BÖLÜM 2

136 13 3
                                    

Bir kaç tane kız mini eteklerini düşünmeden bacak bacak üstüne atmış boyalı dudaklarıyla etraflarındaki erkeklere öpücük atıyorlardı.Burası okul muydu yoksa gazino mu?Bu kızlar yaptıkları iğrençlikle güzel olduklarını mı düşünüyorlardı hayır tam tersi midem bulanmaya başlamıştı.Okulun geniş kapısından içeriye girdim.Küfür dolu erkek seslerini duymamla irkilmem bir oldu.İçimden besmele çekiyor aynı zamanda dua ediyordum.Zemindeki zikzaklar laboratuvarı andırıyordu.Panolar yerine dev tv ler asılıydı.Okul duvarı beyazın aksine açık sarı olup derse hevesli hissettiriyordu.Ah!Öğrenciler..meslek liselerinden farkları marka giymeleriydi.Yeni yeni adidas ayakkabılar,cıvıl cıvıl nike lar ilk dikkatimi çeken şeylerdi.Kızlar okul formalarını kendilerine göre diktirmiş istedikleri gibi dekolte yaptırmış,kimileri de yırtmaçlı etekleriyle Hollywoodun pop starı gibi olduklarını zannediyorlardı.Koridora çıktığınızda milyon tane parfüm şişesinin boşaltıldığını düşünerek ordan kaçmak isteyebileceksiniz.Benim aksime onlar,parfümlerinin herbir çiçeğe kıyasla daha güzel koktuğunu ileri sürecek kadar cahillerdi.Göz ucuyla kızları süzerken 'ALLAH ISLAH etsin' demeden edemiyordum.Elimde zikirmatiğimle salavat çekerken biri başucumda dikildi.
"Bu ne?"dedi soru sorduğu halde  sesindeki alaycılığı hissetmiştim.Cevap vermedim ve başımı kaldırıp bakmamaktada ısrarcıydım.Üç kez tekrarladı sorusunu ardından" Elindeki ne diyorum sana!"diye bağırdı.Biraz korksamda korktuğumı belli etmeden" Zikirmatik.Biliyor musun?" dedim bana bakan boyalı yüzlü kıza.Boyalı yüz "Ne?...ne? Hahahaha!bidaha söyle" dedi gülmekten yanakları kızarmıştı. "Peygamber efendimize salavat çekiyorum işte"dedim kızı yanımdan kovmak istercesine.Boyalı yüz bu sefer gözlerinden yaşlar akacak derecesinde kahkaha attı ve bekletmeden" Zikirmatik ha?Peygamber ha?Bu gibi davranışlarını görmüycem burada.Seni pis gerici o elindeki zımbırtıyı da bir yerlerine sok!Yobaz!"diye cırladı sinirlendiği yüzünden okunuyordu.Bir şey demedim zaten ilk kez böyle bir dialog yaşamıştım o yüzden şoklardaydım.Kız yüzüme iğretiyle bakarken bende ona o şekilde baktım."Sen bana öyle bakamazsın yobaz!"dediğinde çoktan yanağıma tokat atmıştı.Başka bir kız" Güneş!gelsene Atalay birşey söylüyecekmiş sana"dedi karşımdaki boyalı yüzü götürürken.'Demek Güneş?Ben de Ay.Şuda Dünya' diye geçirdim içimden.Birazcık tebessüm etmiştim hatta lakin daha önce o kızdan tokat yediğimi unutmuştum.Gözlerimi olağanca devirdim ne söyleyeceğimi yahut ne düşüneceğimi bilemiyordum.10 dakikadır oturduğum siyah deri koltuktan kalktım ve sınıfımı öğrenmek üzre müdür yardımcısının odasını aramaya koyuldum.Omuzlarımda birkaç test kitabı yüküyle sınıf kapılarına göz gezdiriyordum.Kapılar eski okuluma nazaran beyaz ve eski değildi.Kapı kolları paslanmamış,kahvenin tonlarını barındıran kapıda çeşitli motifler bulunmakta benide şaşırmadan edememekteydi.Bu kolej ne kadar şahşahalı gözüksede dış görünüşe aldanmamak gerektiğini elbet öğrenmiştim.Sınıflardan değişik gülüşmeler geliyor kapı önünde duranlar" Gericiii!!" diye bağırıyor...Kimileri arkamdan ağza alınamayacak küfürler ediyordu.Titreyen ellerimi ovuşturdum "Ya sabır Ya Mevla" dedim kimsenin duyamayacağı seste.Koridorun sonuna gelmiştim.Biraz soluklandıktan sonra "Müdür Yardımcısı Ateş Arıkan" yazan yere geldiğimde duraksadım.Kapıyı hafifçe vurarak "Gel" sesiyle açtım.Küçük bir heyecan bedenimi sarmalamıştı.Telaş yapmanın hiç mi hiç sırası değildi fakat karşımdaki Ateş adlı müdür yardımcısı kaşları çatılmış şekilde bana bakıyordu.Çehresi ölüleri andıran beyazlıkla kaplanmış,kara kaşları evlerin çatısı gibi üçgen biçimindeydi.Titrek sesle "Ben burslu öğrenciyim"dedim yere bakarak.Adam hiçbirşey demedi önündeki belgelere bakıyor, gerekirse dolma kalemiyle kağıtları işaretliyordu.Cevap vermemesi biraz sinirimi bozsada bekleye koyuldum.Saniyeler geçmek bilmiyordu.Biri çıkıp 'devam' demeleydi artık.Adam" Adın" diye söyledi emrivaki bir sesle. "Hafsa Durmaz" dedim bakışlarım yerde bir parça heyecanlı bir eda ile.Müdür yardımcısı biraz  gür sesiyle "Hafsa Durmaz!Sen yüzde doksan üç indirimle geldin değil mi?"diye sordu yüzüme bakarak.Başımı sallarken" Anlıyamadım!Konuşsana sen!" diye kükredi adam.Bu tavrı nasıl yapabilirdi asıl ben anlayamıyorum. "Evet % 93 indirimle girdim bu okula.Evet ben Müslüman'ım böyle bana bağırarak haklı olduğunuzu söylüyorsunuz ama sizde biliyorsunuz ki Arap olanın Arap olmayana üstünlüğü yoktur herkes eşittir.Görevimi yapıyorum cevap vermedin de diyebilirsiniz fakat baş sallamakta olumlu bir anlatma biçimidir.Buraya gireceğim sınıfı öğrenmeye geldim tabi eğer söylerseniz sayın müdür yardımcısı Ateş Arıkan bey!"dedim özgüven patlaması yaşarken.Adam" Terbiyesiz" diye mırıldansada birşey demedim sadece sınıfımı söylemesini bekledim. " Sınıfın 12/D ve unutmadan okul forması giymeyi unutma!" dedi sert bir sesle.Kendimi dışarı attığımda derin derin 'oh'lar çekiyordum.Koridorlar boşalmıştı yalnız benim ayak sesim ve korkuyla atan yüreğimin sesi duyulmaktaydı. Her geçtiğim koridorlardaki sınıflara göz gezdiriyor ama gireceğim sınıfı bir türlü göremiyordum.Tekrar merdivenlere yöneldim 3. Kat yazan yere çıktığımda sınıfı görmüştüm yavaş yavaş yürüyüp kapıyı açtım.Meraklı bakışlara sebep olan ben konuşma gereği hissettim "Hocam ben yeni öğrenci olan Hafsa Durmazım"diyip hocadan ses gelmesini bekledim.Hoca başını eğip tebessüm etti" Hoşgeldin Hafsa.Boş gördüğün herhangi bir sıraya oturabilirsin.Bu arada kaç indirimle geldin?"diye soru yöneltti orta yaşlarında olan bir kadın.Hafif makyajlı ve oturaklı bir kadına benziyordu fakat hangi dersin hocası olduğunu henüz bilmiyordum.Gülümseyip" %93" dedim.Hoca başını salladı ışıltılı gözleriyle gülümsedi.Gözüme kestirdiğim sıraya doğru giderken  "O giydiğin çuvalı pazara götürsen bile satmazlar lan!","Başındakide babaannemden kalma sofra bezini anımsatıyor ama o moruk bunlar siyah diye çöpe atar!","Hem inek hem gerici ikisini aynı kefede görmek gözlerimi yaşartıyor!","Korkuyor mu yoksa niye bize bakamıyor hahahaha!","Şu yobaz nasıl bu halde kolejimize girebilir!"," Fakirin teki işte ancak kopya çekmeyle başarmıştır"," Hocam beni şapkanı çıkar diye uyarmıştınız bu nasıl üzerindeki cisimle giriyor eşittik hani?"... Evet konuşulanların hepsini duyuyordum ama kimseyle muhattap olmadan sırama oturdum ve kalın test kitabımın sayfalarını çevirdim.Hoca "Sessizlikk!" diye bağırınca uğultuya son vermişti sınıf.Zayıf duygularım beni sarmalarken üzerimde hissetiğim bakışlarla daha çok gömüldüm test kitabına.Burdaki öğrencilerin zengin kesimden olduğunu kesinlikle biliyordum ama dine olan bu saygısızlıklarını hiç mi hiç düşünememiştim.Kalemimle soruları çizdiğimde umduğum şey bir avuç 'mutluluk'tu.Okulumu değiştirmiş olmam hayır mıydı şer miydi bilemiyorum bildiğim tek şey kaderimde yazılı olmasıydı ki Müslümanlar kaderindekine razı olmalıydı.Hoca 'ilk Türkler' diye başlayınca tarih dersine yolculuk ederken buldum kendimi.Güzel mi güzel anlatıyordu hoca bende kulak veriyordum...Herkes can kulağıyla dinliyor hocanın sözünü kesecek davranışlarda bulunmuyorlardı.Mozart'ın türk müziği kulağıma dolduğunda yerimden kımıldamak için hiçbirşey yapmadım."Heyy yobaz! Ne çözüyorsun ha?Matematik mi?Aramıza yeni katılan x i buldun mu?" dedi bir erkek."X i bölen sayıyı peki?" diye sordu başka biri."Hahah Tuncay bu kadar komik olma."dedi sesini cilveleştirmeye çalışan bir kız ikinci soruyu soran erkeğe."Cevapta vermiyor gerici sağır mı ne?" dedi Tuncay denen kişi herkes gülmeye başladı bende başıma dikilen insanlardan kurtulmak istercesine ayağa kalktım kalın kitabı sıraya vurdum."Komik...hıh...eğlencenize doyum olmuyor cidden!Sizin beğenmediğiniz sofra bezi dediğiniz eşarbım benim bayrağım.Sizin o lepiska saçlarınız şiirlere konu olabilir lakin benim eşarbım Kur'an'a ayet olmuş!Sizin iğretiyle baktığınız feracem ne kadar renksiz olsada benim korumam!Şimdi istediğiniz kadar gülün dalga geçin umrumda değil benim ALLAH'ım varken kimseden korkmam!!!"diye konuştuktan sonra çıkmak için hamle yapıp gidecekken biri kolumdan tuttu" Nereye kaçacağını sandın gerici?İstediğinizi yapın dedikten sonra nasıl çekip gidersin?Hı?Senin kabusun olacağım "dedi Güneş adlı kız."Tabi tabi!Çocuk mu korkutuyosun"dedim gülerek."Çocuk değilde daha çok ayağımın altında ezebileceğim bir böcek gibisin!"dedi Güneş suratındaki garip sırıtışla."Böcekler bildiğin evrim geçirmiş karşıma geçmiş sırıtıyor"dedim kendimi kalabalıktan kurtarıp lavaboya attım.Yüzümü yıkarken onlara karşı ezilmemem için biraz daha cesur olmam gerektiğini kendime hatırlattım.Sınıfa tekrar girdiğimde yine değişik kahkahaları duydum.Bu sefer umursamadım.Sıramda birisini görmemle"Çekil"dedim alçak bir sesle.Oturan  kişi kalktığında,okul bitene kadar yerimden doğrulmadım.Elimde başka bir kitapla Zeynepin öğrettiği yollardan geçip metroya bindim.Güneş denen kız çok sinirimi bozmuştu nasıl bu kadar utanmaz olabilirdi bir kız?Sadece o mu hepsi öyleydi.Ömrümde böyle bir sınıf görmemiştim.Zaten kızlarla erkeklerin karma okumasınıda sevmezdim.Üç yıl İmamhatipte okumuştum  kolay mıydı o ortamı normal sanmak!Başkalarının" İmamhatip nedir ya imam mı olcan?" demelerine karşılık bide.Açılan kapıyla inip eve doğru süzüldüm.Çok yorgun olduğum için vakti gelen namazları kılıp uykuya kendimi teslim ettim.

SÖZDE GERİCİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin