Kaybetme korkusu bu muydu?
Şuan hissettiğim şey kaybetme korkusuydu işte.
Sevdiğim adamı kaybetme korkusu.O giderse ben ne yapardım peki?
Yaşar mıyıdım, yoksa kendi canıma mı kıyardım?
Bir kere toprağa en kıymetlimi vermiştim. İkincisini de veremezdim.
O yaşamak zorundaydı. Beni içimdeki aşkla bırakıp gidemezdi. Giderse peşinden giderdim, biliyorum..
Saatlerdir turladığım hastane koridorunda ileri, geri yürümeye devam ettim.
Bir tane doktor da çıkıp birşey demez miydi?Ameliyathane kapısının önüne gidip yere çöktüm. Dizlerimi kendime çekip ağlamaya kaldığım yerden devam ettim.
Canım, diğer yarım içerde yaşama mücadelesi verirken benim burda sakin kalmamı nasıl bekleyebilirlerdi?
Allah'ım nolur onu benden alma..
Daha ona söyleyecek çok şeyim var. Gitmemeli, bitmemeli.
Ne demişti en son.
Seni seviyorum be hatun..
Kısık sesi kulaklarımda yankılanıyordu sanki. Beni sevdiğini söylemişti.
Seviyordu işte. Bırakıp gider miydi insan sevdiğini.
Gitmezdi, gidemezdi..Gözlerimi kapatıp onu hayal ettim. Tüm ayrıntılarına kadar.
Yeşil gözlerini.
Keskin yüz hatlarını.
Anlına düşen saçlarını.
Gülüşünü.Herşeyiyle benimsemiştim onu.
O benim huzurumdu.
Kalbimin tek sahibiydi.Yanıma birinin oturmasıyla ıslak gözlerimi oturan kişiye çevirdim. Bora'ydı. O da benim gibi çökmüştü. Ben le Ece nasılsak, Yiğit'le Bora'da öyleydi.
Birbirlerine çok bağlı oldukları belliydi.Gözlerimi Bora'dan çekip karşımdaki duvara sabitledim. O sırada konuşmaya başladı
-Okulda öğretmen olduktan sonra bana hergün tek bir kişiyi anlatıyordu. Kim biliyor musun?
Kafamı ona çevirip olumsuz anlamda salladım. Konuşmasına devam etti;
-Seni anlatıyordu Aylin. Hatta bir gün akşam benimle buluşup senin bir sevgilin olması ihtimalini anlattı. O gün ben ilk defa Yiğt'i üzgün görmüştüm. Ama sonra hayatında kimse olmadığını öğrenmişti. Görmen lazımdı. O kadar mutlu olmuştu ki.
Çünkü o seni seviyor Aylin. Öyle böyle değil. Çok fena seviyor. Ben ilk defa onu böyle gördüm. Çok güçlü bir bünyesi var evet, ama onun içerde yaşam mücadelesi vermesinin tek bir sebebi var. O da sensin..
Dedi hafif tebessüm ederek. Anlattıkları ağlamamı daha çok şiddetlendirirken ayağa kalktım.
-O beni bırakamaz Bora. Bırakmamalı, bana bu kötülüğü yapmamalı. O giderse ben de biterim. Benim de ona, onu sevdiğimi söylemem gerekiyor.
Beni bırakamaz anlıyor musun?!Deli gibi bağırıyordum. Çıldırmış gibiydim ama kendimi durduramıyordum. Ameliyathanenin kapısını kırarcasına yumruklamaya başladığımda iki kişi beni tutmaya çalışıyordu. Sanırım Ece ve Bora'ydı..
Sinir krizine girmiştim. Durduramazdım artık kendimi. Hemşirelerin geldiğini ve bana sakinleştirici yapmaya çalıştıklarını farkettiğimde çırpınmaya başladım.
-Bırakın beni. Yiğit çıktığında onu görmeliyim. İğne falan istemiyorum. Bırakın diyorum size. Bırakın!
Bağırıyordum fakat beni tuttukları için bir işe yaramamıştı ve iğneyi yapmışlardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/49368816-288-k112864.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖĞRETMENİM
Teen FictionHayat bazen çok acımasız olabiliyor.Ama bir anda karşınıza öyle birisini çıkarıyor ki bütün hayatınız değişiyor. Peki bu kişinin hem karanlık bir mafya hem de sizin öğretmeniniz olması acaba nasıl sonuçlara yol açacak. Hadi bunu hep beraber görelim...