Üfff ya Allah ım sen beni neyle sanıyorsun bu çocuk da bi öyle bi böyle gerçekten nasıl davranacağımı şaşırdım garson en sevdiğim çikolatalı pastamı ve limonatamı getirdiğinde bana hala sırıtarak bakan demirden ve eceye bakan yalından gözlerimi çektim ve eceyi hafifçe dürttüm bana parlayan gözleriyle dönünce onunda yalına baktığını anladım
aslında yalını pek tanımıyordum ama demir gibi olmadığı hal ve hareketlerinden belli oluyordu aslında demire göre daha iyi ve sakin bir tipti şimdi yukarıda Allah var taş çocukta ama bence eceye daha çok yakışıyor bu düşünceler arasında arda arkadaşlar kusura bakmayın babam beni acil çağırıyor gitmem gerek dedi ve sandalyesini geriye itti yanağımdan bir makas aldı ve sonra telafi edicem dedi bende ona ve derya ya tebessüm ettim arda derya yı çok seviyordu deryada canım arkadaşım çok güzel kızdı tabii arda da bunu farkındaydı
kafedeki erkeklerin bakışından rahatsız olacakki etrafa rahatsız olduğunu ve erkeklere sizi öldürürüm bakışları attıktan sonra elini deryanın beline etti ve ece ile bize bakarak hadi sizi de bırakayım dediğinde gözüm hemen pastamın bitmediği tabağa kaydı o kadar para ödemiştik ve bu pastayı bırakmaya niyetim yoktu önce eceye sonra derya ve ardaya bakarak siz Gidin ben bu pastayı bitirmeden gelemiyeceğim deyince hepsi güldü
hepsiyle vedalaştıktan sonra yerime oturup düşünceli düşünceli pastamı yemeye başladım düşündüğüm şeyleri merak ediyorsanız söyleyeyim kendime demirden uzak duyacağıma ve benle konuşursa ona hiç yüz vermeyeceğime dair söz verdim ve pastayı yemeye devam ettim ben bu düşüncelerime öyle derinlemesine dalmışken karşımdaki sandalyenin çekilmesiyle irkildim ve kafamı sandalyeye çevirdim tabii karşıma oturan demiri görünce gözlerim fal taşı gibi açıldı demir beyde sadece sırıtıyordu tabi ben şaşkın onu karşımda görünce bundan önce bana soğuk davrandığı anlar geldi aklıma
Ve hemen sandalyemi geriye itip kalktım ve gitmek için bir hamle yapıyordum ki fakat benimle birlikte demir de kalktı ve kolumdan tuttu az önce ki o sırıtan halleri gitmişti ve yerine tuhaf çözemediğim biçimde garip bakan bir demir gelmiş di ama memnun olmadığı belliydi bende ani bir hareketle bileğimi elinden kurtardım ve ilerlemeye başladım
Ahhhhhhhhhhh ben bennnn ve aptallıklarım havalı bir çıkış yapayım diye çantamı almayı unutmuşum tabi demir bunu fark etmişti ve geri döneceğimi bildiği için peşimden gelmemişti bende hemen geri döndüm ve demirin gözlerinin içine bakarak sert hareketlere eşyalarımı aldımO sırada kısa bir süreliğine demir ile göz göze gelmiştik ve bu yetmişti gözlerindeki pişmanlığı görmeme,umursamamıştım neden yapmıştı ki bunu ya da pişman olacağı şeye neden yapmıştı ama yine de onu böyle görmek nedensizce acıtmıştı kalbimi gözlerim dolmuştu yürümeye devam ediyordum ve o da peşimden geliyordu en sonunda elimden tuttu önce beni kendine çekti sonra öbür elini belime atarak beni öpmeye başladı ben ona karşılık vermemekte kararlıydım fakat o kadar samimi öpüyordu ki dudaklarımı aralamaktan alamadım kendimi
bir analt dudağımı ısırmıştı ama kafede olduğumuzu anlayınca ses çıkaramadım ve o da sonunda fark etmiş olacak ki beni öpmeyi bıraktı nefes nefese kalmıştık dayanamıyorum der gibi dolu dolu gözlerle gözlerime bakıyordu ve kulağıma eğilip hızlı hızlı aldığı nefesleri arasında bana seni istiyorum hem de çok unutma sen farklısın ve hep özel kalacaksın bana itiraz etme diye fısıldadı sesii resmen beni büyülemek için kullanıyor gibiydi dilim tutulmuştu çünkü bende ilk defa birini delice sine istiyordum ama buna hazır değildim sadece sevişecektik birlikte olmayacaktık
Buna izin vermeyecektim beni öpmesinin onu tatmin edeceğini düşünüyordum hemen elimden tuttu beni arabaya bindirdi ve kendisinin de arabaya atalması bir olu arabayı çok hızlı ve dikkatsiz kullanıyordu ki bu beni dahada heyecanlandırıyordu aklıma beni istediği ve özel olduğumu söylediği sözler gelince şımarmıştım ve biraz arsızlık yapıp sevişmeyi kabul etmiştim resmen