18 yaşıma bastım.artık lise 4.sınıftayım gerçekten büyüdüğümü hissetsemde ailem pek taviz vermiyor Adım deniz iki kardeşim var ateş ve duru sanırım onlar benim canlarım.
Ateş 16 yaşında ve bana çok yakın duru ise 14 yaşında ve(sanırım ergenlik döneminde olduğu için)bu günlerde fazla duygusal davranıyor ve zamanını zengin kokoş arkadaşlarıyla kafede yakışıklı erkekleri dikizlemekle geçiriyor (her ne kadar ateş engel olmaya çalışsada)
ateş siyah saçlı benden uzun mavi gözlü kasları olan e her kızın aşk olduğu 16 yaşında bir genç . annem sevgi babam murat.
Babam büyük bir şirkette müdür. Annem ise zamanını ben ve Kardeşlerim le ilgilenerek geçiriyor.
İstanbul'da yaşıyoruz ve özel oldukça da güzel olan zengin kendini beğenmiş piçlerle dolu bir liseye gidiyorum .
Tam 3 yılı devirdim derslerim oldukça iyi en azından ben öyle düşünüyorum.
Uzun kumral saçlı mavi gözlü zayıf 1.70 boylarında gayet sıradan bir kız olduğum gibi gayet sıradan bir hayata sahibim ama içimden bi ses sen artık 18 yaşındasın ve bu sene farklı şeyler olucak diyor bakalım bizi neler bekliyor....
#########Okulun ilk günü hiç heyecan yok sabah yine annemin seslenmeleriyle huysuz bir şekilde uyandım . Aşağıdan mis gibi krep kokuları geliyordu ateş ve duru çoktan masaya kurulmuşlardı bile bense anneme önce hazırlanacağımı söyleyerek hızlı adımlarla odama çıktım .
Üstüme bordo bir t-shirt siyah dar bir kot pantolon altına da siyah spor ayakkabı giydim saçlarımı at kuyruğu yapıp gözüme sürme ve dudaklarıma hafif koyu kırmızı Ruj sürttüm siyah sürme buz mavisi gözlerimi ortaya çıkarıyor ve bu benim oldukça hoşuma gidiyor.
siyah çantamı alarak aşağıya indim artık hazırdım annemin benim için ayırdığı krepleri mideye indirerek bir çırpıda bitirdim
Babamın beni Okula bırakma teklifini kabul ettim her ne kadar 43 yaşında olsa da tarz ve modern bir adamdı annemde onu tamamlıyordu onun spor arabasına binmek hoşuma gidiyordu.
Okula geldiğimizde arabadan indim babama veda ederek bizim tayfanın yanına doğru ilerledim o sırada kolumdaki siyah ve bordo renklere sahip olan saatim gevşemişti ve tam kolumdan düşmek üzereydi neyse ki tuttum o bana babaannemden hatıraydı ve bunu kıramazdım.
Saati takmak için koluma bakarak yürümek zorundayım birden bir darbe aldığımı sert ve aynı zaman da oldukça yumuşak ve sıcak bir şeye çarptığımı hissettim böyle konularda oldukça kabaydım aklımdan çarptığım çocuğa önüne baksana hayvan demek geçiyordu ki kafamı kaldırdığımda adeta benimde vurulmuşa döndüm sanırım o gözler o dudaklar ve o saçları uzun süre aklımdan çıkaramayacaktım bu nasıl bir yakışıklılık
Allah'ım dedim içimden üstünde siyah bir kot pantolon kaslarını eli eden siyah bir t-shirt vardı saçları arkadan tıraş edilmiş kalan ön kısım ile sağa ve yukarıya doğru katlanır biçimde kıvrılmıştı dudakları orta kalınlıkta orta boyda ve oldukça kırmızıydı
Beyaz tenine oldukça yakışıyordu çok açık kahverengi olan ve adeta parlayan sert bakışlar atan gözleriyle buluştuğumda kendimi hemen toparladım ve gayet düz bir ses tonuyla ifadesiz bir suratla "önüne bak" dedim o ise sinirli ve alçak bir ses tonuyla "bana çarpan ve önüne bakmayan sensin sen dikkatli olmalısın küçük"dedi
Ne küçük mü çok sinirlenmiştim sanırım ben kendimi büyümüş hissederken onun bana küçük demesi zoruma gitmişti
-sen gözlerin bozuk galiba ne küçüğü?!
Diye bağırdım sesim o kadar yüksek çıkmış olacak ki bizimkiler eni duydu ve hemen yanıma koştular derya:
-ne oluyor deniz neden bağırıyorsun? Diye sorunca
"Haddini bilmezler ders veriyorum"dedim ona bakıp gözlerimi devirerek ve bir adımda yanından geçtim arkamdan bana baktığını ve sinirli baktığını hissediyordum beynim sanki o anları yavaş çekime alıp gözümün önüne getiriyordu yanından geçerken çekici kokusunu da içime hapsetmiştim neden böyle yapıyorum ki sadece bir çarpışma diyerek kendimi toparladım ve umursamadım bizimkiler arkamdan koştular