"Görevli : Doktor hanım hastanın cebindeki kimliğine göre ismi Yoon Seungho!" Myungsoo'nun o an bedenindeki tüm kan çekilmişti adeta ne ayakları tutuyordu nede beyni çalışıyordu şimdi orda yatan Myungsoo'nun canı ciğeri olan Seungho mu?
Doktor : Yakınlarına haber verin!
Görevli : Son aradığı kişiye baktık "Myungsoo-sshii" diye biri önce onu mu aramalıyız?
Doktor : Kimi ararsan ara ama bir saniye neden hastanın yüzü kapalı?
Myungsoo hemen kendini toparlayıp ayağa kalktığında görevlinin dedikleri onu bir daha öldürmüştü görevli sessizce doktora yaklaşıp "Yüzü kanlar içersinde diğerleri görmese daha iyi olur!"Myungsoo bu duyduklarından sonra daha fazla dayanamayıp dostuna yavaş yavaş yaklaşıp beyaz çarşafı yüzünden çeker ve o an kendine saatlerce küfür etmesinin ilk seansına başlamaya karar verir Seungho'nun yüzü tanınmaz haldeydi sesli bir şekilde "Kardeşiiiiiiii....mmm" diye bağırdıktan sonra hasta bakıcı onu sedyeden zorda olsa uzaklaştırır hemşirede sonra hemen geri dönüp sedyeyi yoğun bakıma doğru itmeye başlamıştı ki değerlerinin birden düştüğünü fark eden hemşire hemen en yakındaki doktoru çağırmasını söyler hasta bakıcısına bu esnada kalp masajına başlıyan hemşireyi endişeli gözlerle takip eden Myungsoo saniyede bir "Lütfen" deyip duruyordu ancak Seungho onu hissetmiyor olucak ki değerleri hala - seviyelerdeydi doktor geldiği anda şok vermek için hazırlandı ancak çoktan Seunghoo'nun son nefesini verdiğini anlamıştı ve Myungsoo'nun gözleri birlikte ilk bisiklete binmeyi öğrendiği,okuldan kaçmayı öğrendiği, hatta harçlıklarını biriktirip birleştirip oyunlar aldığı dostunun yüzüne deyen o som soğuk ortamda asla dostunu ısıtmıycak kadar ince olan beyaz örtüdeydi bu olamazdı Myungsoo hemen çaresizce çırpınırcasına dostunun doktorunun yakasına yapışıp ondan yardım dilerken arkasında kalan dostununsedyesini çekiştiren hasta bakıcısını durdurmak için çırpınıyordu başarmıştıda dostunun üzerindeki örtüyü bir çırpıda kenara atan Myungsoo dostunun cansız bedenine sarılıp onu kaldırmaya çalışırken "Dostum kalk hadi bak ben geldim hadi yaaa abini dinlesene beeee..." derken çaresizce çırpînmasını daha hastane yolundayken mesaj attığı Jiyeon ve Ambulans görevlisinin aradığı Hyomin kapıda belirmişti ve Hyomin tüm hastaneyi inletircesine "SEUNGGGGGGHHHHHOOOOO..."diyordu güvenliğin yardımıyla herkes dışarı çıkartılmıştı Myungsoo dostunun ailesini aramalıydı ama onlara daha kendinin bile inanmadığı bu haberi nasıl vericekti derken o tanıdık ses belirmişti "Pisliksin Myungsoo.. acınası herif" diyordu Myungsoo'da ona karşılık elini duvara vuruyordu "evet ben bir pisliğim" diyordu tam o esnada odaya giren bitmiş bir halde Jiyeon'un kollarında olan Hyomin ona bakmıyordu bile "Seungho bunu hak etmedi!" deyip duruyordu "Ailesini aradın mı bari güya dost Myungsoo-sshi?" demişti ki tam bu esnada boğazına yapışan Myungsoo'nun gözleri ateş gibiydi "Sen bizim ne kadar yakın olduğumuzu nerden biliceksin?" deyince "Seungho 1 saat önce beni aradı biz tam konuşurken telefonu bir kadın aldı ve Myungsoo bana yaşattıklarının hesabını vericek 1 saat sonra LA hastanesinde ol dedi biz şuan hangi hastanedeyiz peki?" deyince Myungsoo ne yapıcağını bilmez bir şekilde kendini hastanenin dışına atmıştı çünkü nefes alamıyordu kafasındaki ses onu delirtiyordu ses ona "Katil" deyip duruyordu Myungsoo "Olabilir mi? Ben bir katil olabilir miyim?"derken omzunda hissettiği eli sinirden hızlı bir şekilde eliyle itmişti arkasını döndüğünde sevdiği kızı görünce birden duraksamıştı ve saniyede bir özür diliyerek sevdiği kızım omzuna başını gömmüştü "Jiyeon ben ne yaptım? Seungho ölmüş olamaz!" derken Jiyeon'un o huzur veren sesi duyulmuştu "Çok üzgünüm sevgilim umarım rahat uyur!" çoğu zaman huzur veren Jiyeon'un sesi bu sefer hiçte huzur vermiyordu Myungsoo bir süre Jiyeon'la bahçede oturduktan sonra Seungho'nun ailesine haber vermişti annesinin telefonunu "Myungsoo oğlum nasılsın canım?"diye açması Myungsoo'yu kahretmişti ancak daha fenası haberi verince ki annesinin feryadıydı "OĞLLUUUUUUUMMMMMM...." deyişi Myungsoo dışında etrafındaki Jiyeon dahil 10 kişinin rahat duyabiliceği bir şekilde fazla yüksekti telefon saniyesinde kapanmıştı 4-5 saat sonra hastanede olan Seungho'nun ailesi adeta hayalet gibi görünüyordu bilgi filan alıyorlardı derken bir hafta böylece geçmişti 1 hafta sonunda Seungho'nun cenaze töreni vardı ve Myungsoo 1 hafta boyunca hiçbir şey yemesinin getirisi olarak takım elbisesinin belinden düşmemesi için çabalıyordu ki odaya giren Jiyeon ruh gibi dolanan sevgilisine yardım etmişti ve Seungho'nun töreni Myungsoo'yla çocukluklarının geçtiği Seul'deki bir mezarlığa defnedilcekti Myungsoo uçakta bir saniye bile dostunun yanından ayrılmamıştı tabutun olduğu yere alıçılan kapının hemen yanına oturmuştu ve kapıyı açıp ona bakıyordu görevlilerde onu görmezden geliyordu Myungsoo yol boyunca dostuyla konuşuyordu "Sen benim kardeşimsin ve öldüğün için seni asla affetmiycem!" "Biraz daha direnemez miydin?" "Bundan sonra ben asla mutlu olamıycam ve bunun tek sebebi sen olucaksın benim sexy kardeşim biliyorum sana sexy denilmesinde acayip mutlu olurdun bende seni kıskandığımdan asla sana sexy demezdim şimdi desem geri gelir misin?" "Seni geri getiricek herşeye varım ben yeter ki sen geri gel!" Derken uyuya kalmıştı uyandığında uçak seul'e inmişti Myungsoo yanında oturan Jiyeon'a herşeyin bir rüya olduğunu bekler bir gözle "Nerdeyiz Jiyeon?" Diye sormuştu Jiyeon'dan beklemediği bir cevap almıştı "Dostumuza veda etmeye geldik canım hadi inelim!" demişti Jiyeon Myungsoo fazla üzerinde durmamıştı dostuna son görevini yapmak üzere uçaktan iner inmez tabutu taşıyanlar arasına girmişti tabutu arabaya koyduğu an sert duruşunu bozmamıştı kısa yolculuğun ardından törenin yapılcağı yerdeydiler tabutu indirirlerkende yardım eden Myungsoo kürsüde konuşma yapıyordu artık "O benim kardeşimdi hepte öyle kalıcak rahat uyu demiycem sana sen bir yolunu bulursun rahatlığın için zatende ben sana sadece beni bu denli yanlız bıraktığın için seni asla affetmiycem diycem! Seni özliycem dostum,kardeşim"demişti ve onun konuşması sonuncu olduğu için artık tabut yavaş yavaş toprağa inerken birden Myungsoo'nun feryadı duyulmuştu "Seunghhhhhooo olmaz sen orda üşürsün..."diyordu ağlıyarak etrafta bulduğu tüm örtüleri teker teker dostunun tabutunun üzerine sarıyordu çaresizce durmaları istiyordu "Lanet olsun sen gidersen ben ne yaparım! Bencil herif" diyordu ancak Seunghoo artık kendi için açılan mezarın içinde ebedi uykusu için hazırdı ve artık bitmişti tabutun üzeri toprakla dolmuştu Myungsoo babasının güç bela engel olmasıyla bir kenardan törenin sonunu takip etmişti törenden sonra sakinleşen Myungsoo Seunghoo'nun annesin kolları arasındaydı
Seunghoo'nun annesi : Bundan sonra benim tek oğlum sensin Myungsoo ve kardeşin nasıl ve kimin öldürdüğünü bulmak zorundasın zorundasın çünkü o rahat uyumayı hak ediyor...
Myungsoo : Tabi ki anne! demişti ve ona sarılarak kendini Seungho'nun mezarı başında bulmuştu
Myungsoo (Seungho'nun mezar taşını temizliyerek) Seunghoo kardeşim merak etme ailene iyi bakıcam babanın anneni ezmesine izin vermiycem bide sana bunu yapanları bulup hesap vermelerini sağlıycam sen sadece bana güven olur mu? Seni sonuza dek sevicem Sexy Seungho deyip ordan uzaklaşmıştı Amerika'daki bir dostunu arayıp yardım istemişti ve ondan haber bekliyceğini belirtip tekrardan eve girmişti Seungho'nun annesi oğlunun fotorafına sarılmış ağlıyordu hemen onun yanına gidip "Merak etme Anne onunrahat uyuması için elimden geleni yapıcam!" demişti
Törenin üzerinden tam 1 ay geçmişti ve Myungsoo'nun Amerika'ya gitmesi gerekiyordu Jiyeon onunla gelicek miydi bilmiyordu ama Hyomin'in halini onlara gelemiyceğini anlatıyordu ve öylede olmuştu Myungsoo tek başina Ameika'ya gitmişti 1 ay kalıcaktı sonra Hyomin iyi olursa Jiyeon'da tekrardan yanına gidicekti Myungsoo önce dostunun mezarına gidip bir avuç toprak alarak vedalaşmıştı ardından Amerika'ya geri dönmüştü işler filan derken o tempo ona iyi gelmiş kendini dinlemeye saniyesi bili olmuyirdu eve gittiğinde yorgunluğun getirisi olarak saniyesinde uyuyordu sonunda Hyomin'in iyi olduğuna kanaat getiren Jiyeon sevgilisinin yanına gelmişti onu havaalanında almaya giden Myungsoo onu görünce tekrardan ağlamaya başlamıştı Jiyeon onu zor olsada sakinleştirmişti ardından Jiyeon'u eve bırakıp tekrardan işe geçmişti Myungsoo ve eve geri geldiğinde onun için hazırlanan masada güzelce yemeklerini yedikten sonra Myungsoo ani bir kararla Jiyeon'un önünde diz çöküp "Jiyeon hadi evlenelim!" demişti bunu hiç beklemeyen Jiyeon birden "Olur" demişti sonra pişman olmuştu "Ama Myungsoo bundan emin misin? Seungho öleli daha 3 ay olmadı!" deyince myungsoo'da ona cevaben "Sevgilim o benim için her daim bir yara olucak kalbimde hemde kocaman ama sen ve senin sevgin o yarayı küçültmem için gereken başka sevgiler verebilirsin bana diğerlerinin çocuk dedikleri gibi yani bu çok bencilce biliyorum ama böyle giderse ben yavaş yavaş ölmeye devam edicem!" diyince omuzlarındaki kolları fark etmişti Myungsoo kolların sahibi olan Jiyeon "Senin yerine her gün tekrardan ölürüm ben Myungsoo madem öyle evlenelim~~~" demişti\BÖLÜM SONU/
!FİNAL'E 1 KALA!
|Betül Queen's|
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Just Love You
FanfictionBazen sadece bakarsın bazende bakmaktansa sadece "Onu Yaşarsın" "I Just Love You" Serisinin İlk Kitabıdır!