İnanmıyorum buralara kadar gelir miydi? Yorulmadı mı? Üstüne üstlük bir de elinde yükle gelmiş.. Allah sabır versin. Ekmek parası için ordan oraya koşuşturan, evine gidene kadar zamanla yarışan insanlara Allah yardım etsin. Kapıda bekleyen adamı bekletmemek için kapıyı açıp diyeceklerini bekleye koyuldum.
"Kaç kilo istersiniz? " diye bir soru yöneltti kulağında kalem, elinde ölçek vardı. Kilo değil litre demelisin amcacım. Kilo dersen olmaz yanlış kullanıma girer sonra da derler Türkçe neden gelişmiyor... Bariz ortada. Beynim düşüncelerimle cebelleşirken kafamı yormamak için düşüncelerime bir set çekip anlatım bozukluğu yapan amcaya 'bir dakika' işareti yapıp kapıyı hafifçe çektim. Anneme seslendiğimde bulaşıklı olan ellerini önlüğüne silip
" 3 litre olsun "dedi. Vefakar anamın litreyi doğru kullanışı beni oldukça mesut etti. Oyalanmadan sütçüye annemin dediğini ilettim. Siyah kulplu büyük tencere ağzına kadar dolmuştu ve ben bunu imkanı yok taşıyamazdım. Kapının eşiğinde dikilmiş tencereye anlamsız anlamsız bakarken bir erkek sesinin adımı söylediğini işittim.
" Hafsa! Hoşgeldin " Bu sesi duymamla devrelerim yanmıştı. İçimden sayıklamaya başlamıştım bile.
Hoşbulmadım, hoşbulmadım, hoşbulmadım...
" Ne zaman geldin? " diye bir soru sorunca gözlerimi devirip kapıyı yüzüne kapattım . En sinir olduğum erkek tiplemesi :Muhafazakar kızların rahatsız olacağını düşünmeyerek hala konuşmaya çalışanlar. Bir kaç dakika sonra kapı yeniden çalındı. Delikten bakıp açtım
" Ne var Ömer? "dedim asabi bir sesle.
" Benden kaçmaya devam mı ? "diye sordu hep ondan kaçtığımı ima ederek.
" Devam. Hem sen kim oluyosun?! Hala aynı davranışları sergiliyosun büyü artık! "diyip tekrar kapıyı yüzüne kapattım. Hak ediyordu zamanında neler yaptığını hala hatırlıyor ve sinirlerim tepeme çıkıyordu. Odama geçtiğimdeyse ellerim durmak bilmeden titriyordu. Nefesimi dışarı vererek" HASBİNALLAH"dedim. Derken ağabeyim
" Hafsa gelen kimdi? " diye seslenince
gözlerimi devirip" Üst komşunun biricik oğlu(!) "dedim sinirden titreyen elimi yumruk yaparken. O çocuğunda okuldakilerden farkı yoktu sadece onun ismi çok sevdiğim bir sahebenin adıydı. Maalesef ki Ömer ismine yakışmayacak davranışlar sergilemişti hiç ama hiç utanmadan. Ne yazık ki bizlerde iffet ve haya duygusuna ait hiç birşey kalmadığı gibi "Müslüman olma benliğimizi" yitiriyorduk. Bu hale nasıl geldiğimizi soracaklarda yoktu. Varsa da düşüncelerini söylemeyip ağzında geveliyor hatta yutuyorlardı. Oysa bir Mü'min erkek de gözlerini haramdan sakınıp başını eğmeliydi. O da karşı cinsinden kişileri görünce hızlı hızlı yürüyüp uzaklaşmalıydı... Diyeceğim şu ki insanlar olarak haramdan kaçınmalıyız, Allah'ın indirdiğine ve Peygamberimizin sünnetine uymalıyız, taşıdığımız isimlere layık olmalıyız, BİZİM GAYRİ MÜSLİMLERDEN BİR FARKIMIZ OLMALI. ONLARIN PİS İŞLERİNİ YAPMAKTAN KAÇINMALI, ANGARYALARINA VE YAŞAM TARZLARINA UYMAMALIYIZ.
Masamın üzerindeki kitaplara bakıp derin bir iç çektim,beynimi kurcalayan düşüncelerime paydos verip YGS dil anlatım soru kitabını kendime doğru çekip uzunca yazılmış olan paragrafı okumaya başladım. Cevabı işaretleyip diğer soruya geçecekken odamın kapısının gıcırdadığını ardından
"Hapse hala alabalarla oynuyalım mı" sorusunu duyduğumda başımı çevirip o tarafa yöneldim."Halacım gel ben sana ders anlatıyım. Arabalarla oynamaya vaktim yok. "dedim. Yiğenimin küçük başını sallamasıyla önümde ki paragrafı seslice okumaya başladım.
~Gidenin ardından yas tutmayın. "Zararın neresinden dönülse kardır." sözüne inanmayanlar, eski alışkanlıklarından kopmakta zorlanırlar...Yürümeyen bir ilişkiyi zorla yürütmeye çalışmak, kapasitenin üstünde bir işin altından kalkmaya uğraşmak ya da artık kullanılamayan giysilerden vazgeçmemek gibi...
Oysa bazı durumlarda geçmişi bırakıp geleceğe yönelik kararlar almak, zarardan çok yarar getirir. "Olan oldu, biten bitti." mantığını benimseyenler, geçmişteki hatalardan pişmanlık duymadan yeni kararlara doğru kolayca yol alabilirler.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? ~~
Yiğenime soruyu okuduğumda uzunca düşündükten sonra şıklarıda okuyup "Hadi bakalım hangi şık sence?" diye bir soru sordum. Kaşlarını kaldırıp eliyle 3'ü gösterdi gülümseyip "Yani C mi diyorsun?" diye bir soru daha sordum o ise başını evet anlamında salladı bende doğru bildiği için yiğenimi takdir ettim. Bilmiyor, sallıyor ve tutuyor zekadan mı yoksa temiz olmasından mı salladığı sorular tutuyor? Ben sallasam tutmaz zaten sallamak hiç tarzım değil. Ben her zamanki gibi dalmış gitmişken Hasan Basri
"Şimdi alaba oynasak"dedi. Bende sırıtıp "Ders çalışmayalım mı Hasan Basri?" diye bir soru yönelttim amacım yiğenimi denemekti ne biliyim işte tepkisini merak ediyordum.
"Çalıştıkya artık alaba oynuyalım. "dedi beyaz bayrak çekerek.Biraz kıkırdayıp" Aa Hasan Basri hani yukarıda oturan Ömer abin vardıya onunla oyna hem o seninle oynamayı çok sever. Hadi koş koş anandan izin al Ömerle oyna. "dedim odamdan kovarcasına. Yiğenim bizahmet kusuruma bakmasın YGS ye giren ben değilsem kim?
Teste dönmemle içimi adeta bir huzur kapladı çalışmak ne kadar güzel bişey. Ama sonra içimdeki huzur sinire dönüştü. Çünkü bir olayı hatırlamıştım...
Otobüsteydim. Arka taraftaki koltuklardan birinde oturuyordum. Önümde otobüsün o kavisli yeri vardı ve orası çok kalabalıktı. Kulaklığımı evde unuttuğum için insanların konuşmasını ister istemez duyuyordum.
"Ya oğlum şöyle kapalıları cidden anlamıyorum karalar içindeler kendilerini ne zannediyorlarsa adeta bir karabasan gibiler içim ürperiyor. Oğlum sencede çok iğrenç giyinmiyorlar mı? "dedi sinirli sinirli konuşan bir erkek ve yanındaki erkeye iğrenç sorusunu sordu." Ya oğlum bence yanlış düşünüyorsun bana çok güzel geliyorlar hele bazılarına o kadar çok yakışıyor ki, bizim apartmanımızda bir kız oturuyor bol giyiniyor ve siyah örtünüyor onada çok yakışıyor. Yani giysinler oğlum göz zevkimi bozmadıkları sürece sorun yok "dedi diğeri öncekinden daha iğrenç bir şekilde konuşmuştu ve benim sinirlerim tepeme çıktı. Kendimi tutamayarak"Üzerimizdekileri başkalarını etkilemek için, onların göz zevklerine uymak için giymiyoruz. Siyah bize yakışıyor diyede giymiyoruz. ALLAH rızası için haramlardan korunmak için bol ve uzun giyiniyoruz. Nefislerinizi cezbetmek içinde giyinmiyoruz. Bizim böyle giyinmemiz sadece yüzümüzün ve ellerimizin açık kalması siz sürekli bakın diye değil, bakmadan geçin diyedir. " lafımı bitirdiğimde son konuşan:
" Sen altımızda oturanların kızı değil misin? Musab abinin kardeşi olan? "diye bir soru yönelttiğinde yere bakan başımı biraz daha eğip
" Sanane "dedim oldukça sinirli bir tonda. O zaman Ömeri hiç görmemiştim ve onun beni tanıması çok garibime gitmişti.
O zamandan beri Ömer'e sinir kapıyordum. Ama Hasan Basri'yle oynamasında bir sakınca yoktu sonuçta çocuklarla iyi anlaştığını duymuştum. Aman neyse ne ders çalış Hafsa. Beynime ne kadar çalış dersem beynim daha fazla bilgi alamayacağım diye sinyal gönderiyordu. Bende kitabı kapatıp Musab abimin son yavrusunu görmeye gittim nasıl olsa evdeki son günümdü...
~~~~~~~~~~¿¿¿¿¿¿¿¿¿~~~~~~~~~¿¿¿¿¿
Bölüm Sonu... :)))) @eslemduru15 e ithaf etmek istiyorum. Ve beni sabırla bekleyen okuyucularıma teşekkür ediyorum.
(multideki Hafsa 'nın 2.yiğeni)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZDE GERİCİ
Roman pour AdolescentsBir kız vardı... Başı önde Bir kız vardı... Karalar içinde Bir kız vardı suskun ve olgun Acelesi yoktu onun pek koşmazdı Koşarsa da ilim için koşardı. Ve çok severdi ilmi kitaplar okumayı Bir kız vardı... Çoğu ona örümcek kafalı diyordu Bilmiyorla...