Biraz önce Edwart la oturduğumuz masada şu an Thomas da vardı. İçimdeki endişeyle elimde olmadan parmaklarımı koparırcasına tuhaf şekiller yapıyordum. Edwart Thomas a kötü bakışlar atıyor ve Thomas da bana bakıyordu. Bence Edwart a bakmamak için bana bakıyordu. Öyle umuyordum...
--Eee nasılsın Thomas. Gözlerin bayram ediyor sanırım... Thomas anlamsız gözlerle bakışlarını Edwart a çevirdi. Anladığım üzere Edwart ı anlamamıştı. Haklıydı Edwart. Böyle de bakılmazdı ki...
--Diyorum ki,biraz da bana baksan da bakılma eksikliğimi gidersem. Hiç bu kadar trene bakarcasına bakan birini görmedim de... Bu laf biraz ağır olmuştu sanki. Ve Thomas şimdi anlamıştı Edwart ın ne demek istediğini. Konuşmak için ağzını araladı biraz. Sonra kapattı. Sonra tekrar açtı:
-- Dalmışım da bir an. Yani öylesine. Bakıyordum sadece. Yanlış anlama.Ayrıca benim bakmamdan sana ne ki. Hah. Al işte. Çok güzeel. Bu sözden sonra üçüncü dünya savaşını engelle engelleyebilirsen.
--Pardon ama, kızın rahatsız olduğunu görmüyor musun. Kafasını kaldıramıyor senin yüzünden. Haklısın Edwart. Konuş. Sonuna kadar arkandayım.
--Öyle mi Emma. Rahatsız mı oluyorsun benden.
--Hayır. Neden rahatsız olayım ki. Senin bana baktığını bile görmedim, diyerek 180 derece yönümü değiştirdim. Yalan üstüne yalan. Ama düşündüğümü söyleyemezdim ki ben...
Edwart bana yan bakış atıp ayağıma bastı biraz. Ben de yan bakıp onun ayağına bastım. Biraz fazla basmış olabilirim ki Edwart kısa bir çığlık attı. Thomas ne olduğunu anlamadan bize bakıyordu. Ben ise çaktırmadan gülüyordum. Biraz önceki gerici hava biraz kaybolmuştu. BİRAZ.
Kafamı biraz çevirdiğimde bir kız grubunun Edwart a hunharca baktığını gördüm. Kızlar da öyle çirkin bir şey değillerdi. İçlerinden birisi fazla kilolu olmasına rağmen o bile güzeldi. Benden güzel değillerdi ama. Sanırım.. Edwart ın bir an onlarla göz göze geldiğini gördüm. Kızlardan biri ona gülmüştü. Edwart ise kafasını bana doğru çevirdi.
Bir süre daha oturduktan sonra Edwart a gülümseyen kız masamıza doğru geldi. Yaklaşıyordu. Daha çok yaklaşıyordu. Elinde bir kağıt vardı. Sonra Edwart a bakarak elindeki kağıdı masanın üzerine bıraktı. Edwart ın tam önüne. Üzerinde bir telefon numarası yazıyordu. Sonra Edwart ın kulağına fısıldayarak "Beni ara",dedi. Gözlerimi kocaman açarak Edwar a baktım. Kız uzaklaşmıştı. Edwart acaba kağıdı alacak mıydı. Edwart ın kahkaha atma isteğini görebiliyordu. Gözlerimin içine bakarak kağını aldı ve kot pantolonunun cebine koydu. Allah seni kahretsin Edwart.
-- Kalkalım mı? dedim. Kalktık. Hızlı adımlarla kapıya yöneldim. Biraz kapıda bekledim ve Edwart la Thomas da gelince yüzümü onlara döndüm.
--Görüşmek üzere. Benim daha çok işim var. Hoşçakalın. dedikten sonra Thomas ın arkamdan "seni istediğin yere bırakayım." dediğini duydum ve hemen arkamı dönüp "olur" dedim. Sen gör bakalım Edwart. "Zaten seninle konuşmam gereken bazı önemli konular var." Thomas a yaklaşıp sırtımızı Edwart a döndükten sonra hızlı adımlarla Thomas ın son model arabasına ilerledik. Pis pis gülüyordum. Edwart ın sinirden kızarmış yüzünü görebiliyordum. Hak ettin sen bunu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6. HİS
Science Fictionİki dünya ve bir insan... Ya bu iki dünyayı da kurtaracak,ya da yaşamına kaldığı yerden devam edip sonunu bekliyecek. Bu yolculukta onunla olmaya var mısınız???