Medya; Yiğit DAĞHAN
Gardorbun kapaklarını açmış, boş gözlerle içine bakıyordum.
Yiğit'le birlikte dışarı çıkacaktık ama ne giyeceğime karar verememiştim. Odanın kapısı aralanınca kafamı çevirip o yöne baktım.Yiğit kapı aralığından kafasını uzatmış, bana bakıyordu.
-Sanırım birileri halâ ne giyeceğine karar verememiş
Gülerek söylediği cümleden sonra vücudunu tamamen odaya soktu. Üzerini incelediğimde siyah bir kot pantolon ve borda bir kazak giydiğini farkettim. Aklıma gelen düşünceyle hemen dolaptan istediğim kıyafetleri alıp banyoya gittim.
Giyindikten sonra saçlarımı da at kuyruğu yapıp dışarı çıktım. Yiğit yatakta oturmuş beni bekliyordu. Kafasını çevirip önce bana baktı. Sonra kendi üzerine bakıp tekrar kafasını bana çevirdi. Ayağa kalkıp gülümseyen bir ifadeyle yanıma geldi. Kollarını belime dolayıp beni kendine çekti. Kulağıma eğilerek;
-Imm.. acaba sen biraz kopya mı çektin
Diye fısıldadı. Gülümseyerek cevap verdim
-Ama çok uyumlu olmadık mı öğretmenim
Sondaki söylediğim kelimeden sonra yavaş yavaş ilerlemeye başladı. O ilerledikçe ben de geriye doğru gitmeye devam ediyordum. Sırtım duvara çarptığında durmak zorunda kaldık.
-Öğretmeninden kopya çekersin ha? Bunun bi cezası olmalı değil mi
Gülerek söylediği kelimelerden sonra gözleri dudaklarıma kaydı.
Nefesim hızlanmaya başlarken yapacağı hamleyi bekledim. İyice yaklaştığında gözlerim refleks olarak kapandı.
Bi anda burnumun ucuna konan öpücükle birlikte gözlerimi açtım.
Beni kandırmıştı resmen. Ama ben o kadar öpmesini bekledikten sonra bunu yapması haksızlık.Yiğit'in yüzündeki gülümsemeden, halinden çok memnun olduğu anlaşılıyordu.
-Demek beni kandırırsın he? Bu yaptığına karşılık ceza verme sırası bende o zaman
Kurduğum cümleden sonra Yiğit' le yer değiştirerek duvarla benim aramda kalmasını sağladım.
Elimi boynuna koyarak tüy kadar hafif bir dokunuşla göğsüne doğru yavaş bir şekilde indirmeye başladım.
Elimin altında hızlanan kalbinin atışlarını hissederken doğru birşey yaptığıma emin olmuştum.Elim karın kaslarının üzerinde durduğunda parmak ucumda yükselerek, sıcak nefesimin boynuna çarpmasına izin verdim. Kulak bitimine kondurduğum küçük bir öpücükten sonra Yiğit'in ağzından kaçan inlemeyle birlikte geri çekildim. Anında gözleri açılan sevgilime hayali bir öpücük attım ve;
-Bu da benim cezamdı aşkım
Diyerek odadan çıktım ve koşarak aşağıya indim. Çok geçmeden arkamdan inen Yiğit'in surat ifadesi gülmeme sebep oldu. Yiğit mızmız bi şekilde bana bakarak;
-Gül sen gül. Bu cezanın geri dönüşü de var hayatım
Dedi. Biraz yaklaşarak
-Heyecanla bekliyorum
Dedim. Hayranı olduğum yeşilleri alev almış yakıyordu resmen. Kendisi de durumun farkına vardığı için;
-Bence artık çıkalım. Yoksa hayra alamet şeyler olmayacak hatun
Dedi. Gülerek kafamı olumlu anlamda salladım. Montumu giyip boyunluğumu taktıktan sonra hazırdım. Yiğit de montunu giyip yanıma geldi ve evden çıktık. Aklıma gelen şeyle hızla Yiğit'e döndüm.
-Camlar kapalıydı dimi? Ocağı açık unutmadık dimi?
Yiğit bu halime gülerken kapıyı açıp içeri tekrar girdim. Herşeyi kontrol ettikten sonra dışarı çıkıp kapıyı kilitledim. Halâ sırıtarak bana bakan sevdiğime döndüm ve;
-Ya niye gülüyosun?
Diyerek mızmızlandım. Beni kendine çekip saçlarıma öpücük kondurduktan sonra
-Telaşlı halin çok çekici oluyo be hatun. Sana bakmaya doyamıyorum
Dedi. Kalbim kurduğu cümlelerin etkisiyle mutlulukla dolup taşmıştı resmen. Sevdiğim adamın bana uzattığı elini tuttum. Arabanın önüne geldiğimizde kapımı açarak binmeme yardımcı oldu. Kendi tarafına geçtikten sonra arabayı çalıştırdı.
Yarım saat sonra üzerinde HUZUR yazan bir kafenin önünde durmuştuk. Arabadan indiğimizde Yiğit hemen yanıma gelip elimi avuçlarının arasına aldı.
Kafeden içeriye adım attığımızda adı gibi huzur verdiğini hemen hissetmiştim. Çikolata ve kahve kokusu o kadar huzur vericiydi ki..
Cam kenarında bir masaya geçerek oturmuştuk. Yanımıza gelen garsona siparişlerimizi verdikten sonra şakalaşarak konuşmaya başladık. Çok mutluydum ve bu anın bozulmasından korkuyordum.
Önüme konulan çikolatalı pastayla düşüncelerimden sıyrıldım ve kendimi çikolatanın lezzetine adadım.
Tatlımı yedikten sonra hafif öne doğru eğilerek;-Aşkım ben lavaboya gidiyorum
Dedim. Yiğit ayağa kalkmaya çalıştığında
-Napıyosun
Diye sordum.
-Sana eşlik ediyorum hatun
Cevabını aldıktan sonra kafamı onaylamaz anlamda salladım.
-Gerek yok canım. 5 dakkaya gelirim zaten
Dedim ve kalkıp lavaboların olduğu yere doğru ilerlemeye başladım. Bayan bölümüne girip elimi yüzümü yıkadım. Peçete alarak yüzümü kuruladıktan sonra kapıyı açarak dışarı çıktım.
Tam bir adım atmıştım ki burnuma bastırlıan bişeyle çırpınmaya başladım.Fakat nefes aldıkça başım dönmeye başlıyordu. Burnuma bastırılan şey herneyse ilaçlı olduğu kesindi. Gözlerim kararmaya başlarken aklımda dönüp duran tek birşey vardı.
Sevdiğim adam..
Onu birdaha görebilecek miydim?
Şuan kim, ne yapmaya çalışıyor bilmiyordum ama tek dileğim sevdiğim adamı birdaha görebilmekti.
İyice kapanan bilincimle birlikte lanetli bir karanlığa teslim ettim kendimi.
Ne olduğunu bilmeden, ne olacağını bilemeden..BİR BÖLÜMÜN DAHA SONUNA GELMİŞ BULUNUYORUZ.
GELECEK BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE :)VOTE VE YORUM ATMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN *-*
SEVİLİYOSUNUZ♥♥♥♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖĞRETMENİM
Teen FictionHayat bazen çok acımasız olabiliyor.Ama bir anda karşınıza öyle birisini çıkarıyor ki bütün hayatınız değişiyor. Peki bu kişinin hem karanlık bir mafya hem de sizin öğretmeniniz olması acaba nasıl sonuçlara yol açacak. Hadi bunu hep beraber görelim...