de vardır.
Unutmayın. Insan isteyince herşeyi yapar

Aradan bir ay geçmişti. Her sey okul düzeninde devam ediyordu. Hayatım resmen derslerime göre planliydi. Lise hayatım boyunca ilk defa bu kadar çok ders çalışıyordum.sanırım seneye gireceğim ygs sınavı beni baya etki altına almıştı. Bundan sonraki kurduğum hayaller hep mesleğim ve ilerde yaşamak istediğim şehir içeriyordu. Hayalim ünlü bir piskoterapist ve ünlü bir yazar olmaktı.Izmir  ya da Istanbul un en güzel sahil kasabasinda bir evim,müzik öğretmenliği yapan, romantik,esprili  birisiyle hayatımı paylaşmak istiyordum. Iki tane de çocuğumun olmasını isteyisimi soylemeyi de unutmayayim.oğlum olursa adını Muhammet Poyraz,kızım olursa Yağmur Beren koyacaktim.poyraz ve yağmur benim en sevdiğim havalardi. Kendimi en çok öyle havalarda iyi hisseder en güzel siirlerimi en güzel yazılarımı öyle havalarda yazardım.bu yüzden bu ısimleri ilerde çocuğum olursa onlara isim olarak koymayi çok istiyordum. Hatta son zamanlarda başımı ağlayarak yastığa koyduğum her anımda  "bir gün her şey güzel olacak.çocuklarım olacak.mutlu olucaz.onlara annemden istedigim ama goremedigim harika otesi annelik yapicam. inanıyorum bir gun hersey güzel olacak"diye teselli eder olmuştum. Hatta bazen hayallerimi kağıda yazıp arada bi okuduğum bile oluyordu. Hayatımın yetişkinlik ve yaşlılık döneminde rahat edebilmek için her gün daha fazla ugrasiyordum.yapamadığı m sorulara sinir oluyor hırs yapıp yapincaya kadar pes etmiyordum. Eğer gene yapamaszam hocaya soruyor o soruyu mutlaka cozuyordum. Eğer elimdeki bu fırsatı degerlendirmessem ilerde sadece kendi ailemle değil kocamin hizemetci gibi aldığı ailesi ile de birçok sorun yasardim. Okumadığı m için beni gozlerinde sıradan görürler ve de asla bana saygı duymazlardi.her gün bi kadın günü sürekli birileri için uğraşma falan en kötüsü de alışverişe çıkacağım zaman kocamdan para istemek için girdiğim haller(aslında ben hiç haale falan gireceğimi dusunmuyorum. Pat diye isterim) hiç bana göre değildi. Özgürlüğüme aşırı düşündüm ve kendi ailem yetmezmis gibi bir de başkasının azarlayici ailesi tam bir facia olurdu.kendi ailem bile bana acimiyorsa başkasının ailesi ne yapardı dusunemiyordum bile açıkçası. Eğer ilerde sağlam düzgün bir hayatım olsun bana saygı duyulsun kimsenin gözünde ışe yaramaz cahil görünmek istemiyorsam mutlaka okuyup bir mesleği elime almaliydim.arkadaş cevrem i bi kenara atmıştım.hepsi bi sorundu zaten.onlar la ugrasacagima iki soru çözerim kendime faydam dokunur diye düşünerek hiçbiri ile mesaj bile atsa konusmuyordum. Tabiki"degistin, önceden böyle degildin, snei tanımıyorum, unuttun bizi.."mesajlarının ardı arkası eksilmiyordu. Hiçbiri umrumda bile değildi o sıralarda. Ben önüme bakmaliydim.sağa sola saparsam bu yol çok zor biterdi.
                   ***
Günler geçtikçe daha çok yormaya  başlamıştı beni hayat.okuldaki kompozisyon yarışmaları mi dersiniz okuldaki katıldığım etkinlikler mi dersiniz çalıştığım dersler mi dersiniz sınıftaki anlasamadigim belirli kişiler mi dersiniz ne derseniz deyin artık. Yetişmekte zorlanıyor olmuştum. Hepsi ben ben diye öncelik istiyordu sanki. Bugün okul çıkışı tarih kursuna kalmıştım. Ders o kadar gıcık ima gidiyordu ki sırf sınavına gircem diye anlamaya çalışıyordum. Ders güzeldi ama neden bilmiyorum anlayamıyordum bu dersi.yüz kere de okusam zar zor kafama birkac şey giriyordu. Kursun yarısında hocadan izin alıp kurstan çıktım. Kapıyı kapatır kapatmaz yeni tanıştığım arkadAşım Emre aradı:
-efendim Emre
-naber emıne nerdesin
-iyiyim yeni kurstan çıktım dışarda sayılırım
-yunus emrenin oradayım bende.vaktin varsa gel biraz sohbet edelim
-fark etmez.yarım saat ligine gelebilirim belki.
-hadi gel bekliyorum
Telefonu kapattım ve yürümeye başladım.beş dakika sonra yunus emre parkına vardım.şöyle bi bakindiktan sonra emre yi uzaktaki bankta gördüm.yanına gidip selamlastiktan sonra karşısındaki banka oturdum.
-naber kız
-iyidir seni sormalı
-gördüğün gibiyim ışte. Ee ne yapıyorsun
-görmüyor musun oturuyorum
-sakin ol kız
-sakinim
-iyi misin sen?ne bu atar falan?
-iyiyim.biraz yoruldum okulda.kursa bakma
-yok önemli değil.neden yoruldun ki
-bilmem.yoruldum ışte. 9 saattir okuldayim.daha ne olsun
-haha.haklısın. bende öyleyim de senin enerjin kadar ölmedi enerjim.
-aman yaa.
-telefonunu versene bişey bakcam
-ne bakcan
-ya kızım ver ışte yemicez
-soyler misn yoksa vermem
-sana mesaj atanlarla nasıl konuşuyorsun ona bakcam
-neyine bakacaksin Allah aşkına! Ben çok samimi nasıl desem kezban gibi  abaza gibi mi konuşuyorum, bundan mi şüpheleniyor sun?hem neden bakacaksin?bakma abi!istemiyorum
Emre gayet rahat bir şekilde gülerek:
-belki öyle konuşuyorsundur?noldu bu kadar atar yaptığına göre kesin öyle konuşuyorsun
-benim internetim yok.bakamassin
-ayıp ettin benim internetim ne güne duruyor burda?
-inanmak zorunda değilsin. Vermiyorum telefonumu falan
--Emine beni sinir etme istersen arkadaşım ha?
Emre nin hiç  susacağı yoktu.en sonudna dayanamadım verdim telefonu.
-Al Emre al.al da gör abaza abaza kaç kişiyle konuştuğumu.mal!
Emre beni duymazdan gelerek telefonumu bankin ortasındaki masadan aldı ve kurcalamaya başladı. Bir yandan stres olmuştum ona bakarken. Telefonumda ugunsuz bir şey var mıydı acaba?en son annem kurcaladigi ve bir  daha kurcalarsa kötü bişey görmesin diye kötü olan ne var ne yok hepsini silmistim.içim rahat olabilirdi.birkaç dakika boyunca bankta sıkıl a sıkıla oturduktan sonra Emre yüksek sesle tabiri caizsse "oha"diye bağırdı. Bi  anda Emre ye baktım.Emre bi yandan şaşkın aptal şeklinde telefona bakıyor bi yandan ise bana bakıp gülüyordu.
-noldu abim neden maymun gibi davranıyorsun varsa problem söyle halledelim
-kızım bu mesajlar ne lan böyle?
-ne varmış mesajlarimda benim?
-şu yanitlara bak.yürek mi yedin sen de bunca lafı kolay kolay bir erkeğe diyebiliyorsun?kızım bunlar seni mahveder di aslında ama kizsin diye bişey dememişler fazla.zaten bişey dediği yerlerde sen ağızlarının payını vermissin. Bi dovmedigin kalmış çocukları? Kızım sen ne yapmışsın böyle yaaa
-herkes haddini bilecek.
-pes walla.neyse bundan sonra ona göre dikkat ederim.bana bişey yapmassin dimi
-düşünmem lazım
-bak sen
-neyse Emre.ben kalkıyorum. Eve geç kalınca ekstra azar yiyorum.
-nereye yaa ne güzel sohbet ediyorduk
-başka zamana artık. Hadi ben kaçtım hoşçakal
Emre nin kaşlarını catip bana bakmasını umursamadan direk eve yol aldım.ertesi günü Hazal ile psikoloji kursundan çıktıktan sonra biraz kültüre geçtik. Hazal sigara içmek için tanıdık bakıyordu. Birkaç arkadaş gurubunun olduğu yere yöneldik. Hazal çok erkek olduğu için aralarına girmediği erkek grubunun içinden bir arkadaşına seslendi. Arkadaşı yanımıza gelirken bi an kısa bi bakismamiz oldu.fakat uzarsa ne olacağı belli olmaz diye hemen kafamı cevirdim. Hazal la bir iki dakka havadan sudan konuşup sigarası olmadığını söyledikten sonra tekrar bana baktı. "Hayır mı "dercesine bakışına karşılık verdim.daha sonra Hazal a dönüp sordu:
-ben bu kızı nerden tanıyorum
-bilmem buralarda falan görmüşsündur belki.
Hemen atılıp bende cevap verdim
-bende çok takıldım bir zamanlar burda.ordan göz aşinası vardır
Çocuk,cumlemi söyleyip bitinceye kadar gözlerimin icine baktı. Bunu fark edince  sinirli bi sekilde kafami çevirdim ve Hazal  i kolundan çekip ileriye doğru yuruyelim sinyali verdim.Hazal,arkadaşına
-Biz buralaradayiz kanka.birazdan gene geliriz,deyip önüne baktı ve yürümeye başladı. Bi yandan da "kardesim benim,adamın dibi.çok seviyorum yaa "diyordu.
Aslına bakarsınız çocuk böyle nasıl anlatsam size baklavalı,baya bi kası olan surati  çok aşırı tatlı harika  bi çocuktu.daha önce ben de görmüştüm onu.sanırım ortamin birinde görmüştüm.adını falan bilmiyordum.öyle gözlerimin içine içine bakınca bi değişik oldum.
Ben bunları düşünürken Hazal sol tarafimizin biraz ilerisindeki kız topluluğuna bakıp gülerek:
-bak bak kızlara bak.nasıl bakıyorlar bizim yakisikliya gördün mu?hepsi onu kesiyor hepsi.adamın manken gibi vücudu var,bakmamalari mümkün mu demi kanka"
Gülümseyerek Hazal 'a baktım ve cevap verdim:
-ne yalan söyleyeyim sana çocuk gerçekten çok taş. Böyle harika bi çocuk  yaa ama böylelerinin kalbini de biliyoruz. O yüzden güven söz konusu olmayan biri ile aşk yaşamayı düşünmek oldukça salakça.sen de gördün biraz önce, çocuk nasıl baktı bana ama ben onun hakkında bunları düşünmeme rağmen çocuğa düşmanım gibi baktım. Ben böyleyim. Ne kadar yakışıklı olursa olsun bir çocuk bana baktiysa ona mutlaka ters ters bakarak karşılık veririm.Çek bacım çek.  böylelerine güven olmaz
Ikimiz de gulmeye basladik. Daha sonra ilerdeki bir kaldirma oturup Hazal ile sohbet etmeye basladik.sohbet de ne sohebtti bir bilseniz..o sohbet esnasında kendimi 45 yaşındaki kadın gibi hissettim.öyle olgun bir sohebtti ki anlatamam.Hazal o sırada teofnudnan duygusal fon müziği açmış öyle konuşuyordu.Biz kendimizi tam sohbete vermiştik ki uzaktan Hazal diye sesler geldi.Ikimiz de kafamızı sesin geldiği sağ tarafa baktık. Biraz önceki yakışıklı çocuk ve onun gibi yakışıklı olmayan iki arkadaşı yanımıza geliyordu. Hazal gülerek "efendim" diye bağırdı.birkaç saniye sonra hızlı adımlarla oturduğumuz yerin yanına geldiler.yakışıklı çocuk Hazal in karşısına geçti. Diğer ikisi ise Hazal in yanına dikildi.o sırada telefonumda kapatmam gereken bir uygulama vardı. Onunla uğraşıyordum.telefonum biraz arızalı olduğu için uzun sürüyordu uygulama kapatmak falan.yakışıklı çocuk la Hazal sigara muhabettini ederken ister istemez bi an kafamı kaldırdım ve çocukla göz göze geldim.nasıl yaa?bana mi bakıyordu bu şimdi? Kafamı kaldırınca o bana bakıyordu?belki de tam onun bana baktığı sırada bende kafamı kaldırıp ona bakmistim?ayrıca makyajsız üstü başı dağınık bir kıza neden sürekli baksın ki?ben sacmaliyordum.fakat o an bi Hazal a bi bana baktığını fark ettim.çünkü ben kafamı çevirmeden bi Hazal a bakıp söylediklerine onay verici şekilde kafasini sallıyor bi yandan ise bana doğru kafasını çevirdiği anda bakışı direk gözlerime dek geliyordu. Hemen ciddi olup sinirli  bir bakış attım.daha sonra ise hemen kafamı telefona gomdum.telefonda işim bitince  kafamı kaldırıp Hazal ve yakışıklı çocuğu dinlemeye başladım. Içimden  "şükür ki bu sefer ki kafamı kaldirismda onunla göz göze gelmedim"der demez çocuk bana bakıp birkaç saniye boyunca hiç gözlerini ayırmadan gözlerime baktı.gerizekali mıdır nedir dercesine kafamı sağa sola salladim.daha sonra arkadaşlarının biri:
-olum kız kavgası var
Yakışıklı çocuk :
-hani nerde
Arkadaşı:
-bak kız meslek lisesinin önünde
Hazal ın huyunu bildiğim için kavga lafını duyar duymaz Hazal in kolunu tutup:
-Hazal sakın. Sakın yerimden kalkayim deme.
Hazal birkaç metre ilerimizdkei kız meslek lisenin önündeki kalabalığa bakıyor ve dişini sıkıyordu.Yakışıklı çocuğumuz ise o baklavalriyla kavgaya gidip birşeyler yapmayı çok istediği her haalinden belli oluyordu ama sanırım onu da yüreğinden tutuyordum olsa gerek bi kavgaya bakıp sağ ayağını oynatıp duruyor bir yandan ise bana bakıp ofluyordu. En sonudna beyaz atlı prensimiz dayanamdi arkadaşlarını da alıp oraya gitti.
Ben de kendi kendime söylenmeye başladım:
-nedir bu arkadaş her gün kavga her gün kavga? Daha geçen gün ayirmadik mi biz burdaki kızları? Gene hangi salaklar bunlar neden kavga ediyorlar?kız meslek lisesi değil kız dövüş merkezi mübarek.
Hazal:
-kanka kalk kalk ben dayanamıyorum.
Hazal kalkmış gidiyordu.Hemen arkasından koşup:
-Hazal nereye gidiyorsun yaa?hele bi gir o kavgaya bir daha konuşmam seninle.duydun mu beni?
Hazal durup yanına gelmemi bekledi.yanına gittikten sonra bana bakıp:
-kanka bişey yapmayacağım. Sadece izleyeceğim. Dayanamam ben.
-sadece izleyecksin?
-evet
- inşallah öyle olur
Hazal elimden tutup ikimiz beraber  kavganın birkaç adım  gerisine gidip durduk.Az önümüzde kavgayı izleyen öğrenci topluluğunun icinden iki arkadaşı yanında olarak yakışıklı çocuk yanımıza geldi.Ben gelenin onların olup olmadığını gördüğüm anda Hazal kavganın biraz daha yakınına gitmiş her an girip rastgele birini dovecek pozisyondaydi.en ufak hamlesinde onun yanına koşup geri çekecekti m.bu arada stresten sağa sola bakmaya başladım.sol tarafıma kafamı çevirir cevirmez yakışıklı çocuğu dibimde gördüm.ödüm kopmuştu. Bunu fark edince hemen gülümsedi. Çok güzel gülüyordu ama tabiki hiç ödün vermeden sağa doğru çekildim.arkadaşları biraz önümüzdeydi.birkaç saniye sonra arkadaşları yanına çağırmaya başladı. Bi onalrin yanına gidiyrodu bi benim yanıma gelip bana bakıyordu. Ben Hazal in en ufak hamlesini bekliyordum. Dikkatimi Hazal a vermiştim. O sırada yakışıklı çocuk benim sinirli  olup olmadigimi sordu yada kendi sinirli olup olmadığını söyledi.birkaç tane  içinde  "sinir" kelimesi  geçen sorular duydum ama o an Hazal a odaklandığı m için her sorduğu soruya Hazal a bakarak evet diye kafamı salladim.en sonudna ne sorduysa da evet dediysem gülerek karşıma gecti. Önumu kapatınca suratına bakıp "noluyor yaa çekil şurdan"dedim ve elimle çocuğa dokunmadan iktirir gibi yaptım. Hemen Hazal in yanına gitmeye başladım. Bu sırada arkamdan gülme ve konuşma sesleri geliyordu. Hiçbirini umursamadan Hazal in yanına gittim. Gider gitmez Hazal kavga ya girecekti ki kolunu asilmamla gidemedi.daha sonra bırakmam için bana bağırmaya başladı.Onun kolunu bırakmazken ilerde ağlayan bir kız gördüm.sanırım kavganın masum kahramanıydı. Hemen Hazal in kolunu bırakıp kızın yanina gittim.kız çok kötü şekilde ağlıyordu. Gözyaşlarını silip ellerini tuttum.kızı sakinleştirmek için birkaç taktik verdim.birkaç dakika sonra Hazal geldi.kızın ağlayan kardeşini alıp o da onu sakinlestirdi. Daha sonra o ortamdan uzaklaşmak için Hazal ile eski oturduğumuz kaldirimin biraz ilerisindeki çimlere gidip oturduk.kiza sarılıp yalnız olmadığını onun yanında olduğumu bunların geçeceğini ve daha birçok şeyi söyledim.bu arada yakışıklı çocuk kızı teselli ederken görünce arkadaşlarıyla birlikte o ortamdan uzaklasmislardi.kıza ve kardeşine  cantamdan meyveli rocco çıkarıp etki eder belki diye ikram ettim.Hazal kız biraz sakinlestikten  sonra kıza konunun ney olduğunu sordu.hiç tanımadığı kürt bir erkeğin kıza yatma teklifi kabul etmesi fakat kızın kabul etmememsi sonucunda erkeğin psikopat kızlara kiza istediğini yaptrincaya kadar dovdurtmesi sonucuydu.kıza güçlü olup durumu ailesine anlatması konsunda baya öğüt verdik Hazal'la. ben kızlarla konuşurken Hazal ise o okuldan arkadaslarini arayıp kızları korumasını söyledi.daha sonra bi zamanlar beni çok seven ve zor vazgecen Hazal in arkadaşı geldi.hazal hemen durumu ona da anlattı ve yardım istedi.o gerçekten Manavgat in en kavgacı fakat temiz kalpli çocuklarından biriydi.o anda annem aradı ve eve gelmem için baya bağırdı. Gene ne olmuştu bu kadına da böyle bağıriyordu bu kadın yaa?kizlarla vedalsip ordan ayrildim.kulturden çıkmak için yürürken belki bi kez daha o çocuğu görürüm diye etrafima göz gezdirdim.etrafta kimse yoktu."nasıl olsa akşama ismimi ogrenip mesaj atar o"diye kendimi geçiştirip eve dogru yürümeye devam ettim.elim ayağım titriyordu.neden olduğunu sorgularken aklima kızın elleri geldi.titremekten de bayilacak gibiydi. Sanki onunla birlikte bende aglamistim. Akşam olduktan sonra hemen telefondan sosyal hesaplara girip yakışıklı çocuğun mesaj atamadığını kontrol ettim.yoktu.ne mesajı ne isteği. Hiçbiri yoktu.şu ana kadar atmış olmalıydı oysa ki.biraz evdeki işlerimi halledip saate baktim. Saat on ikiyi geçmişti. Koşa koşa bu saate mutlaka mesaj atmıştır umuduyla telefonumu alıp sosyal hesaplarima giridm.haala yoktu.neden atmamisti bu çocuk mesaj? Adımı bilmiyor desem Hazal dan kolaylıkla öğrenebilirdi.niye atmamisti peki mesaj yada arkadaşlık isteği falan?bi an kendi kendime noluyor banane yaa dedim.bana neydi ondan?napym yakisikliysa? Allah sahibi ne bağışlasın.gözlerinin içine bakıp durdu ve sürekli yanina geldi diye sana mi aşık olacaktı? O kız arasında kaç kişiyi tavlamisti Allah bilir.tamam onca kız arasinda hiç birine kafasını bile çevirmeyi p gözlerini bana kilitlemisti.evet bu çok hoştu.ama sen gittikten sorna onlara bakmdi mi sanıyorsun? Ya bakmadiysa? Acaba bakti mi?Of!!! Iç sesim susmak bilmiyordu.en iyisi yatıp uyumakti.nasil olsa yakışıklı çocuğumuzun  mesaj atacağı yoktu.

Tükenmeye Doğru Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin