jungkook gittikten sonra o akşam yatak yaralarım oluşmasın diye her akşam yaptığım gibi hastanede dolanmaya başlamıştım. dalgınlığımdan dolayı karşıdan gelen harukoyu görmemiştm bile.
"merhaba jimin, nasılsın?"
"gördüğün gibi. senin burda ne işin var?"
"sadece tanışmamızın kötü olduğunu düşünüp gelmek ve seninle konuşmak istedim fakat odaya girmeme izin vermediler bende dışarda bekledim."
"bence tanışmamız kötü olmamıştı."
"yine de sana açıklamak istediğim bazı şeyler var"
"peki gel şurdaki bekleme odasına oturalım zaten genelde kimse ölü bedenleri beklemeye gelmez"
aramızdaki soğukluğu dışarıdan bir insan bile fark edebilirdi. bekleme koltuklarına binbir türlü iğnenin bağlı olduğu kimyasalların ağırlığı ve bir yandan onların takılı oldukları metal tekerlekli askıya dayanarak zorlanarak oturduğumda haruko bana gülümsemişti.
"şimdi başlayabilirsin"
otururken ki yorgunluğumla bunun kısık sesle ağzımdan döküldüğünü farketmek beni yaralamıştı.
"bak jimin öncelikle jungkook benim çok eski bir arkadaşımdı, eğer onunla eskidende görüşüyorsanız japonyaya çoğu zaman benim için geldiğini biliyorsundur. son geldiğinde çok mutsuzdu. gerçekten baygın gözleriyle bana bakması çok canımı yaktı. japonyaya geldiği ilk bir hafta sürekli içti ve senin ismini sayıkladı. seni sayıkladığı her cümlesinin sonu şöyle bitti, "bana 'kal' demedi!". jungkooku ilk defa böyle üzgün gördüğümü sana tüm kalbimle söyleyebilirim. bu sayıklamaları genellikle evimdeki birkaç şeyi kırmakla bitiyordu. kaç kere sinir krizi geçirdiğini sayamadım bile. keşke hiç gelmeseydi dedim eğer onun için iyi olacaksa hep senin yanında kalmasını isterdim. sonra gerçekten onun tüm yaralarını sarmaya başladım, ruhundaki yaraları. o bana aşık değil fakat beni seviyor ve biz sevgiliyiz. hala sana aşık olduğunu biliyorum. ama ben ona bunun imkansızlığından bahsettim yaklaşık 2 ay kadar ona anlatmaya çalıştım. biliyorsun jimin yani siz olamazsınız. sen buralardan gidince jungkook tahmin edemeyeceğin uçurumlara sürüklenebilirdi ben olmasaydım.fakat şuan az da olsa acısını azaltmış olacağım. lütfen ona kızma üzülmesini istemiyorum senden sonra da hayatına devam edebilmeli. seninde dediğin gibi kim ölü birini bekler ki?"
cümleler bittiğinde ayaklarımın ve askıdaki elimin deli gibi titrediğini hissedebiliyordum. sadece onun yüzüne bakıyordum donuk bir ifadeyle tabi buna bakmak denirse...gözlerim doluyordu fakat aşağı damlamıyorlardı. öylece duruyorlardı, bedenim gibi, ruhum gibi...
_________________
kendime sövdüm bu bölüm nedan böyle bişey yaptım diye bu arada son bölümlerde ilginin arttığını farkettiğimden dolayı her gün yb atmaya çalışıyorum sizi seviyorum (biliyorum bu bölümden sonra benden nefret ettiniz ama napayım)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
last kiss > jikook ✅
Fanfictionfakat sen Jimin, "ben yokkende aşk vardı" diyorsun. gece yokken yıldızlar varmış gibi, yağmur olmadan gökkuşağı çıkıyormuş gibi...