MUTLULUK

5.5K 200 13
                                    

Hani bazen küçük bir çocuğa istediği oyuncağı alırsınız ve onun çok mutlu olmasını sağlarsınız ya.
İşte bende şuan o çocuklar gibiyim.

Yiğit hoca beni yanına çağırdığında ilk başta ne diyeceğinden korksam da, sonradan çok mutlu olacağım şeyler olmuştu.

O, resmen beni kıskanmıştı. Yanlış anlamadığıma eminim.

Konuşmamız bittikten sonra bişey söylemesine  izin vermeden odadan çıkmıştım. Çünkü ilk defa gördüğüm ve duyduğum kahkahasından sonra kendimden geçmiştim.
Gülüşü zaten beni benden alırken, kısacık kahkahası bütün bedenimi eritmişti sanki.

Öğretmenler odasında çıktıktan sonra hemen sınıfa gitmiştim. Ece'ye okul çıkışında konuşacağımızı söyleyip düşüncelere dalmıştım.

Ve birşeyi çok iyi anlamıştım.

Ben ona aşıktım..

O beni sevsin yada sevmesin ben onu hep sevecektim..

Derin düşüncelerimi bölen zilin sesiyle toparlandım.
Ece hiç vakit kaybetmeden bana sorularını sormya başlamıştı.

-Aylin, ne oldu? Niye çağırmış seni, ne dedi?

Baştan sona olan biten herşeyi Ece ye anlatmıştım.
Yaşarken bu kadar çok olduğunu farketmemiştim. Ama baya uzun konuşmuştum.

Ece önce dondu kaldı. Sonra da gözlerini kısarak bana baktı

-Ee bu seni önemli buluyorsaa... kesin seni seviyoor!

Diye bir anda bağırdı. Ben sınıfın içinde kimse kaldı mı kontrol ederken, bi yandan da Ece ye kızmakla uğraşıyordum.

-Ece ne bağırıyorsun yaa birisi duyacak!

Yaramazlık yapan küçük çocuklar gibi yüzüme baktı

-Ya napim bi anda heyecanlandım

Dedi. Bu haline gülümsedim sonra aklıma gelen şeyle yüzümdeki gülümseme silindi.

-Bak bende heyecanlıyım. Ama aynı zamanda da korkuyorum.

Dedim. Ece gözlerini kocaman açtı

-Neyden korkuyorsun ki?

Diye sordu.

-Ya beni sevmiyorsa, ya kendi kendime hayal kuruyorsam..

Ece bir elini omzuma koydu.

-Canım bak bu Yiğit hocanın yaptıklarını ancak seven birisi yapar. Kağan'a nasıl baktığını unuttun mu? Sonra senin anlattıkların, yani bunlar seni sevdiğini gösteriyor.

Düşündüm, haklı olabilirdi. Hem Ece benim kardeşim gibiydi.
Asla benim üzülmemi istemezdi. Eğer benim için bi şeyin yanlış olduğunu düşünüyosa, hiçbir şekilde o şeyi yapmama izin vermezdi.

Mutlulukla arkadaşıma baktım. O da benimle aynı kaderi paylaşıyordu.
Anne ve babası ölmemişti, ama daha kötü şeyler yapmışlardı.

Ece henüz 7 yaşındayken ayrılmışlardı. Ve ikisi de başka insanlarla evlenmişlerdi. Kızlarını hiç umursamamışlardı.
Ece'yi babaannesi ve dedesi büyütmüştü. Onlar da geçen sene vefaat etmişlerdi.

Şuan tek yaşıyordu, aynı zamanda da çalışıyordu. Aynı benim gibi...

Bir anda aklıma gelen şeyle Ece'ye döndüm

-Ece benim bir fikrim var. Bak sende tek yaşıyorsun, bende. İkimiz de çalışıyoruz. Neden beraber yaşamıyoruz ki?

Ece'nin gözleri dolmuştu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Acaba mutlu olmamış mıydı?

ÖĞRETMENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin