fena derecede smut içerir,
rahatsız olacaklar okumasın.jungkook sözünü bitirdikten sonra onun tanrı tarafından gönderilmiş bir melek olma ihtimalini düşünmeye başlamıştım. hatta belki de hastalığımın ilacı olacaktı. gerçi bu bir hastalık değildi, bu bir ölüm çeşidiydi.
jungkooka doğru yavaşça eğildiğimde, bir anda omzumda olan kafasını çevirdi ve göz göze geldik. dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdığında kalbimin atışını kontrol etmek için elimi az önce jungkook'un kafasının bulunduğu kalbime götürdüm. jungkook bunu fark etmiş olmalıydı ki hafif bir gülümsemeyle nefesini boynuma bıraktı.
"peki şimdi jungkook, doğru zaman mı?"
jungkook kafasıyla şirin ve heyecanlı bir tavırla onayladığında kumsalda onun üstüne doğru çöküp dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdum ve ensesinden tutarak öpüşmemizin daha tutkulu olmasını sağladım. jungkook öpüşme yoğunluğundan nefes nefese kaldığında üstünden çekilerek yanına uzandım.
"dudakların gerçekten güzelmiş jungkook."
elimle oteli gösterip yüzüne soru sorarcasına baktığımda neşeli bir şekilde kafasını salladı.
odaya çıktığımızda jungkook'u kapıya yaslayıp organımla onu duvara sıkıştırdığımda jungkook uzun zamandır içinde beklettiği nefesini dışarı vermişti. ellerini omzuma koyduğunda gözlerini kapatıp dudaklarıma yapıştı. ellerimi tişörtüne götürdüğümde aceleci bir tavırla oda benim tişörtümü çıkarmıştı. belinden sıkıca kavrayıp yatağa bırakmıştım. ikimizde pantolonlarımızı çıkartıp odanın bir köşesine attığımızda jungkook boynumdan tutarak beni kendi üstüne bastırmıştı. boynundan aşağı doğru ilerlediğimde göğüslerinden kalbinin atışını duyabiliyordum. organına indiğimde yavaş yavaş dudaklarımı sürttüm. jungkook inlemeye başlıyordu. dudağımı deliğine getirdiğimde daha yüksek sesle inlemeye başlamıştı. bir süre böyle devam ettikten sonra ayağa kalkıp jungkook'un minik deliğine organımı sokmuş olmanın zevkiyle jungkook'un iki yanına ellerimi koyarak içinde hareket etmeye başladım. jungkook tüm otelin bizi duyacağı şekilde inlediğinde içindeyken dudaklarına çöküp hareketlerimi hızlandırdım. yorgana tutunmaya çalışırken gerilen kollarındaki kasları gördüğümde iyice tahrik oluyordum. son kez içine girdiğimde sıvımı içinde bırakmıştım ve yanına uzanmıştım.
"bu,
çok güzeldi jungkook"jungkook nefes nefese kaldığından konuşamıyordu tepki vermeden göğüsüme yatıp yorgunluğuyla uyudu.
___________________
konu smut olunca ben,
ben değilim.
300 kelime...
kendimden utandım
ama
olsundu
jikooktu,
yine olsa yine yazarımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
last kiss > jikook ✅
Фанфикfakat sen Jimin, "ben yokkende aşk vardı" diyorsun. gece yokken yıldızlar varmış gibi, yağmur olmadan gökkuşağı çıkıyormuş gibi...