¤ 25.Bölüm ¤

29 11 7
                                    

"Ben bıktım ama Barış!Bu kaçıncı be!Ne yapsaydım?
Adamı bana öyle yaparken izlese miydim?"

   Barış sinirle bana bağırmaya başladı.Tabi birşey umrumda değildi.

"Kızım sen işinden mi olmak istiyorsun?Adam sana öpücük attı diye koca şişeyi kafasında kırmışşın.Adamın başında kaç tane dikiş var haberin var mı?"

   Yine umursamaz bir tavırla gözlerimi halının desenlerinde gezdirmeye başladım.Küçükken de annemden azar işitirken böyle olurdu.Halının desenini incelerdim ve hayali bir araba yapıp yol varmış gibi arabayı sürerdim.

"Anne!"

   Diye bağırdım birden.Kaç gündür aramamıştım ve özlemiştim.

"Kızım ne bağırıyorsun!
Birşey mi oldu annene?"

"Hayır da aklıma geldi şimdi."

   Hemen telefonuma sarılıp rehbere girip annemi aradım.
Telefon çalıyordu fakat açan kimse yoktu.Birkaç defa aradım ama poposunu kaldırıp açan bir Allah'ın kulu yoktu.

"Ay Zeynep!Kapat artık şu lanet telefonu.Kulağımı şey etti zır zır!"

    Telefonu kapatıp Barış'a döndüm.

"Araba burda mı?Annem hayatta açmamazlık yapmazdı."

"Tabi gidelim lan anneni gör.
Hayırsız evlat modeli gibi birşeysin zaten.Bende o güzel böreklerinden yerim."

   Barış'a çok konuşma der gibi bir bakış attım ve -5 derece soğukta üşümemek için kabanımı almaya gittim.
Ama hiçbir yerde yoktu.

"Barış,kabanımı gördün mü?"

"Hayır.Dolabında olabilir."

"Yok hiçbir yerde."

   Barış odasından bir mont getirdi.

"Al bu bana küçük geliyor.
Üşüme işte,tam sana göre."

   Barış'ın montu ona küçük gelse bile,ben içinde kayboluyordum.Ama başka şansım olmadığı için aceleyle inip annemin evine doğru yol aldık.Ben merak etmiştim.
Telefona da bakmıyordu ki...

   Evinin önünde durduk ve inip kapıya vurmaya başladım.

"Anne!"

   Ne kapıyı açan vardı,ne de sesimi duyup cevap veren.

"Anahtar falan yok mu?"

"Yok bende.Zaten kaybediyorum diye vermiyordu ki."

   10-15 dakika daha şansımı denedim ama yoktu...Annem yoktu...Barış'ın yanına gidip ağlamaya başladım.

"Annem.Yok!"

   Barış beni kendine çekti ve omuzlarından tutup salladı.

"Böyle durumlarda güçlü olmak zorundasın.Ben senin ne zamanlarını gördüm.Hepsinin de üstesinden geldin.Ağlamanın sırası değil.Kime gidebilir veya acil olacak durum var miydi?"

"Benim çok yakın akrabam yok.Veya gidecek kimsesi yok.
Of!Kesin birşey oldu."

   Artık güçlü kalamadığım farkına vardım.Bir anda önüm karardı ve Barış'ın bağırtısıyla kendimi onun kollarında buldum...

   ************************

   Gözlerimi açtığımda başımda Bulut vardı.Yattığım yerden yavaşça doğruldum ve arkasındaki koltukta babam olduğunu gördüm.

Aşk KraliçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin