Veee minicik bir +18 olan bölümle karşınızdayım...
Katil..
Bir kelime hayatınızı ne kadar değiştirebilirdi ki?
En fazla ne olabilirdi?Yada daha mantıklı bir soru.
Bir insan neden katil olurdu ki?
Acaba isteyerek mi olurdu, yoksa hayatın ona oynadığı bir oyun yüzünden mi..Ben artık bir katildim. Çünkü saniyeler öncesinde beni kaçıran adamı elimdeki silahla vurmuştum..
Donup kalmıştım, ve sadece yere düşen bir metalin sesi gelmişti kulaklarıma. Sanırım elimdeki silahı tutacak gücüm kalmamıştı ve düşmüştü.
Öylece adamın cansız bedenine bakarken, havalandığımı hissettim. Bu koku, içime çekmek için yanıp tutuştuğum kokuydu. Gelmişti işte, bazı şeyler için geç olsa da bulmuştu beni.
Her ne kadar bir katil olsam da, bulmuştu..
Hızlı adımlarla odadan çıkarken Bora yla karşılaştık.
-İçerideki adamı halledin.
Demişti Yiğit. Doğru ya öldürmüştüm onu. Ama bir gram pişmanlık hissetmiyordum.
Ben kendimi korumuştum, ben sadece sevdiğim adama aittim. Başkası dokunacaksa ya ölür, ya öldürürdüm.Bi bakıma şanslıydım çünkü ölmemiştim ve sevdiğime kavuşmuştum. Daha sıkı sarıldım boynuna, daha çok çektim kokusunu içime..
Huzurun vücut bulmuş haliydi bu adam. Onsuz bir hayat düşünemiyordum bile.
Depodan çıkıp arabaya yöneldik. Kapıyı açıp beni yavaşça oturttuktan sonra kendi tarafına geçti ve arabayı çalıştırdı.
Gözümü bir saniye bile Yiğit ten ayırmıyordum. Sanki kafamı başka bir tarafa çevirsem, yok olacakmış gibi geliyordu.Onsuzluğun korkusu çok başka birşeydi..
Yorgundu bedenim, ruhum. Ama gözlerimi kapatmamak konusunda ısrarcıydım. Yiğit gözlerini sürekli bana çevirip bakıyordu. Güvende olduğumu biliyordum çünkü sevdiğim yanımdaydı. Ama Yiğit in hâlâ gözlerinde bulunan korku ve endişeyi görebiliyordum.
Uzun ve sessiz geçen bir yolculuğun sonunda araba evin önünde durdu. Yiğit hızla arabadan inip benim tarafıma geldi. Kapımı açtıktan sonra beni kucağına alarak arabadan çıkardı. Evin kapısına geldiğimizde anahtarla kapıyı açtı ve içeriye geçtik.
Merdivenlere yönelip üst kata çıktık. Yatak odasına geldiğimizde beni yatağın üzerine bıraktı. Dolaba yönelip içinden tişört ve eşofman çıkardı. Daha sonra çekmeceye uzandı eli ve bir süre açmadan durdu.
Çünkü o çekmecede iç çamaşırlarım vardı. Fakat ben bu durumdan rahatsız olmuyordum. O benim aşık olduğum adamdı. Neden utanacaktım ki.Yiğit de bir süre sonra çekmeceyi açmış ve içinden bir takım çıkarmıştı. Daha sonra elindekilerle birlikte banyoya ilerledi. Onları bıraktıktan sonra yanıma geldi ve önüme diz çöküp boylarımızı hizaya getirdi.
-Hadi hatun, bi duş alman gerekiyor
Dedi. Bana hatun demesini nasıl da özlemişim. Yorgun bir gülümseme sundum sevdiğime. Evet duş almam gerekiyordu ama çok yorgun hissediyordum. Kolumu kaldıracak halim yoktu. Yiğit ayağa kalktı ve elini belime koyarak kalkmama yardım etti. Banyoya girdiğimizde arkasını dönüp çıkmak için bir hamle yaptı ama kolunu tutarak buna engel oldum.
Hızla bana döndü ve endişeyle;-Canım bir sorun mu var, iyi misin
Diye sordu. Boğazımda oluşan kuruluğu gidermek adına sertçe yutkundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖĞRETMENİM
Teen FictionHayat bazen çok acımasız olabiliyor.Ama bir anda karşınıza öyle birisini çıkarıyor ki bütün hayatınız değişiyor. Peki bu kişinin hem karanlık bir mafya hem de sizin öğretmeniniz olması acaba nasıl sonuçlara yol açacak. Hadi bunu hep beraber görelim...