Hyomin ve ailesinin Kore'ye dönmesinden kısa süre geçmesine rağmen artık umutlarınıda hayallerinide kalbinin en derin ve ücra köşelerdeki odacıklara kilitleyip okulununda ilk dönemini bitirmiş olmanın veridği güvenle artık vatanına dönebilirdi Myungsoo'muz
~Myungsoo'nun ağzından~
Onun ismini bile anmak istemiyorum, onu özlemek istemiyorum ama elimden ne gelir ki? Onun nasıl ve ne halde olduğunu düşünmeden geçen bir saniyem yok ama onu burda bu ülkede arkamda bırakıp gitmeliyim bunu yapmazsam bu benim sonum olucak neyse artık sabah rutinim olan uyandıktan sonra 3 dakika yatakta kendi kendime sohbet etmek rutimime bir an önce son verip yatmadan önce hazırladığım bavullarımı kapının yanına götürüp bir şeyler atıştırıp uçağıma yetişmem lazım yataktan kalmakta ölüm hani sıcacık yataktan hiç çıkılır mı yaa? Neyse çıkmam lazım ahhh.... niye bavullarımı bu denli yatağımın yanına bırakmışım ki? gitti güzelim ayak parmağım güzel bir duş almayıda unutmuştum ki yüzümü yıkamaya gidince aklıma gelmişti bir şeyler atıştırmaya vakit kalmamıştı artık ne güzel!!!... arabama atlayıp tam uçağımın kapısını öğrenmek için dev televizyonlara bakarken sonunda Seul uçağının rötarlı olarak 2. kapıdan geliceğini öğrendim hemen elimdeki ayaklı bavullarımı çek çeke Amerika'daki son yemeğim olarak Waffle'ı seçmiştim güzelce üzerine bal dökerek kocaman camlardan Amerika'yı izlerek hızlıca yemiştim ki uçak henüz gelmemişti bende bavullarımı açılan bagajlara teslim ederek aileme hediye almaya karar verdim 1 saattim olduğu için çok uzaklaşamamıştım ama olsun şuanda bulunduğum butikte güzel elbiseler vardı anneme güzel bir elbise alabilirdim Amerika'da geçirdiğim 6 aylık dönemde anne ve babamla zorda olsa bazı konuları konuşup bir ortak yolda buluşmuştuk şuanda sahip olduğum tüm bu paralar okurken aile şirketinden kazandığım paralardı maaşımı her çalışan gibi müdürümden alıyordum biriktirme huyum sayesinde güzel bir 6 ay geçirmiştim uçak biletimi ise Kore'ye gönmemi belkide herkesten çok istiyen Hyomin'in babası ayarlamıştı 6 ay önce Amerika'daki evimde Hyomin'le yaşadığımız haddinden fazla yakınlaşmamızın sonucu olarak 6 ay boyunca Hyomin şirketten eve gidip gelen biri haline dönüşmüş okuluda bırakan Hyomin'in eskiden sahip olduğu iki hobisiylede şuanda ilgilenmediği için çoğunlukla yüzü asık dolanıyormuş bu kadar büyük bir hediyeyi ben her ne kadar kabul edemem desemde Bay Park'ın ısrarları ve tatlı dili sayesinde bugün burdayım işte bu yüzden anne ve babamın hediyelerinin yanına Bay ve Bayan Park'ında hediyelerinide eklemiştim ama ya ona ? Ne sever ki? en iyisi takip istek attığım saniyede isteğimi kabul ettiği İnstagram adresinden tarzını inceleyeyim ^^
.....Neden? Nasıl? Bir kızın sosyal mediası nasıl bu denli tuhaf olabilir çok az kendi resmi var bir saniye bu resimde ne? Şey sadece çok güzelNeyse ne! uçağı unutmamam lazım hemen önümdeki elbise hoş görünüyor Hyomin'in nadir resimlerinden birinde buna benzer bir elbise gördüğümden eminim!
Bakar mısınız?
-Buyrun?
Bu elbiseyi alıcaktım bedenide..... sahi bedeni ne acaba? Bedeni 45-50 kilo arasında bir bayana alıcaktım
-Şey öncelikle beyefendi bu sabahlık ve sizin aradığınız bedende Amerika'da giysi bulmanız çok zor!
Ne sabahlık mı? Bu kız internete nasıl böyle resimler koyar? [Bahsettiği resim yukardaki değil!] Hemen telefonumu çıkartıp resme dikkatli bakınca sabahlık olduğuna emin olmuştum yüzüm kızarmış olucak ki yardımcı bayan beni takıların yanına kadar sürüklemişti
Bayan : Beyefendi en iyisi biz size bir bileklik verelim. demişti bense bu fikri sevmiştim ancak ben bayanlarda bileklikten çok saç takısı seviyordum "Şeyyy... Acaba sizde saç takısı var mı?"
Bayan : Tabi şeyle zarif bir takımız var yada şu şekilde gösterişli takılarımızda var başka seçeneklere bakmak ister misiniz?
Myungsoo : İsterim ama uçağımında gelmesine az vakit kaldı.
Bayan : O halde size bir kaç tane daha örnek gösteriyim hemen. dediği gibi saniyesinde 10 tane daha getirip önüme dizmişti takılara bakarken Hyomin'inde saç takısı taktığı aklıma geldi ancak ben saç takısını hangi ara sever oldum hiç bilmiyorum ! Sanki....
Telefonumun alarmının sesi sayesinde pekte içime sinmesede orta pahalılıktaki saç takılarından birini seçerek hemen uçağa koşup yerime oturmuştum çok geçmeden uyumuş olucam ki gözlerimi açtığımda en son gördüğüm saatten 4 saat daha geç olduğunu fark ettim ancak hala 1 saatlik yolumuz vardı ben uyurken rötarlar yapmış uçak bende hafif hafif açıkmıştım hemen hostesi çağırıp yiğcek bir şeyler rica etmiştim 1-2 dakika sonra yanıma 2. kez geldiğinde elindeki tepsideki yiğceklerle bir güzel yemeğimi yerken filmde izlemiştim ben son lokmamı yerken pilotta iniş anonsunu yapıyordu bende hemen tepsimi görevliye verip masamı kapatmıştım kolay bir inişin ardından bavulumu beklemeye koyulmuştum dakikalar sonra gelmişti ve artık sadece hediye paketlerim eksikti onlarıda hediye aldığım yerden hasar görmemeleri için alıp içine koydurduğum bavulumuda kolayca alıp beni dışarda beklediğinden emin olduğum şöförümüzü arıyan gözlerle bakıyordum ve çok fazla yorulmadan hızla el sallıyarak bana bakan emektar şöförümüzü görmüştüm el sarılıp arabaya gitmiştik ve yolculuk başlamıştı tekrardan
Şöför : Amerkia'da olanları duyduk çok üzüldük
Myungsoo : Eminim teşekkür ederim Bay Choi
Şöför : Anne ve babanız sizin onurunuza küçük bir davet veriyor bildiğiniz gibi anne ve babanız birbirlerine tekrar aşık oldular ve siz Amerika'dayken evlendiler birazda sizinde gelmenizle ailenizin tekrardan birleşmesini kutluyorlar
Myungsoo : Biliyorum ancak bu davetten haberim yoktu kimlerin olucağını biliyor musun?
Şöför : Bay ve Bayan Park sadece uçak biletinizi aldıkları ve Amerika'dayken size göz kulak oldukları için bir nevi teşekkür yemeği olucakmış isterseniz sizi kendi evinizede götürebilirim küçük bey siz emrivakiyi sevmezsiniz bilirim...
Myungsoo : Hayır hayır ayıp olur benimde onlara teşekkür etmem gerekir gece kendi evime geçerim artık. Sonunda eve gelmiştik zili çaldığım anda anne ve babamla uzaktan sadece birbirimize eğlerek selam vermiştik ancak Bay ve Bayan Park'a sarılmıştım anne ve babasının arkasında beyaz elbisesi ve kırmızı saçlarıyla tüm saflığıyla eğilip bana selam veren Hyomin'e karşılık olarak bende ona eğilerek selam vermiştim ki gözyaşlarını fark etmeme neden olan hıçkırık sesini duyduktan sonra o her ne kadar kaçmaya çalışsada kolunu bir hamlede tutmuştum ve etrafa sesli bir şekilde "Ne oldu burdam?", "....Bunun nedeni kim?" diyordum sesli bir şekilde Hyomin dahil kimse konuşmuyordu ki Bay Park "Seni ilgilendirmez" Hyomin'in kolunu kurtarmak için hamle yapmıştı ki bende ona karşılık olarak Hyomin'i dahada yakınıma çekerek ona dik dik bakıyordum "Beni ilgilendirmez mi? Hyomin'i ilgilendiren herşey benide ilgilendirir sevgili Bay Park!" demiştim bir anda ne düşünüyorsam o an artık? Beni ciddiye almadığı her halinden belli olan Bay Park oturma grubumuzun tamda babamın karşına kendini sertçe bırakıp "Konu Hyomin'in evliliği biz karar verdik şirketimizin 3. en büyük hissesine sahip Lee ailesinin ortanca oğluyla evlenmesini uygun gördük" deyince Hyo'yu tutan elimi serbest bırakmıştım ki Hyomin'de saniyesinde üst kata çıkmıştı "Peki ama Hyomin neden ağlıyor?" demekten ne kadar korksamda babasının ağzından dökülmüşlerdi bir kere "Hyomin sevmediği biriyle evlenmek istemediğini söylüyor ancak biz çoktan kararı verip anlaştık!" dediklerinde sadece susup üst kata çıkmam gerektiğini anladım çünkü eğer orada kalırsam tüm minnet duyguma rağmen Park ailesini evden kovmaktan beter edicektim merdivenlerin en üstüne çıktığım anda Hyomin'in hıçkırıklarını duymak çok kolaylaşmıştı sesi takip ediyordum adeta artık ve onu bulduğumda yatak odamın tam karşısındaki ve benim sadece kitap okumak için kullandığım odada koltuğa oturmuş kendine herşeyin düzeleceği konusunda telkinde bulunup ancak kendini bile inandıramayıp ağlamaya devam eden Hyomin'i görünce elimi cebimde sokarak bir omzumu kapıda yaslayarak "Sadece bir gül isterdim başta kalbimin sahibi olana vermek için sadece bir gülümseme isterdim kalbi en az yüzü kadar güzel olan sen için" demiştim galiba bir kitaptan okuduğum bu cümleler neden aklıma geldi bilmiyorum ama Hyomin zorda olsa gülümsiyebiliyordu artık
"Ancak buna casaret edebilir miydim ki? Daha sana sevgimi sunmaktan aciz olan ben hatta acizliği ilke edinmiş ben! nasıl diyebildim ki tüm benliğimle birlikte kalbimide yanına koyup al bunlar senin diye?" deyip tam yanımdan hızla geçip gidicekken onu kendime çevirip iki kolunuda sıkıca tutarak sadece gözlerinin içine bakıyordum yaklaşık 5 dakika sonra annemin "yemek hazır" dediğini işittiğim an ellerimi serbest bırakmış olmalıyım ki Hyomin kurtulup alt kata inip masaya getirilicek son şeylere yardım ediyordu yemek sırasında birbirimize hiç bakmamıştık
Babam : Amerika'da çok eğlendin mi?
Myungsoo : Eğlenmeye pek vaktim olmadı
Bay Park : Duyduk başarılarını holding'in Amerika'daki ayağını orada temsil etmeye devam edicek misin?
Myungsoo : Evet 1-2 ay burada olacağım sonra hem okulum hemde işlerimden dolayı tekrardan Amerika'ya gideceğim dediğim anda Hyomin'nin bakışları benimkilere denk gelince kalbim yerinde çıkacaktı o anı bozan sevgili Bayan Park olmuştu
Bayan Park : O halde Hyomin'in anca nişanına yetişebileceksin Myungsoo ne kötü deyince Hyomin'in bakışları tekrardan hiç dokunmasada çatalıyla oradan oraya atmakla uğraştığı bezelyelerine dikti
Myungsoo : Susuyorum sadece çünkü bu akşam burada misafirsiniz!
Bay Park : Anlamadım
Myungsoo : Yarın şirkette buluşunca anlıyacaksınız merak etmeyin Bay Park! deyip izin isteyip elimde büyük bardak meyve suyumla oturma odasına geçip televizyonu açmıştım ki misafirlerin kapıya gittiğini görmüştüm babamın "Oğlum misafirlerimiz gidiyor!" deiğini duyunca hemen oturduğum yerden kalkıp ısrarlarımın sonucunda biraz daha oturmalarını sağlamıştım tam babam ve Bay Park'la oturma odasındayken Bayan Park, annem ve Hyomin tatlıları servis etmek için mutfaktayken Hyomin kendini iyi hissetmediğini söyleyip başını tutuyordu
Myungsoo : Hyomin iyi misin?
Hyomin : Sessiz ol! Bir şeyim yok! Sen oturma odasına geç hadi diyip beni itekliyordu bende sessizce oturma odasına gitmiştim ki arkamdan sessizce üst kata çıkan Hyomin'i görünce arkasından gitmem gerekiyormuş gibi hissettim merdivenlerden sallana sallana çıkan Hyomin tam benim odamın karşısındaki odaya tekrardan girecekken birden kapıda bayıldı hemen onu odadaki koltuğa uzatıp alt kattakilere haber vermeye giderken birden elimi tutan Hyomin'e döndüm tekrardan olduğum yerde dona kalmıştım kafamı çevirdiğimde
Hyomin : Sessiz ol Myungsoo sadece başım döndü 5-10 dakika dinleneyim geçer deyip elini çekmişti yaklaşık 20 dakika boyunca sessizce oturup bekledikten sonra önce o sonrada ben alt kata inmiştim ben indiğimde tatlısını yavaş yavaş yiyen Hyomin'i görmek beni biraz olsun mutlu etmişti akşam yemek yememesi belli ki onu etkilemişti ve tansiyonu düşmüştü bende tatlımı yedikten sonra bu sefer emin olarak kapıya yaklaşan Park ailesini güler yüzle uğurlamak için elimden geleni yapıyordum
Myungsoo : Yarın tam 10'da toplantı odasında sizi bekliyor olacağım iyi geceler deyip sahte gülümsememle önlerinde eğilmiştim sıra Hyomin'e geldiğinde ikimizde son derece ruhsuz bir şekilde birbirimizi selamlayıp günü bitirmiştik misafirlerin ardından "Çok yorgunum izninizle hemen bir duş alıp yatmak istiyorum"diyip odama giderken arkamdan babamın sesini işitmiştim "Tabi tabi yarın uzun uzun konuşuruz." demişti bense hemen üst kata çıkıp dediğim gibi bir duş alıp kendimi özel tasarlattığım yatağıma bırakmıştım ki hala bu yüzyılda bu şekilde evliliklerin olaması canımı sıkmıştı yarın Bay Park'la konuşurken sakin olmalıyım ucunda Hyomin var çünkü benim dediklerimden inat konusu çıkarıp Hyomin'i 1 gün içerisinde evlendirebilir sonuçta kendide eşiyle tanıştıkları hafta evlenmişlerdi neyse yarın kısa bir gezintide yapmak istiyordum aslında 1 yıldan baya fazla neredeyse 2 yıl boyunca Amerika'daydım ülkemi özlemişim resmen derken zaten zor dayanan ve uykusuzluktan yanan göz kapaklarım artık kapanmıştı.
Evet süpriz yapan bir adet Betül admin hikayemizin 2. sezonu okulların yaz tatile girdiğinde başlaycaktı ama sizleri özlediğimi fark ettim ve birazcık oyun bozanlık yapmaktan kimseye zarar gelmez diyerek sadece ve sadece bu bölümü yayımlıyacağım gerisi yaz tatilinde ve yeni bambaşka bir hikaye üzerinde çalışıyorum bu müjdeyide verip bölümle sizi baş başa bırakıyorum. Lütfen Yorum ve Vote'lerle kuşatın beni :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Just Love You
FanfictionBazen sadece bakarsın bazende bakmaktansa sadece "Onu Yaşarsın" "I Just Love You" Serisinin İlk Kitabıdır!