ACI

5.6K 181 35
                                        


...
Elimde tuttuğum ceketi burnuma doğru götürüp, kokusunu birkez daha içime çektim.
Imm.. çam ve kahve kokusu gibiydi. Peki bu ceket kimin miydi?
Yiğit hocanındı.

Birkaç saat önce kafedeyken telefonu çalmıştı. Açıp kısa bir görüşme yaptıktan sonra aceleyle kafeden çıkmıştı. O kadar hızlı hareket etmişti ki, unuttuğu ceketini verememiştim.

Ama şimdi iyiki verememişim diyorum. Çünkü şu zamana kadar rahatça içime çekemediğim kokusuna hasrettim. Ve şuan bu ceket sayesinde hasretimi gideriyordum.

Ceketi soyunma odasındaki dolabıma koyup dışarı çıktım. Bugün kafe biraz sakindi. O yüzden yapacak birşey bulamıyordum.

Aklıma yine Yiğit hoca gelmişti. Ceketini unuttuğunun farkında değil miydi acaba?
Yani farketseydi şimdiye kadar gelmiş olurdu. Belkide işi vardı o yüzden de gelemiyordu.

Birinin kolumu dürtmesiyle kafamı çevirdim. Karşımda bir adet Ece görmeyi planlamadığım için şaşırmıştım.

-Kızım nereye daldın gittin öyle. Geldiğimi bile fark etmedin. Aşık mısın nesin anlamadım ki

Söylediği şeye 32 diş sırıtınca o da neye güldüğümü anladı

-Bi de soruyorum hata bende. Tabiki aşıksın

Deyip gülmeye başladı

-Ya Ece gülmez misin lütfen. Bak ne demişler gülme komşuna, gelir  başına

Dediğim anda durdu. Sonra düşünür gibi yaptı

-Eğer başıma gelecekseee.. daha çok gülerim valla

Deyip daha çok güldü. Bu haline ilk başta kızıyormuş gibi yapsamda dayanamayıp onunla birlikte gülmeye başladım.

Ece yle birlikte sohbet ederken çıkış saatimin geldiğini farkettim.

-Hadi gidiyoruz

Deyip soyunma odasına gittim. Eşyalarımı ve Yiğit hocanın ceketini alıp çıktım. Ece yle birlikte kafeden çıkıp durağa doğru yürümeye başladık. Ara sokaklardan geçerken iyice korkmaya başlamıştım.
Sanırım Ece de benim gibi hissediyordu ki

-Ya Aylin, nasıl bir yer burası? Valla ben çok korkuyorum

Dedi. Korkmak da haklıydı tabi.

-Ben de korkuyorum. O yüzden biraz daha hızlansak iyi olur

Dedim. Beni başıyla onaylarken karanlık bir sokağa girdik. İlk başta neredeyse önümüzü göremiyorduk. Biraz daha yürüyünce gözümüz alıştığı için sorun kalmamıştı.

Taa ki iki tane sokak serserisini görene kadar. İçimi kaplayan huzursuzlukla birlikte Ece nin koluna iyice yapıştım. Biz biraz daha hızlanırken daha ne olduğunu anlamadan ikisi de önümüzde belirdi.

-Hanımlar, sizce bu saatte böyle bi sokakta olmanız doğru mu?

Benim karşımda olan çocuk alayla bunu sorarken, içimden bildiğim tüm duaları okumaya başlamıştım.
Zar zor bulabildiğim sesimle

-Çekilin lütfen

Demiştim. İkisi de aynı anda kahkaha atınca daha çok korkmuştuk. Yine aynı anda

-Hiç sanmıyoruz

Dediklerinde neden kötü şeyler hep bizi bulur diye düşündüm.
Ece yle birbirimize bakarken onlar bizim üzerimize doğru yürümeye başlamışlardı bile.
Ben nasıl kurtulacağımızı düşünürken bana doğru gelen çocuk

ÖĞRETMENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin