Önündeki kız arkasına korkarak döndü ve Emre ile göz göze geldiler.
"Ze-Zeynep..."
"Pardon?"
Bu gözler onun değildi.Bu bakışlar da kesinlikle ona ait değildi.
"Özür dilerim.Birine benzettim."
Daha düne kadar 'sevgilim' dediği kişi şimdi onun için 'biri' olmuştu.Hayat ne kadar garipti değil mi?Belki de şu an yanında kollarında olmak varken,o sadece 'biriydi'...
*************************
3 ay sonra...Emre atkısını yatağın üzerine fırlatıp derin bir nefes aldı.Son dönemde yaşadığı şeyler hiç normal değildi.
Önce Zeynep,sonra Kainat...
O kadar çok yıkılmıştı ki,
günde bir paket sigarayı artık bitirebiliyordu...Nedeni ise Emre baba olacaktı.Ama Kainat buna dayanamayıp intihar etti.Ama ölmedi,ölemedi,Kainat'ın dediği gibi ölmeyi beceremedi.
Ama belkide ölüm onun için bir kurtuluştu.Belki de Kainat'ın babası,ölseydi eğer,
Kainat'a üzülüp ağlardı.Ama ya şimdi...Evlatlıktan reddedip yüzüne bakmıyordu.Sadece Kainat'ın hastane masraflarını karşılıyordu.Evet,Kainat şu an ruh ve sinir hastalıkları hastanesindeydi.O da kaldıramıyordu,hayat ona da gülmüyordu.Emre bunları düşündü ve sıkıntıyla odadan çıkıp yemeğe indi.Yemek masasında ki herkese "Iyi akşamlar" dedi ve oturdu.
"Şirketimizin itibarı her geçen gün azalıyor ve durumumuz hiç iyiye gitmiyor.Bu yüzden yarın bir kurul toplantısı olacak.Mete bu toplantıya sende geleceksin."
"Baba saat kaçta gelelim?"
Emre sorduğu soruya hemen cevap alamadı.Sonra babası kafasını kaldırıp Emre'ye baktı.
"Senin gelmene gerek yok.
Babaannen gelecek,sen onu almaya git."Emre aldığı cevapla birlikte elindeki kaşığı bıraktı ve "Afiyet olsun." deyip masadan kalktı.Odasına çıkıp yatağa uzandı.Babasının şirketin itibarını düşünmesi garibine gitmişti.Zaten o Emre'yi hep ikinci plana atmıştı ve Mete onun gözdesi olmuştu.Neden Emre'yi böyle kabul etmiyordu?Peki ya babalık sadece para vererek mi oluyordu?Emre bunları düşünürken ve hayatına küfür ederken uykuya dalmıştı...
Birde rüyalarında hiç görmediği çocuğunu ağlarken görmese,dünya daha yaşanır bir yer olabilirdi.************************
"Oğlum hadi babaanneni alacaksın daha!"
Emre uykulu bir ses tonuyla annesini yanıtladı.
"Tamam anne geldim."
Hemen kalkıp üzerini giydi ve aşağı indi.Tam kapıyı açacakken annesinin sesiyle durdu.
"Oğlum daha 2 saat var önce kahvaltı yap."
"Yok anne,işim var."
"Ne işi bu Emre?Bu saatte!"
Emre aşağı inen babasına "günaydın" dedi ve annesine döndü.
"Insanların toplantıdan daha önemli işleri olabiliyor anne."
Dedi kinayeli bir tavırla.
Annesini rahatsız eden bu sözü aslında babasına söylemişti.Sonra da kapıyı yavaşça kapatıp arabasına bindi.Gideceği yer aslında 2 aydır her gün gittiği yerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Kraliçesi
Teen Fiction"...Annesiyle müştemilatta kalan, babası onu küçükken terketmiş, masum bir kızdan ne istersin sen? Sen aşkı bilmez misin? Herkesi kırmaktan zevk mi alıyorsun?..." Mete beni sevdiği halde hala benim Emre'ye olan hayranlığımı savunuyordu.Asıl aşk Mete...