TD.Bölüm 13

7 1 0
                                    

Hediye Poşeti

Öbür hafta benim için hiç iyi bir hafta olmamıştı. Kuzey in haala beni sevdiğini düşünerek onla barışmak için babamdan kitap parası diye para alıp Kuzey e e hediyeler aldım çarşamba günü. Atkı bere bileklik ve onun sahilde bana verdiği taşın bir tanesi vardı bir de içimden gelenlerin yazılı olduğu mektup. O kadar özenerek hazırlamıştım ki hediyeleri ve hediye paketini tek korkum Kuzey in ona vereceğim hediyeleri almamasiydi.perşembe günü çalışma masamın altına sakladığı m hediye poşetini de alıp evden çıktım. Hava aşırı soğuktu. Dona dona yürüdüm okul yolunda. Hazal  a hediye olayını ve ayrılık olayını anlatınca şok oldu:
-Ne?! Kuzey mi dedi bunları sana?şaka yapıyor falan olmasın bu? Kızım seni deli gibi seven çocuk nasıl bitirisn.son zamanlarda çok tartisiyordunuz belki ondan sıkılmistir.bugün hediye ile birlikte geç karşısına konuşun barışın. Iyi dusunmussun hediye işini.romantik kız seni.
-tabiki de.benim aşkım o.herşeyi düşünürüm onun için.
-bunu kıskandırmak için diyorsun sanki ama yok canım.Ben istemiyroum kimseyi.siz sevin birbirinizi. Beni karıştırmayın su aşk işlerine.
-şu caprazimizdaki sınıftaki çocuk sana uygun bence.var ya şu kumral olan?12.sınıf. Hem o da sınıfın en caliskaniymis sen de.iyi ders konuşur durursunuz artık. Sınıfın yarısı arkadaşım olur.Ne dersin ayarlayayim mi?
-Kim o yaa?
-Aziz miydi neydi adı.hani şu senin her görüşünde bana belli etmeden kesip durduğun çocuk?
-sana belli etmeden mi?bir kere ben o çocuğu kesmiyorum sen uyduruyorsun.banane ondan hem.
-işim gücüm yok uydurmalarla ugracsam öyle mi?inkar etme. Ben görüyorum her şeyi sen açıklama falan yapma.hoş çocuk. Güzel kizssin.akışına bırakalım.hayırlısı ise olur
-kanka?
-efendim?
-seyyyyy...
-ne?
-kimseye deme ama tamam mi?
-neyi?
-birinden hoşlandığım i falan.of.hoşlanmış ne yaa.Ben hiç böyle düşünmemiştim. Sadece hoşuma gidiyordu.ilgimi çekiyordu. Aman neyse.kimseye söyleme tamam mi?
-sen ben Allah bilecek sadece.merak etme kuzum.
-cansin
-yo ben can falan değilim
-anlamadım?
-ben Emıne yım.
-dışarıdaki soğuğu sınıfa getirdin Emıne çık git şuradan.
-kızma be şaka yaptım
-sakalarin yüzünden senle arama mesafe koycam bir gün az kaldı.deli kız yaa
Ikimiz de gülmeye başladık. Hazal soğuk espirierden nefret ederdi. Ona gıcıkligina sürekli soğuk espiri yapar o kızınca ise dakikalarca gülerdim.Hazal kızınca cadı gibi oluyordu.ben ne kadar o kızınca gülsem de hiç gulunecrk bir kızışı yoktu ama.sınıfın çoğu ona asla ters bişey diyemez ondan cekinirkerdi.
Okul çıkışı heyecanlı şekilde Hazal ile kültüre gittik.az ilerde Kuzey in en yakın arkadaşı aynı zamanda Kuzey sayesinde benim de yakın arkadasim olan Şükrü yu görüp yanına gittik. Hemen Kuzey i sordum:
-Kuzey nerde Boksör?
Şükrü de Kuzey gibi çok kaslı ve boksör lük eğitimi alan bir cocuktu.Arkadaşlar arasında ona hepimiz Boksör derdik. Kuzey gibi o da kültürün en yakışıklı çocuklarından biriydi.
-Sana da selam yazar hanım
-kanka biraz gerginim şu an.kusra bakma selamı falan unuttum.
-önemli değil.Kuzey aşkın bir yere gitti işi varmış.
-işi bitince nereye gidecek?
-bilmem ki
-o zaman ara da öğren.
-ugrastirma beni. Hem şimdi işi varmış diyorum meşgul etmeyelim boşver
-Ara dedim!
-illa arattiracan yani.dur bekle.
Bu sırada ben de kültür çevresine Kuzey var mıdır diye bakıyordum. Hazal sıkılmış şekilde oflayip duruyordu. Derken Şükrü geldi:
-aradım
- nerdeymis nere gidecekmiş kimle gidecekmiş ne yapacakmış kim varmış yanında?
Hazal:
-kanka tamam gerginsin ama bu kadar da yapma.sakin ol bi. Taramali tüfek gibi soru soruyon -of kalbim çok hızlı atıyor.ya iyi şeyler olmazsa?
Hazal:
-sakin olmazsan kötü şeyler olacak olsa bile daha kötüsü olur
Şükrü:
-Hazal haklı. Isı bitmiş. Buraya gelmesini söyledim. Şimdi geliyor
-oh tamam.
-gelin şu gunesteki  banka gidip oturalım.dondum ben burda
Sabahki hava hiç değişmemiş usumemek mümkün değildi. Oturduktan sonra Hazal ve Şükrü birşeyler konuşmaya başladı. Kuzey i düşünmeye öyle vermiştim ki kendimi onların sesini dahi duymuyordum.sahile gideceğimiz günkü geçirdiğimiz vakit geldi gözümün önüne. Burak ı beklerken öyle güzel vakitler geçirmiştik ki herkesin kıskandığıı çift olmuştuk kültürde.ne güzel gündü,diye geçirdim içimden. O bana ilk günkü gibi aşık ben ona ilk askimmis gibi sadık.O günü bir kez daha yaşamak için iyi geçen birçok günümü feda edebilirdim.dalan gözlerimi Şükrü nun "Bak Kuzey geldi"demesiyle heyecanla sağa sola baktım:
-Hani nerde?!Nerde?!
Kuzey önümden bana doğru geliyordu.yanında iki arkadaşı vardı.Benim ona baktığımı görünce durdu ve gülen yüzünü  sinirli  bir surat ifadesi aldı.niye böyle olmuştu?ben ne yapmıştım da böyle olmuştu? Hemen kendimi toparlayıp yanına gittim:
-Kuzey konuşabilir miyiz?
Kuzey sinirli emojiden kurtulup bu sefer de çok ciddi biri olmuştu:
-hayır
-neden ama?
-konuşmamamız gerek
Beni seviyordu.sanırım ayrılık kararından vazgecer beni sevmeye kaldığı yerden devam eder ve bizim tartismalarimiz moralini bozar bundan korkuyordu. Ama pes etmeyecektim. Ona bu hediyeyi vermeden soğuk falan demeyecek burdan gitmeyecektim:
-Kuzey lütfen
-Emıne istemiyroum.
-Bak ben senin için geldim bugün buraya.yoksa cokta meraklı değilim bu soğukta beklemeye.ben bu soğukta seninle konuşmak için buraya geldiysem sen de benimle konuşmak zorundasın.
Kuzey sustu.hiç gözlerime bakmıyor arada bir göz göze geliyor ve onda da sanki eskisi gibi sevmeyen gözleri varmış gibi düşünmeme sebep oluyordu.ama hayır. O beni seviyordu. Onun için uğraşacaktım.biraz bekledikten sonra Kuzey bana döndü:
-tamam
En çok vakit geçirdiğimiz yer olan ağaç dibine doğru yürümeye başladık.ağaç dibine geldikten sonra gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.kelimeler dilime diziliyor ama ağzımdan tek bir cümle cikamiyordu. Kesin saçmlayayacktim.Kuzey in gözlerini bana dikip dikkatli şekilde bakmasiyla artık bir şeyler demek zorunda olduğumu anladım:
-Kuzey hatalarım olduğunu ve benden bıktığını söyleyip ilişkimizi bitirdin. Günlerdir düşünüyorum hatam ne diye.birkaç tartışma dışında seninle tartışmamız dahi olmadı.Ne hatam olabilir ki.ama fark etmeden bir hatam olduysa özür dilerim. Bu hediyeleri sana aldım.umarım beğenirsin.
Kuzey önce bana sonra elimde tuttuğum poşete baktı.düşündü düşündü ve"Hayır"dedi:
-ya Kuzey neden böyle yapıyorsun yaa?ben sana ne yaptım da bu kadar uzatiyorsun?!hani çok seviyordun sen ne oldu?
Kuzey kendini zorlaya zorlaya elimdeki hediye posetini aldı.alır almaz yanımdan arkadaşlarının yanına gitti.işinin olduğunu daha sorna arkadaşından alacağını söyleyip hediye posetini arkadaşına verip ordan hizli hızlı gitti.Hazal yanıma gelip Kuzey e kötü kötü bakarak:
-kendi hediyesini bile başkasına verdi.bari senin yanında yapmasın şunu.
-kanka işi varmış.eline ayağına dolanmasin diye arkadaşına vermiştir.hem bak aldı hediyeyi.bu da bişey.
-Ne yapmaya çalışıyor bu çocuk yaa?var bsieyelr ama hadi hayırlısı.
-yok kanka.bişey yok.kafası karışık bence sadece.onun dışında ne olabilir ki?
-biraz fazla karışık ama?!
-akışına bırakalım kanka.o haala beni seviyor ben biliyorum. Hemen vazgeçemez çünkü uğraşların i sen biliyorsun.
-umarım öyle olur. Hadi bizimkilerin yanına gidelim.
Hazal ile ordaki arkadaslarin yanına gittik. Ayakta sohbet etmeye başladılar. Ben hepsinin söylediğini duyuyor ama söylediklerinden hiçbir şey anlamıyordum.kimseye bişey demeden ilk oturduğumuz banka gittim.Mehmet Erdem"olur o zaman"şarkısını açıp bir noktaya daldım gene.Kuzey i düşünüyordum.çok seviyordum onu.Ben çaba sarf ettikçe o kaçıyordu sanki benden.birden gözlerimin dolduğunu fark ettim.kimse görmesin diye gökyüzüne bakıp gözlerimi sıktım ve ağlamamak için kendimi zor tuttum.canım yanıyordu.Kuzey beni sevmiyor muydu yoksa?belki de ben seviyor diye kendimi avutuyordum.sevmiyordu beni belki de o da aynıydı tüm gidenler gibi. Ama o kaDar animiz vardı.silemezdi beni.soğuktan titrediğimi fark edip arkadaslarin yanına tekrar gittim.hepsi üzülerek bana bakıyor kimse bişey demiyordu.sanırım kötü gördüğüm e üzüldükleri için öyle bakıyorlardı bana.onların yanında dururken yanımıza Kuzey in en yakın kız arkadaslarindan biri Irem geldi.bu Irem başka bir Irem di.Kuzey en çok bu arkadaşına güvenirdi. Herkesle selamlasip konuşmaya başladı:
-bizim Kuzey nerde?
Furkan:
-az önce buradaydı.
-nereye gitti?
-bilmem.hızlı hızlı gidiyordu.
-ha sevgilisinin yanına gitmiştir.
Hemen atıldım:
-hangi Kuzey den bahsediyoruz?
Irem:
-Kuzey Erbolat'tan.
-pardon?ben anlamadım şimdi. Beni denemek için yapıyorsunuz değil mi?sevgilisi yok çünkü onun.tamam bendim sevgilisi.ama biz ayrildik ve biriyle çıkmıyor Kuzey.
Irem gülerek:
-ya ne yoku yaa?benim en yakın kız arkadaşımla çıkıyor Kuzey.
Ben yanimzidaki direğe tutunup bayılmamak için çabalamaya başladım. Ne yani?Kuzey  biriyle mi çıkıyordu?hayır bu olamazdı. Kuzey biriyle çıkamazdı.O bunu yapamazdı.
Irem:
-aa sen bunu bilmiyor muydun?ya ağzımdan kaçtı kursa bakma.
Irem gülerek demişti bunu.ama bu gıcık bir gülustu.herkes bana bakıyordu. Kendimi tutamayıp ağlayarak koşmaya başladım.Hazal in kıza bagirmalarini duyabiliyrodim yine de:
-begendin mi yaptığını?!bu şekilde mi söylenir bu?!ne senin amacın yaa?!Emıne beni bekle.şurada seni en çok düşünen benim.kaçma benden de!birden durup yan tarafimdaki banka oturup devam ettim ağlamama. Hazal koşarak benim yanıma gelip oturdu:
-Kuzum sakin ol bi. Kuzey in o kızla gerçekten çıkıp çıkmadığında n,çıkıyor olsa bile sevip sevemdiginden emin değiliz.bunları öğrenmeden umudunu kesme.ağlama.
Hazal sarılarak sürdürdüm bu kez ağlamamı.böyle zamanlarda insanın yanında bir dostunun olmasi gerçekten çok iyi geliyordu. Hazal önce aglamamain yavaşlamasını bekledi. Biraz olsun hickiriklarimi durdurduktan sonra konuşmaya başladı:
-ayakta dur.sakın  pes etme.yaşayacak  daha çok şey var. Pes etmek yakışmaz  .hele  sana asla.o kızın snei üzgün görmesine izin verme.
Bu sırada o kız da olmak üzere arkadaslarin hepsi önüme gelmiş bana bakıyordu.o kızı görünce Hazal in dediğini yapıp ağlamayı kestim.o kız yani Irem öbür yanıma oturup üzülerek bana baktı:
-seni sevseydi başka biriyle çıkmazdı üzülme
Sevse-idi.çok acitmisti bu cümle canımı. Sevmiyordu. Sevseydi yapmazdı bunu.ben onu haala beni seviyor sanıp bir şeyler çabalarken o beni oyalamıştı.artık gözlerim agriyrodu yaşları tutmaktan.Irem:
-ya bakın nasıl oldu biliyor musunuz?ben onun son zamanlarda arkadaşımı sevdiğini biliyordum zaten.fark etmemek mümkün değildi. Geçen gün uykusuna düşkün olan Kuzey kızı görmek için sabahın köründe kalkıp kızı görmek için okulun önünde bekledi ...
-yeter,ben duymak istemiyroum bunları!
Diye kalkıp çimenlere doğru yürümeye başladım. Ağlıyordum.yanımda biri yoktu nasıl olsa.arkama baktığımda Hazal  in Irem le konuştuğunu gördüm. Hazal olayı çözmeye çalışıyordu. Benim için bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Benim iyi olmam için bir şeyler yapmaya çalışıyordu. O benim şu zamandaki Fatma dan sonra ki tek dostumdu. Önüme bakıp ağlamayı kestim.ellerim cebimde çevreyi izlemeye başladım. Çok usuyrodum. Kuzey in çıkmadan önce ellerimin usumemesi için kafasındaki bereyi verisini hatırladım. Şimdi başkasına veriyordu o bereyi.Bir kez daha acıdı canım.Hazal in beni cagirmasiyla tekrar yanına gittim:
-kuzum al şimdi o verdiğin hediye poşetini Mert'ten.işin olmaz artık o çocukla.
Irem:
-Ne hediyesi.
Hazal:
-Emine nin Kuzey e aldığı bir hediye vardı.Kuzey in haala onu sevdiğini düşünüp aralarının düzeleceğini umaraktan almıştı o hediyeyi. Ama artık gereği kalmadı.
Irem şaşkın şaşkın bakıyordu bize.kesin söyleyecekti arkadaşına.umrumda değildi.kimseden korkmuyordum.daha sonra Irem in yanına bir kız geldi ve beraber ordan uzaklaştılar.Mert,Kuzey in verdiği hediyeyi bana uzattı.istemeden aldım poşeti.yazık olmuştu verilen paraya da yaşadığımız anılara da.Hazal:
-Mert ver şu telefonu Kuzey i arayacağım.
Mert:
-Olmaz.o benim abim.kuzen kuzen demez keser beni neden verdin de konusturttun diye.
Hazal:
-Mert ver dedim yoksa Kuzey den önce ben keseceğim seni!
Mert:
-of alın yaa.ama fazla kötü konuşmayın. Bana patlayacak biliyorum bari az patlasın.
Mert telefonu Hazal a uzattı.Hazal sinirle hizlica numaraları çevirip Kuzey i aradı:
Hoparlörle almasını söyleyip telefonu açmasını bekledik.birkaç çalmadan sonra açtı:
-efendim?
-Kuzey ben Hazal.şimdi sana birkaç şey sorcam ve doğruyu söyleyeceksin tamam mi?
-buyur
-biriyle çıkıyor musn?
- ---
-Kuzey cevap ver!
-Evet.
-tamam.peki seviyor musn o kızı onu söyle.eğer seviyorsan Emıne tamamen hayatından çıkacak.
- ---
-Kuzey cevap ver dedim.
- ---
-Emine yi seviyor musun?evet ya da hayır de.eğer hayır dersen bir daha Emine nin yüzünü dahi göremeyeceksin.seni asla rahatsız etmeyecek.
- ----
-Kuzey cevap ver!
- dııııt dıııt dıııt
-lanet olsun kapattı telefonu. Sevmiyor abi o kızı. Baksana Emine yi uzak tutcam seni rahatsız etmeyecek bir daha diyorum yanıt vermiyor. Eğer o kızı sevse ilk soruşumda evet derdi.Sevmiyor.peki ne yapmaya çalışıyor,neden böyle yapıyor,amacı ne of kafayı yiyeceğim yaa!
Hazal bana sarılıp:
-sakin ol kuzum.sakın üzülme. Her şey güzel olacak.
-tamam
-ben biraz yalnız kalayım.çok sinirliyim. Elindeki telefonla ilerdeki banka gidip oturdu Hazal.kendi derdim yüzünden onu da sinir etmiştim.oflaya oflaya oturup elimdeki poşete acı acı baktım.kendi kendime:
-Yazıklar olsun Kuzey sana.Gerçekten yazıklar olsun..

Tükenmeye Doğru Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin