>DÜĞÜNE SON 19 GÜN<
Myungsoo her zaman kinin aksine bugün biraz daha geç kalkmıştı. Düğün hazırlıkları, Hyomin'le evlenicek olmanın verdiği tatlı heyecan derken, baya bi yorulmuştu bedeni haliyle.
Gerçekten Hyomin onu kocası olarak görmek istemezse? ne yapabilirdi ki? Sadece ağlayıp, zırlardı korkusuzca.
10'de uyanan Myung yataktan anca 11'de çıkabilmişti. Bedenini esnetip, hızlı Myung duşlarından birine girmişti.
Banyodan sonra, üzerine rahat ama bir o kadarda şık bir şeyler giymişti. Kahvaltıya indiğinde annesiyle masada buluşmuştu. Babası yoktu, nedenini merak edip, masada çayından yudum alan kadına dòndü.
Myungsoo : Babam nerde?
Annesi : Telefonla konuşuyor, sen kahvaltına bak.
Myungsoo : Ben kahvaltı yapamıycam, Hyomin beni bekliyor. Pasta tadıcaz, babama söylersin?
Annesi : Tamam. Ama bir şeyler atıştır, sabah sabah tatlı yersen miden bulanır.
Myungsoo hemen masadaki bir ekmeğ alıp, "Bence bu iş görür" diyip evden koşar adımlarla çıkmıştı. Arabasını çalıştırıp Amerika'dayken aldığı CD'yi takmıştı.
*Güzel Eşim arıyor*
Efendim tatlım?
Nerdesin?
Yolda?
Tamam. Bende kapıya çıkıyorum o halde?
Gerek yok. Üşüme sen evde otur. Hem babanlarlada görüşürüm?
Myungsoo! Sana daha kaç kere söyliycem? Bu evlilik bir oyun!
Birazdan ordayım. Bekle beni!
diyip telefonu kızın suratına kapatmıştı.
Salaksın, hala o kızın sana bakabiliceğini düşüyorsun?
Myungsoo duyduğu sese hak vermişti. Onu hak etmiyordu ki, bu havası kimeydi?
dakikalar sonra evin önünde dikilen kızın, tam önüne park etmişti arabayı ve arabadan inip, Hyomin'e arabaya binmesi için yardım ederken, kızın kolunu fazla sıkmıştı.
Hyomin nida atınca kendine gelebilmişti Myung. saniyede 5 kez özür diledikten sonra, kendi yerine geçip uzun süredir Hyomin ve annesinin bahsettikleri kafeye gelmişlerdi.
JHoliday'e. Dükkana girdiğimiz anda yüzümüze çarpan, fırından yeni çıkan kek kokusu bizi büyülemişti.
Hemen bir garson yanımıza gelip, konuşmaya başlamıştı.
"Kim Myungsoo ve Park Hyomin değil mi?"
Myungsoo : Evet.
"Buyrun, size ben yardımcı olucam. Malesef pasta şefimiz bugün burda değil."
Hyomin : Daha sonrada gelebiliriz?
Myungsoo : Gerek yok! Lütfen bize yardımcı olun.
Garson kız Hyomin'le bana bir masa göstermişti. Bende Hyomin'in sandalyesini tuttuktan sonra hemen yanına oturmuştum.
Garson kız masayı saniyeler içersinde, pasta cenneti haline getirmişti. Hyomin'le teker teker tadlarına bakarken, yine her zaman ki gibi sadece ben heyecanlıydım.
Myungsoo : Şu portakal aromalı olan fazla mı ekşi?
Hyomin : Bilmem?
Myungsoo : Vişne biraz daha baskın olmalı bence.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Just Love You
FanfictionBazen sadece bakarsın bazende bakmaktansa sadece "Onu Yaşarsın" "I Just Love You" Serisinin İlk Kitabıdır!